Hüseyin Deniz
Geçen yıl benzin ve mazota 46 kez zam yapılmış! Mazot fiyatları dolar kuruyla yarış halinde. Bir haftadır doları geçti. Peki dolar yerinde sayarken, benzin fiyatları 20 günde 3 liraya yakın artışı nasıl gösterebiliyor? Şimdi kim diyebilir ki, enflasyon azalacak.
Petrol istasyonları bile ‘kapanma noktasına geldik’ diyorsa, kazanan kim? Tabii ki 22 Aralık’ta yapılan ÖTV düzenlemesiyle Hükümet… Bu vergi çeviriminde maliyet ikiye katlanıp yine vatandaşa dönüyor. Mazot ve benzin temel girdi olduğu için bunlara gelen her zam, maliyet artışı demektir. Maliyet artışının yansıtılacağı yegane kesim de tüketicilerdir. Geçen yıl ocak ayında benzin 7.30 iken, şimdi 14.05 lira. Mazot 6.73, şimdi 14.57 lira. Yüzde yüz zam. Benzer bir durum, elektrik ve doğalgaz fiyatları için de geçerli. O yüzden ikiye katlanan doğalgaz maliyetini azaltmak için evde palto giyiyoruz. Bu demektir ki, fiyatlar daha da artacak, yani enflasyon ilk çeyrekteki ortalama tahmin olan yüzde 40’ları geçecek. Merkez Bankası’nın 2022 yıl sonu tahminini 11.4 puan artırarak 23.2’e çıkarması da bunu doğruluyor.
Enflasyon nasıl düşecek? Fazla ihracatla mı? İçeride daha da yükselen sesler bunun da çözüm olmadığını gösteriyor. Dünya Gazetesi’nin yaptığı anket bu sesleri deşifre ediyor. Acil çözüm istenen sorunlar: Enflasyon, dövizdeki oynaklık, girdi maliyetlerindeki artış, liradaki değer kaybı, vergi politikaları… Hemen ardından yüzde 12 ile rüşvet ve yolsuzluk vurgusu oldukça dikkat çekici.
Ankette 4. çeyrek damgasını vurmuş. Neredeyse yılın tümüne bedel olarak gösterilmiş. En çok da karlılık azalması öne çıkıyor. Bu yüzden öncelik maliyeti düşürmeye verilmiş. Yüzde 20’si küçülmüş. Bu da ya işçi azaltma ya da ücretleri kısmak demektir.
Ankara Sanayi Odası da daha güven verecek bir ekonomi politikası çağrısı yapıyor. İktidarın “Son sürüm yeni Ekonomi Politikası modeline” de güvenin hızla yok olduğunun göstergesi…
Bunun en önemli nedenlerinden biri de şeffaflık ve hukuka uygunluk meselesi. En çok da ihalelerde gündeme geliyor. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun son iddiası bunun yeni bir örneği: “15 firmanın katıldığı 3.2 milyar liralık ihalenin iptal edilip, 9 milyar liraya verilmesi… 9 milyar liralık ihalenin de iktidara yakın ‘beşli’ olarak bilinen gruptan bir firmaya verilmiş.”
Belki de bu yüzden, büyük puntolarla sunulan ve büyük maliyetle yapılan İstanbul Havalimanı’nın daha birkaç yılı dolmadan kar nedeniyle çöken çatısından çok, kar yağışı sırasında İBB Başkanı’nın bir büyükelçi ile daha önceden kararlaştırılmış yemek tartışma konusu yapılıyor. O yüzden “dil koparmalar” gırla gidiyor. Güvensizlik, belirsizlik her geçen gün daha da artıyor.
Tüm bunların ardından Kılıçdaroğlu’nun, “Demokrasinin yolu Diyarbakır’dan geçer” demesi boşuna değildir. Ülkenin bu duruma evrilmesinde, merkezinde üstü zorla örtülmek istenen Kürt sorununun olduğu bir kez daha yüksek sesle teyit edilmiş oluyor.