Veysi Sarısözen
Ne de olsa “partidaşız”. Sol Parti eski ÖDP. Bizler de o partinin kurucuları arasındaydık.
Türkiye solunda istisnai bir figür olan, gerçek militan ve inançlı devrimci eski ÖDP genel başkanı Alper Taş demiş ki, partilerinin “üç” ilkesi varmış ve ne yazık ki HDP bu üç ilke yerine “kimlik” siyasetini öne çıkarıyormuş. Hatta, satır aralarını okuyacak olursak, HDP’yle ittifak yapmamalarının temel ideolojik ve programatik sebebi buymuş.
Yanlış hatırlamıyorsam bu “üç ilke” esas olarak “SİP-TKP”nin Genel Sekreteri tarafından dile getirilmişti.
Nedir bu “üç ilke”?
Birincisi “laiklik”. İkincisi “kamusalcılık.” Üçüncüsü de “anti-emperyalizm” imiş.
Eğer Sol Parti HDP’yle rejime karşı ittifak yapsaydı, bu “üç ilkeyi” nasıl yorumlarsa yorumlasın Kürt özgürlük hareketi açısından bir sorun olmazdı. Kürt halkı bu “üç ilkeyi” benimseyen Sol Parti ile ittifakı memnuniyetle bağrına basardı.
Ama Sol Parti bu “üç ilke” nedeniyle HDP’yle ittifaka yanaşmıyor.
Çünkü HDP’den şüpheleniyor. HDP bu “üç ilkeden” “laikliği” öne çıkarmadığı için, yine satır aralarını okuyarak söylüyorum, “dincilerle” uzlaşabilirmiş. Sol Parti “kamusalcıymış”, ama HDP pek öyle değilmiş. Yine satır aralarına göre, “emek eksenli” olmadığı ve “kimlik” eksenli olduğu için, demek ki, kamusalcılığın karşıtı olan “kapitalistlerle” işbirliği yapabilirmiş. Daha beteri, yine satır aralarına göre, HDP “anti-emperyalist” de değilmiş, her an emperyalistlerle de uzlaşabilirmiş. “Vatana ihanet” gibi bir şey.
Eh, HDP böyle olunca, ben de olsam HDP’yle ittifaka yanaşmam.
Satır aralarının analizi böyledir. Bu iddiaları bir milim daha ileriye götürseler, HDP’nin “laiklik” karşıtı, “neo liberal” ve de “ABD emperyalizminin işbirlikçisi” AKP’yle uzlaşma arayışında olan “şüpheli” bir parti olduğunu bile söyleyebilirler. “Üç” ilke yüzünden HDP’den uzak durma politikasının varacağı yer budur. Oysa demiştim, bu “üç ilkesiyle” HDP Sol Parti’yi demokratik ittifaka çağırmıştır.
Şimdi düşünelim. Bu “üç ilke” Sol Partiyi HDP’den diyelim ki uzaklaştırıyor. İyi de kime yaklaştırıyor?
CHP’nin “altı okundan” üçünü hatırlayalım: “Laiklik, devletçilik ve milliyetçilik.”
Sol Parti’nin “üç ilkesi” CHP’nin “üç ilkesiyle” hısım gibi durmuyor mu? “Laiklik” aynen alınmış, “devletçilik” oku “kamusalcılıkla” törpülenmiş. “Milliyetçilik” okunun hedef tahtası ise aynı: “Dış faktör” olarak “emperyalizm”.
Oysa HDP CHP’nin “devletçi laikliğini” reddetmiş. Hatta “laiklik” bile demeden koskoca Kürdistan’ın Türklerden daha fazla Müslüman halkını, aşağıdan yukarıya “laikleştirmiş.” HDP ve genel olarak Kürt özgürlük hareketi olmasaydı, şu Arap Baharı sürecinde Şafi Kürtler arasında DAİŞ’in “Hizbullahı” aratacak ölçüde nasıl bir etki yapabileceğini düşünmelisiniz? Alevi Gültan Kışanak’ın ve nice Alevinin Şafi Kürtler tarafından Belediye Başkanı ve vekil yapılması, bilin ki Kemalist “laikliğe” bin basar.
HDP “laikliği öne çıkarmıyormuş”. HDP halkçı ve özgürlükçü, demokratik laikliği tüm Kürdistan’da aşağıdan yukarıya inşa ediyor. “Demokratik ulus” Müslümanlarla, Ermenilerle, Asurilerle, Rumlarla, Alper Taş’ın hemşerileri Lazlarla kuruluyor. Laikliği “parti programında” savunmak “iyidir”, ama onu hayata geçirmek daha “iyidir.”
“Kamusalcılık” ilkesine gelelim. HDP ve Kürt özgürlük hareketi “bürokrat çocuklarının” değil, yoksulların örgütüdür. “Sınıf eksenini” işçisiz, emekçisiz örgütler değil HDP temsil ediyor. Onun programı, “devletçiliğin” tam zıddıdır. Bu parti “komünal” ekonomiyi savunuyor. Sizin savunduğunuz “merkeziyetçi devletin planlaması” anlamında “kamusalcılık” iken, HDP “komünal” ekonomiyi savunuyor. Diyoruz ya “fabrikalar, tarlalar, her şey emeğin olmalı”, tam öyle, “her şey komünün” olmalı. Kamusalcılık meselesinde hiç kimse HDP’nin eline su dökemez.
Ve nihayet “anti-emperyalizm”. Bu “anti-emperyalizm” ile “ulusalcı” anti-emperyalizm arasındaki farkı kim izah edecek? Yaşadığınız ülkenin “emperyalist” bir ülke olduğunu anlamadığınız sürece, sizin “anti-emperyalizminiz” ile CHP’nin, hatta Erdoğan’ın demagojik anti emperyalizmi arasındaki fark, bilin ki silikleşir. Kendi ülkesinin emperyalizmine karşı savaşmayan bir parti, ne Amerikan ve ne de Rus emperyalizmine karşı savaşabilir. “Emperyalizm dış olgu değildir”, Türkiye emperyalist bir ülkedir ve HDP ile Kürt özgürlük hareketi ABD, Rus, Çin ve Avrupa emperyalizmine karşı savaşı, Türk emperyalizmine karşı onbinlerce kurban vererek sürdürüyor.
Siz ne yapıyorsunuz kardeşler?
Tekrar ediyorum, Sol Parti’nin “üç ilkesi” eğer bu “üç ilke” Kürt özgürlük hareketine karşı, CHP’nin “altı okundan üçü” olarak yönlendirilmez ise, bu parti anti faşist ittifakın en önemli bileşenlerinden birisidir.
Yine tekrar ediyorum. Yarın “ikinci bir Gezi isyanı” patladığı zaman Devrimci Yol geleneğinden gelen yeni kuşak Sol Partili gençlik, metropollerde HDP’den ve birçoklarından daha belirleyici bir rol oynayacaktır.
Ayşe Zarakolu kardeşimdi. Ölümünün yirminci yılındayız. O Dev-Yolcu’ydu. Sonra HDP’li. Akraba sayılırız.