Mevcut iktidar ve onun karşısındaki blokun Türkiye’deki temel sorunları çözmeyeceğinin altını çizen Tuncer Bakırhan, bu konuda tek alternatifin ise Üçüncü Yol olduğunu söyledi
HDP çağrısıyla bir araya gelen TİP, EMEP, TKP, EHP, TÖP, SMF, Halkevleri, Mücadele Birliği mücadelenin ortaklaşması yönünde ilk deklarasyonu kamuoyuyla paylaştı. HDP’nin çağrısıyla gerçekleşen toplantı öncesi ve sonrası bir dizi tartışmalar yaşansa da geniş yelpazede bir araya gelme iradesi, kararlılığı ve ortaya çıkan mücadele birliğine büyük önem atfedildi. HDP’nin STK ve Siyasi Partilerle İlişkiler Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Tuncer Bakırhan, “Biri baskıcı, otoriter yönetim anlayışını diğeri var olan sistemi restore edeceğini beyan eden iki farklı anlayışla karşı karşıyayız. Biz bu ittifaklara karşı üçüncü bir yol sunuyor ve çözüm üretmeye çalışıyoruz” dedi.
HDP engel değildir
8 partinin bir araya gelmesinin de önemli bir adım olduğunu aktaran Bakırhan, “Kürt hareketi; solun, sosyalistlerin örgütlenmesi önünde engel oluyor” tartışmasına ilişkin şunları söyledi: “Özeleştiri, eksik ve yetmezliklerinin tespitini yaparak, bu doğrultuda bir çaba içerisinde olması gerekenlerin bunun yerine bahaneler arkasına sığınıp engellendiklerini iddia etmeleri gülünçtür ve devraldıkları mirasa da haksızlıktır. Bir örnek vereyim, bizim örgütsel olarak yeterli düzeyde olmadığımız Karadeniz’de örgütlenmelerinin önündeki engel nedir, kimdir? HDP’yi tabii ki eleştirilebilirler ama kendi zayıflıklarını HDP’ye bağlamak kimi sol-sosyalist çevrelerin aşamadığı bir durum haline geldi. Egemen ulus solculuğu (!) ve şovenizm bu başarısızlığın temel nedenidir, bunun nedeni biz değiliz. Aksine, daha güçlü bir sol-sosyalist hareket bize güç ve moral verir. Biz bütün bunlara rağmen mücadeleyi dayanışmayı büyütmek ve birlikte yürümek istiyoruz. Biz kimseye sadece kendi gündemimizi dayatan bir anlayışa sahip değiliz, birlikte gündem oluşturalım, birlikte zemin açalım, birlikte mücadele edelim, birlikte sonuç alalım istiyoruz.”
Üçüncü Yol
HDP’nin en geniş kesimlerle örmek istediği Üçüncü Yol’a ilişkin ise Bakırhan, “Mevcut iktidar ve onun karşısındaki blokun Türkiye’deki temel sorunları çözmeyeceğini çok iyi biliyoruz. Bunlara alternatif olarak Demokrasi İttifakı’nı, Üçüncü Yol’u ortaya koyuyoruz. Bu önerinin bizden gelmesi de kimseyi rahatsız etmemeli. Bu öneri Türkiye’deki yoksulları, emekçileri ne kadar tarif ediyor ne kadar umut oluyor ne kadar mevcut baskıcı sisteme karşı bariyer oluşturuyor ya da diğer blokun üzerinde demokratik basınç oluşturuyor, bunları tartışmamız gerekiyor. Biz birliği sadece sol, sosyalist cepheyle oluşturmaya çalışmıyoruz, çeşitli inanç grupları, emek ve meslek örgütleri, kadınlar, çevreciler gibi kaygı sahibi pek çok toplumsal oluşumun yanında eş zamanlı olarak Kürtlerin kendi içinde oluşturduğu bir ittifakımız da var ki onlarla da çok ciddi bir çalışma yürütüyoruz” dedi.
Esas olan mücadeledir
“Biz kararlıyız, kesinlikle sistemin ve sistem içi restorasyonla uğraşan ve bunu da bir seçenek gibi Türkiye halklarının önüne koymaya çalışan bu anlayışların dışında bir seçeneğiz. Bunun tam da karşılığı Üçüncü Yol dediğimiz Demokrasi İttifakı’dır. Bunu örmek bizlerin çabasına bağlıdır. Umutluyuz, inanıyoruz” diyen Bakırhan, son olarak şunları söyledi: “Bu toplantılar şu an mücadele zemini ve birliğini esas alarak yapılıyor. Henüz seçim bu birlikteliğin gündemi değil, ancak seçimler gündeme gelirse bu zemin onu da tartışacak, ona dair de bir yol yöntem ortaya koyacaktır. Belki daha da büyüyecektir, belki bazı kesimler ‘Biz mücadele ile sınırlı bir birliktelik kurduk’ diyecektir. Belki tamamı ‘Bu zemini değerlendirelim’ diyecektir. Mücadele bizim için esastır. Stratejik olarak esas olan mücadeledir.”
Resmin büyüğüne bakalım
EŞİK gönüllüsü Özgül Kapdan ise kadınlarla ortaklaşmayan hiçbir siyasetin başarılı olamayacağını belirterek, “Gerçek ittifak kadınlarla yapılan ittifaktır” dedi. Platform adına olmasa da kişisel olarak Üçüncü Yol ittifakında birlikte hareket etme çabasını değerli bulduğunu dile getiren Kapdan, “Fakat birlikte hareket edelim derken yeni ayrımlar yaratma ihtimalini de dikkat alarak daha bütüncül politikalar üretilmesi lazım. Yaşam kavgası pazar yerinde herkesi eşitliyor. Şu anda ülkenin birlikte hareket etmeye ve motivasyona ihtiyacı var. O motivasyonu destekleyecek kesimin sorumluluğu çok büyük. Çünkü birçok insan zulüm görüyor, açlıkla boğuşuyor, haksızlığa uğruyor. Bütün bunları bir arada düşünmemiz gerekiyor. Bir arada düşünme becerimizi geliştirmemiz ve topyekûn büyük resme bakmamız gerekiyor” diye belirtti.
Saraya karşı en önemli strateji
Mustafa Suphi Vakfı, Kadıköy’de bulunan vakıf lokalinin açılışını yaptı. Etkinlikte 1921 yılında katledilen Mustafa Suphi ve yoldaşları anıldı. Saygı duruşuyla başlayan etkinlikte konuşan Mustafa Suphi Vakfı Başkanı Kemal Atakan, HDK ve HDP nezdinde oluşan birliğin Türkiye devrimci hareketinin 100 yıldır elde ettiği en büyük kazanım olduğuna dikkat çekerek, “Bu güç sınıf savaşımında belirleyici bir nitelik kazanmıştır. Bu birleşik güç dolaylı olarak onlara mesafeli davranmaya çalışan kendilerini sol, sosyalist diye tanımlayan çevreleri de etkilemektedir. Bu nedenle bugün Demokrasi İttifakı, saray rejimine karşı mücadelede stratejik önemdedir. Demokratik ittifak sadece seçimlere yönelik bir seçim ittifakı değildir. Ülke düzeyinde toplumsal yaşamın tüm alanlarında demokratik halk meclisleriyle örgütlenerek geleceğin iktidar organlarını yaratmaya adaydır” diye konuştu.
Berivan Altan / Ankara-MA