21 Şubat Dünya Anadil Günü yaklaşırken, anadilde eğitim talepleri ve mücadelesi tartışılıyor. Kürtçe, Hemşince, Çerkesçe, Lazca, Ermenice ve daha nice dil tehdit altında
Birleşmiş Milletler (BM) Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), 1999’da 21 Şubat tarihini Dünya Anadil Günü ilan etti. Türkiye’de günlük yaşamda 36 farklı dil kullanılırken, UNESCO’ya göre bu dillerin 18’İ yok olmak üzere, 3 dil ise kaybolmuş durumda. Uygulanan asimilasyon politikaları sonucu Ubıhca, Mlahso ve Kapadokya Yunancası artık hiç konuşulmuyor. Hertevin ise yok olmak üzere. Romanca, Batı Ermenicesi, Hemşince, Lazca, Pontus Rumcası, Abazaca, Suret, Kirmancki, Çerkesce de yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan dillerden.
Çerkes Turgut Aydın: Eğer bir dili yok ederseniz, bir kültürü, bir ulusu yok etmiş olursunuz. O anlamda anadilin korunması, geliştirilmesi ve gelecek kuşaklara da aktarılması önemlidir. Ulusların varlığı zenginliktir. Bunu bir ayrışma olarak görmemek gerekir.
Çerkes Sema Nur Özkan: Özellikle çocukların kimliklerinin ve kişiliklerinin bir parçası olarak anadillerinin değersizleştirilmesi; onların özgüvenlerini ve özsaygılarını olumsuz etkilemekle kalmıyor, var olan eşitsizliklerin de derinleşmesine neden oluyor. Türkiye Cumhuriyeti’nde yıllardır uygulanan asimilasyon politikalarından bütün diller nasibini aldı.
Laz Mustafa Bekaroğlu: Devlet içinde tek bir dil konuşulmalı dayatması başka halkların özgür iradelerine müdahale olarak düşünülebilir. Bu asimilasyondur. İlk okul dönemlerinde öğretmenimiz bize Lazca konuşmayı yasaklardı. O dönemde ‘Lazcayla mücadele kolları’ kuruldu. Lazca konuştuğumuz için dayak yediğimiz, sınıftan atıldığımız çok oldu. Ama Türkçeyi tam olarak ifade edemediğimiz için kendi aramızda sürekli Lazca konuşuyorduk. Anne babamızla Lazca konuşuyorduk.
Hemşin Hüseyin Habib Taşkın: Hemşin bölgelerinde öğretmenler Hemşince konuşan çocuklara baskı uyguluyordu. Gerekirse dövüyordu. Bu bir kültür yıkımına yol açtı. Bu Türkiye için büyük bir kayıptır. Türkiye’de Ermenilerin, Lazların, Hemşinlerin, Kürtlerin yapıtları var. Bunları inkâr edebilir miyiz? Dillerle devletler yıkılmaz. ‘Aman başka dil konuşma’ kaygısı var. Korkmayın. Diller zenginliktir.
Ermeni Zaruhi Kervancıoğlu Barka: Anadilde konuşamama büyük bir travmaya yol açıyor. Çünkü kendini tanıyamıyor. Dil kişinin kendisini anlatması demektir. Bundan koptuğunuz zaman boşlukta kalırsınız, kökleriniz olmaz. Bir ağacın kökü ile toprağı kavraması gibi hayatta anadille başlar.
Tolga Güney / İzmir – MA