Mahmur, Şengal, Dêrik ve Şehba’ya yönelik hava saldırılarının öncesi ve sonrasına dikkat çeken gazeteci Seyit Evran, Türkiye’nin ABD’nin onayı, KDP’nin işbirliğiyle saldırılar yaptığını söyledi
Diyarbakır’da bulunan 8’inci Ana Jet Üs Komutanlığı’ndan 1 Şubat akşamı kalkış yapan çok sayıda savaş uçağı, Birleşmiş Milletler (BM) himayesinde bulunan Mahmur Mülteci Kampı, Şengal ile Kuzey Doğu Suriye’nin Dêrik ve Şehba’nın köylerini bombaladı. Şengal’de 21 noktaya yapılan hava saldırıları 4 buçuk saat sürdü. Saatlerce süren bombardımanlarda Mahmur’da 2, Şengal’de 3, Dêrik’te 4 kişi yaşamını yitirdi, çok sayıda kişi yaralandı.
Saldırı öncesi görüşme trafiği
Saldırıları Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Aziz Oruç’a değerlendiren gazeteci Seyit Evran, 20 Ocak’ta IŞİD’in Hesekê saldırısını hatırlatarak, hava saldırılarının IŞİD yenilgisinin intikamı olarak yorumladı. Hava saldırısı öncesi yaşanan görüşme trafiğine dikkat çeken Evran, 23 Ocak’ta Irak Başbakanı Mustafa Kazimi ile Türkiye Büyükelçisi Ali Rıza Güney’in Bağdat’ta görüştüğünü ve saldırı gecesi de Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ile ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’ın telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini söyledi. Saldırıdan bir gün sonra ise AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Federe Kürdistan Bölgesi Başkanı Nêçirvan Barzani’nin bir araya gelmesinin manidar olduğunu dile getiren Evran, yaşanan bu gelişmelerini birçok soru işaretini beraberinde getirdiğini ifade etti.
İşgale izin alamadılar
Erdoğan’ın 2021 yılı boyunca Kuzey ve Doğu Suriye’yi işgal etmek için diplomatik trafik yürüttüğünü ancak açık bir işgal izni alamadığını vurgulayan Evran, “Ancak farklı şekillerde saldırı onayı verildi. Erdoğan da görüşmeler sonucunda ‘mücadelemiz farklı yol ve yöntemlerle devam edecek’ demişti. Erdoğan’ın farklı yöntemler dediği, geçmişte de olduğu gibi IŞİD ve diğer çete gruplarını devreye sokmaktı. Birinci plan IŞİD’ti. 2’nci plan SİHA’larla infazlar yapmaktı. 3’üncüsü ise yapabilirse, bazı yerlere açıktan olmasa da gizli bir şekilde saldırılar gerçekleştirmekti. Eyn Îsa ve Til Temir taraflarında yapılan saldırılar bunların örneğiydi. Saldırıların yapıldığı bu yerlerde Arap, Asuri ve Süryani bölgeleridir. Dolayısıyla saldırılar sadece Kürtlere dönük değil, bölgedeki tüm halklara yönelik olduğu da ortaya çıktı” dedi.
IŞİD başaramayınca devreye girdiler
IŞİD’in Hesekê saldırısının ciddi bir saldırı planı olduğuna dikkati çeken Evran, IŞİD başaramayınca Erdoğan’ın devreye girdiğini ve 1 Şubat saldırılarının gerçekleştirildiğini dile getirdi. “Qamişlo hattında zaten SİHA’larla eş zamanlı hava hareketliliği yaşanıyordu. Yine Eyn Îsa ve Til Temir hattında bazı köylere top atışları yapıldı. Şehba’da Samuka ve Helbir köyleri ile Şehba Barajı’na gece 00.00’ye kadar saldırlar yapıldı. Bütün bunlar eş zamanlı ve planlı bir şekilde yapıldı” diyen Evran, “IŞİD Hesekê’de başaramayınca, Türkiye ve işbirlikçileri devreye girdi” diye kaydetti. Vurulan yerlerin özel olarak seçildiğini belirten Evran, vurulan yerler arasında Êzidîler için kutsal olan Tavus kuşlarının (Melekê Tawus) bulunduğu yerde olduğunu belirtti.
Saldırılarda uluslararası güçlerin sorumluluğu olduğunu söyleyen Evran, “Çünkü saldırıların gerçekleştiği alanlarda hava sahası onların elinde. Dolayısıyla onların onayıyla gerçekleşen saldırılardır. Sessizlikleri de bunu doğruluyor” dedi.
KDP saldırıların ortağı
İbrahim Kalın ve Jake Sullivan’ın saldır öncesi görüşmesine değinen Evran, “ABD eğer saldırıya onay vermemişse, o zaman çıksın saldırıya ilişkin açıklama yapsın. Açıklama da yetmiyor, saldırıları durdurmaları lazım. İkincisi KDP’nin pozisyonu zaten bellidir. Açıkça hem Şengal’e hem de Rojava’ya düşmanca bir politika izliyor” şeklinde konuştu. KDP’nin 2019 Temmuz’undan beri Mahmur’a ambargo uyguladığını dile getiren Evran, “Mahmur’da vurulan birçok yerin koordinatlarını MİT’e bizzat KDP’nin verdiği ortaya çıktı. KDP’nin sözcülüğünü yapan K24, haberi verme biçimine bakmakta fayda var. ‘Mahmur, Şengal ve Rojava’da PKK noktaları vuruldu’ diyor. Yani buradan şu çıkıyor. MİT’in bile söylemediğini KDP söylüyor. KDP doğrudan bu saldırıların içindedir. Türk devletine Irak’tan tepki geldi doğrudur. Irak’ın zaaflarından yararlanıyorlar. Iraklı bazı güçler de bu saldırıların içindedir. Ama Irak halkı ve birçok kesim, bu saldırılara tepkilidir ve hiçbir zaman bu saldırıları kabul etmiyor” şeklinde konuştu.
Sembol bölgeler seçildi
Evran, saldırıların yapıldığı her üç bölgenin de sembol bölgeler olduğunu söyledi. Saldırıda vurulan Dêrik’in de önemine değinen Evran, “Saldırıların yapıldığı Mahmur, Şengal ve Dêrik birbirine yakın yerlerdir. KDP pêşmergelerini çekerken, Dêrik üzerinden çekti. İnsani koridor da Til Koçer’de açılmıştı. Toplumsal olarak stratejik bir yerdir. İkincisi ise siyasi bir önemi var. Üç ise jeopolitik bakımından önemli bir bölgedir. KDP’ye yakın ve hakimiyet kurmak istediği bir alandır. Dêrik, Rojava’da petrol kuyularının en çok bulunduğu alanlardan biridir. KDP’nin geçmişten beri üzerinde hesap yaptığı alandır. Bu da açıktır, KDP ve Türkiye iş birliğiyle bu saldırılar yapıldı. Her üç alan üzerinde de ortaklıkları açığa çıkmış durumdadır” diye kaydetti.
Yine ‘vatan, millet, sakarya’…
AKP iktidarının her alanda çöküş yaşadığını dile getiren Evran, sözlerini şöyle sürdürdü: “Erdoğan, Sezen Aksu’ya çattı, geri tepti, Sedef Kabaş’ı tutuklattı ve onun üzerinden bir tartışma yaratmak istedi, tutmadı. Ekonomik ve siyaseten çökmüş durumda. Erdoğan, her gün mum gibi eriyor. Bir gün söylediği diğer gün tutmuyor. 10 yaşındaki çocukları siyasette kullanma ahlaksızlığına başvurdu. İç siyaseti değiştirme, saldırılar üzerinden iç siyasete yön vermek ve bazılarını baskılamaya çalışmak istiyor. Dış düşman paranoyasını yaratarak, ‘vatan, millet, sakarya’ edebiyatıyla siyaset gündemini belirleme çabaları var.”
Evran: Kaybeden Erdoğan olacak!
Evran, son olarak şunları ifade etti: “Erdoğan’ın temel amacı Kürtleri inkar etmek, yok etmektir. Kürtler, Êzidîler ve diğer halklar adına geriye hiçbir şey bırakmak istemiyor. Başarır mı? Bence başarmaz. Belki çok acı yaşatır ama başaramaz. Bu acıların hepsi Erdoğan’a tepki, öfke nedeni olur. Ve bir gün gelir ki Saddam gibi bir son Erdoğan’ı bekliyor. Başarısı kesinlikle olmaz. Başarsaydı, şimdiye kadar Erdoğan’dan öncekiler başarırdı. Başaramadıkları için tek tek gittiler. Kalıcı olan nedir inançtır, iradedir, direniştir. Erdoğan sorunu çözmek, halkın haklarını vermek, özgürlüklerini tanımak yerine, bomba yağdırıyor. Bunların hepsi kendisine geri dönecektir. Kazanan direnenler, kaybedecek olan Erdoğan’dır”
BM: Saldırılarda siviller hedef alındı
Öte yadan, BM Irak Temsilciliği, Türkiye’nin savaş uçakları ve SİHA’larla Şengal ve Maxmur’a yönelik 1 Şubat 2022 Salı Günü gerçekleştirdiği saldırılara ilişkin açıklama yaptı. Resmi twitter hesabından yapılan açıklamada, Türkiye’nin yaptığı saldırılarda sivillerin hedef alındığı belirtilerek şunlar kaydedildi: “Ninova’da yapılan hava saldırılarında sivil kayıplar yaşandı. Irak’ın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne her zaman saygı gösterilmesi gerektiğini bir kez daha yineliyoruz. Sivil halk korunmalı, anlaşmazlıklar diyalog ve işbirliği yoluyla çözülmelidir.”
Ebdi: Bu saldırı savaş ilanıdır
Demokratik Suriye Güçleri (QSD) Genel Komutanı Mazlum Ebdi, Türkiye’nin Şengal, Dêrik ve Mahmur’a yönelik eş zamanlı saldırılarına ilişkin sanal medya hesabından açıklama yaptı. Dêrik’teki saldırılarda elektrik santrallerinin büyük oranda zarar gördüğünü söyleyen Ebdi, Türk devletinin bölgede kamu alt yapısını tahrip ettiğini vurguladı. Saldırılarda çok sayıda kişinin yaşamını yitirdiğini de hatırlatan Ebdi, “Bu saldırı bir savaş ilanı anlamına geliyor. Sivilleri tehlikeye atıyor ve IŞİD’e karşı mücadelemizi baltalıyor. Artan terör tehdidi ile birlikte, bu tür Türk saldırılarını önleme sorumluluğunun büyük bir kısmı Koalisyon ortaklarımıza aittir” dedi.
Özgür Kürdü hedef aldılar
Türkiye’nin saldırılarına ilişkin MA’dan Ömer Akın’a konuşan Mahmur Kampı Belediyesi Yöneticisi Ali Ürek, “Bu saldırı, Türkiye’nin ne ilk saldırısıdır ne de son saldırısı olacak. Bunu çok iyi biliyoruz ki; Türkiye bu saldırılarından vazgeçmeyecek. Çünkü, Türkiye özgür kürdün yok olmasını istiyor. Kendi değerlerine sahip çıkan Kürtleri bitirmek istiyor” dedi.
Başarısızlığı gizleme çabası
Türkiye’nin 2020 yılından sonra stratejisini değiştirdiğini ve Kürtlerin bütün kazanımlarını yok etmeyi hedeflediğini vurgulayan Ürek, Türkiye’nin Zap, Metina, Avaşin, Werxelê, Mam Reşo ve Zendura bölgelerine yönelik gerçekleştirdiği saldırılarda sonuç almayınca Mahmur Kampı, Şengal ve Kuzey ve Doğu Suriye topraklarına yönelik hava saldırısı düzenlediğine dikkati çekti. Türkiye’nin bu hava saldırılarıyla başarısızlığını örtmeye çalıştığını söyleyen Ürek, Türkiye’nin Hesekê planının devreye koyduğunu ve bu planla Hesekê’yi işgal ederek Şengal’e ulaşmak istediğine işaret etti. Başarılı olamayan Türkiye’nin hava saldırılarıyla bu başarısızlığı gizlemeye çalıştığını söyleyen Ürek, “Türkiye’nin hava saldırısı gerçekleştirdiği üç bölge de IŞİD’in büyük bir hezimet aldığı yerlerdir. Onun için Türkiye’nin saldırı hedefleri sıradan değil bilinçli olarak seçilmiş yerlerdir” diye konuştu.
Türkiye’nin gerçekleştirdiği hava saldırılarında BM ve Irak’ın da sorumluluğunun olduğunu anlatan Ürek, “Mahmur direnişin kalesidir. Bütün saldırılara karşı direnip mücadelemizi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
Kürdistanlılar sokaklara aktı!
Avrupa’daki Kürdistanlılar, Hesekê’de DAİŞ’in yenilgisini hazmedemeyen Türkiye’nin salı akşamı Derîk, Mexmûr ve Şengal’e eş zamanlı yoğun hava saldırılarına karşı KCDK-E’nin acil eylem çağrısıyla alanlara çıktı. Birçok kentte Salı gecesi yapılan eylemlerde Türk devletinin saldırıları lanetlendi.
Basel, Aarau, Toulouse, Bordeaux, Paris, Strasbour, Freiburg, Stuttgart, Duisburg, Kopenhag, Bern, Lozan ve birçok yerde sokaklara çıkan Kürdistanlılar, Türkiye’nin saldırılarına son verme ve Kürterden elini çekmesi çağrısı yaptı. Uluslararası güçlere de seslenen Kürtler bir an önce Türkiye’nin işlediği savaş suçlarını araştırılıp durdurulması için gereğinin yapılması çağrısında bulundu.
HABER MERKEZİ