BOP’tan istediği sonucu alamayan ABD planlarını revize ederken, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ni Türkiye ile KDP arasında sıkıştırmaya çalışıyor
Şengal, Maxmur ve Kuzey ve Doğu Suriye’nin Dêrik ve Şehba kentlerine dönük 1 Şubat’ta gerçekleştirilen Türkiye saldırısına tepkiler sürüyor. Bu saldırıların ardından gözler son dönemlerde yoğunlaşan ABD ve bölge devletleri arasındaki görüşme trafiğine ve yapılan hesaplara çevrildi.
AKP iktidarının 30 Ekim 2014’te MGK’de karar altına aldığı ve 24 Temmuz 2015’te devreye koyduğu “Çöktürme Planı” sonuçsuz kalırken, 10 Şubat 2021’de Garê’ye yönelik başlatılan operasyon da sonuç vermedi. Burada aldığı yenilgiyi 23 Nisan 2021’de Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine başlattığı operasyonla kamufle etmeye çalışan Türkiye, yoğun hava saldırıları, KDP’ye bağlı özel güçlerin aktif desteği, paramiliter grupların takviyesi, kimyasal silah kullanımına rağmen ilerleme sağlayamadı, son bir ay içinde Avaşîn ve Zap bölgelerinde 8 tepeden askeri üslerine geri çekilmek zorunda kaldı.
Tampon bölge kurma çabaları
Çözümsüzlüğünü aşmak isteyen Türkiye; IŞİD, El Nusra, Irak’taki Sünni bazı oluşumlar ve MHP’li Türkmen Cephesi’ni öne sürmeye başladı. 21 Ocak’ta Şırnak’ta yapılan moral toplantısının ardından Roj Pêşmergeleri adı altında bin kişilik bir grubu Metîna bölgesine yerleştiren Türkiye’nin bu grupları çatışmalarda kullanmak ve bunlarla tampon bölge oluşturmak istediği belirtildi.
Tüm bunlara paralel olarak MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Suriye istihbaratı, Irak Başbakanı ve KDP yetkilileri ile görüşmeler gerçekleştirdi. ABD’nin izni ve Türkiye’nin desteğiyle Şengal, Kerkük ve Maxmur üzerindeki baskılar artarken, yoğun görüşme trafiğinin sürdüğü dönemde AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kuzey ve Doğu Suriye, Şengal, Maxmur Kampı’na yönelik farklı yöntemler kullanacakları tehdidinde bulundu.
IŞİD’i bitirmek istemiyorlar
Erdoğan’ın bu açıklamasının ardından 20 Ocak’ta Hesekê’ye dönük IŞİD saldırısı gerçekleşti. Bu saldırı Türkiye’nin IŞİD’i yeniden canlandırma çabası olarak yorumlanırken, Koalisyon güçlerinin geç müdahalesi “Koalisyon IŞİD’i bitirmek istemiyor” şeklinde okundu. Türkiye’nin hava saldırılarının ise hava sahasını kontrolünde bulunduran ABD’den habersiz olamayacağı bildirildi.
BOP iflas etti mi?
Uzun süredir dillendirilen “ABD Ortadoğu’dan çekilecek” söylemi pratikleşmeye başladı. Tepkilere rağmen Afganistan’dan çekilen ABD’nin bu tavrı Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) empoze etmeye çalıştığı ulus devlet modelinin iflası olarak yorumlandı. ABD bunun üzerine bölge güçleriyle uzlaşarak halkların demokratik-komünal güçlerini ezme politikasını devreye koydu. Hizbullah’ın İran’dan petrol yüklü gemiyi ambargoya rağmen yola çıkarması gibi veriler ABD’nin kendi kararlarının hilafına hedef tahtasına koyduğu güçlerle ilişkilendiğinin somut örnekleri oldu.
ABD’nin Afganistan’dan güçlerinin çekmesinin ardından benzer tartışma Irak ve Suriye için başladı. Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi’nin Beyaz Saray ziyareti sonrası basına yansıyanlara göre ABD yıl sonuna kadar güçlerini çekecek ve iki ülke işbirliği çerçevesinde eğitim ve destek amaçlı güç bulunduracak. Bu adımla hem askerlerini çekeceğine dair sözünü yerine getirecek olan ABD hem de Irak’tan çekilmemiş olacak.
Türkiye El Nusra ilişkisi
ABD’nin Ortadoğu’yu kolay bir şekilde terk etmeyeceği, çatışma alanlarının daha da yayılacağı sık sık dile getiriliyor. Özellikle ABD-İngiltere-Almanya-İsrail ekseninin, Türkiye-KDP-El Nusra gibi bir ittifak gücü ile sahada daha etkin rol oynamak istediği görülüyor. Nitekim son günlerde yansıyan Türkiye’nin İsrail ile arasını düzeltme çabasının bunun sonucu olduğu belirtiliyor.
Yaşanan bu gelişmelerin bölgeye yansıması ise AKP ve MHP iktidarı tarafından bir yandan Kürtlere yönelik savaşın sürdürülmesi, diğer yandan KDP ve ENKS gibi güçlerin önü açılarak Kürt siyasetinin tasfiye edilmek istenmesi oluyor. “Terör Örgütleri Listesi” de bu politikada etkin bir araç olarak kullanılıyor. Uluslararası güçler de bu listeye dayanarak, Kürt hareketini etkisizleştirme ve daraltmaya çalışıyor.
Komplo tamamlanmak isteniyor
Bölgeye yönelik hava saldırılarıyla sürdürülen bu savaşın, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın uluslararası komployla Türkiye’ye getirildiği 15 Şubat’ın yıl dönümüne denk getirilmesi dikkat çekiyor. Türkiye’nin, Şengal, Maxmur, Dêrik ve Şehba’ya yönelik yoğun hava bombardımanlarının, merkezi Suriye olan komplonun, bugün Federe Kürdistan Bölgesi ile Kuzey ve Doğu Suriye’de tamamlanmak istendiğini şeklinde yorumlanıyor.
Türkiye bu politikayı Federe Kürdistan Bölgesi ile Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarla sürdürüyor. Rusya Kuzey ve Doğu Suriye’de “Ya Türkiye ya Esad” dayatmasında bulunurken, ABD ise Özerk Yönetim’i Türkiye ile KDP arasında sıkıştırmaya çalışıyor.
Erdoğan Altan / Diyarbakır-MA