AKP-MHP ve Millet İttifakı’nın Türkiye halklarına önereceği ve çıkarına olabilecek pek bir şey olmadığını söyleyen TİP Genel Başkanı Erkan Baş, “Bir Üçüncü İttifakın, daha doğrusu gerçek bir seçeneğin inşa edilmesini bir zorunluluk olarak görüyoruz” dedi
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) çağrısıyla Emek Partisi (EMEP), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Türkiye Komünist Partisi (TKP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Halkevleri, Emekçi Hareket Partisi (EHP) temsilcileri 18 Ocak’ta bir araya geldi. Toplantıda yer alan TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Mezopotamya Ajansı’ndan Zemo Ağgöz’e değerlendirmelerde bulundu.
Toplantının kendi hedefleri açısından başarılı geçtiğini ifade eden Baş, “Başka bir ifadeyle, bu ilk toplantı ve haliyle bu ilk toplantıda tüm katılımcıların birbirini dinlemesi, anlaması, önerilerini paylaşması gerekiyordu. Bunun eksiksiz biçimde başarıldığını söyleyebiliriz” dedi. Birlikte ve özenle yürümenin son derece önemli olduğunu ifade eden Baş, “Bu açıdan oldukça sevindirici ve umut verici bir toplantıydı. Kuşkusuz daha birçok kere yan yana geleceğiz, görüşlerimizi paylaşacağız ve detayları konuşup kararlaştıracağız, yani uzun ve emek isteyen bir görevi sırtlanacağız. Ama ilk adım olarak değerlendirebileceğimiz bu toplantıdan umutlu ayrıldığımızı söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
‘Umut verici’
Bundan sonrasında toplantıda mutabık kalınan noktaların güçlendirilmesine ve Türkiye halklarına gerçek bir umut olacak seçeneğin fiilen inşa edilmesine doğru ilerlemek gerektiğine dikkati çeken Baş, “Kuşkusuz, yine birbirimizi anlayarak, dinleyerek ve hesapsızca tartışıp ortaklaşarak. Biz, ilk toplantının bu açıdan başarılı olduğunu ve önümüzdeki süreç için de umut verici olduğunu düşünüyoruz. Bu toplantıda oluşan güç birliği arayışının güçlenmesi ve somut hale gelmesi için de emek harcayacağız” diye aktardı. Toplantının ortak mücadeleye ön açacağına yönelik inançlarının yüksek olduğuna vurgu yapan Baş, herkes açısından ortaklaşmış görünen ihtiyaçların ortada olduğunu dile getirdi.
‘AKP-MHP ve Millet İttifakı’na mecbur bırakmamalıyız’
Türkiye emekçilerinin çıkarlarını merkeze alan sol/sosyalist hareketin, en acil görevlerinden birinin sömürü ve baskı düzenine karşı en güçlü ve en gerçekçi seçeneği üretmek olduğunu kaydeden Baş, “Bunun kazanmasının yollarını bulmaktır. Kabul etmek gerekir ki, Türkiye’nin geleceğine dair düzen cephesinden aktörlerin çalışmaları sürüyor. Bu süreci düşünüyor, tasarlıyor, hazırlıklar yapıyorlar. Hem AKP-MHP tarafından temsil edilen siyasi iktidar hem de Millet İttifakı ile temsil edilen düzen muhalefeti hem içinden geçtiğimiz günlere hem de seçimlerden sonrasına dair kendi stratejilerini izliyorlar” dedi. AKP-MHP ve Millet İttifakı’nın Türkiye halklarına önereceği ve çıkarına olabilecek pek bir şey olmadığını dile getiren Baş, “Tam da bu nedenle, emekçi halklarımızın hemen bugünden başlayarak, mücadeleyi büyütecek ve seçimlerde de bu iki ittifaktan birini seçme mecburiyetinde bırakılmasına izin vermeyecek bir Üçüncü İttifakın, daha doğrusu gerçek bir seçeneğin inşa edilmesini bir zorunluluk olarak görüyoruz” şeklinde konuştu.
‘Kısır polemiklerden uzak duruyoruz’
Yürütülen tartışmalara dair ise Baş, şunları söyledi: “Biz, ilkesel olarak geliştirici olmayan hiçbir tartışmaya girmiyoruz, kısır polemiklerden uzak duruyoruz. Umuyoruz ve bekliyoruz ki, geçtiğimiz süreçte sosyalist hareketin bir kesimi hakkında hiçbir gerçekliği olmayan zorlama yorumlarla bu kısır tartışmalara bilerek ya da bilmeyerek alet olanlar, gerçeğin sınırları içerisine çekilirler. Bütün toplantı boyunca ne milletvekilliği lafı edildi ne de sayı/sıra pazarlıkları yapıldı. Seçimleri beklemeden hemen bugün neler yapabileceğimizi tartıştık. Sürecin belli bir aşamasında seçimler de var, elbette bu konu da önümüzdeki toplantılarda değerlendirilecek. Bu aşamada seçime girmemek, parlamentoda yer almamak, ittifaktan kaçınmak her partinin kendi tercihidir elbette; herkesin bu tercihe saygı duyması gerekir. Aynı saygı seçime girmeyi, bir ittifak ile hareket etmeyi, parlamentoda temsilci bulundurmayı tercih eden siyasal partilerin de hakkıdır.”
ANKARA