Yusuf Gürsucu / İstanbul
Doğayı enerji üretimleri için yerle bir eden iktidar, bunun nedenini ‘enerji arz güvenliği’ne bağlıyordu. Bir miktar doğalgaz kesintisiyle ortaya çıkan enerji krizi, iktidarın acz içinde yağmadan başka bir amaç gütmediğini ortaya koyuyor
İran’ın 20 Ocak günü doğalgaz sevkiyatını arıza nedeniyle durdurduğu iddialarının ardına saklanan AKP iktidarı, süren ekonomik krizi içinden çıkılamaz boyuta taşıdı. 320 Organize Sanayi Bölgesi’nde, 50 binin üzerinde fabrikada üretim durdu. Nedeni ise fabrikaları çalıştıracak enerjinin olmaması. Ay sonuna kadar süreceği anlaşılan enerji krizinde ortaya çıkacak olan zararın büyüklüğünün ise on milyarlarca doları bulabileceği belirtiliyor. Ancak veriler enerji krizinin İran’ın uyguladığı enerji kesintisinden dolayı yaşanamayacağına işaret ediyor.
Sebep İran’a borç mu?
BOTAŞ, İran’dan alınan gaz miktarının 17 Ocak itibarıyla üçte bir seviyesine düştüğünü, 20 Ocak itibarıyla da sıfırlandığını duyurmuştu. Gaz kesintisini arıza nedenine bağlayan BOTAŞ’ın yaptığı açıklamalar ise inandırıcı bulunmazken, Türkiye’nin İran’a vadesi geçen doğalgaz paralarını ödemediği ve bu nedenle gazı kestiği iddiaları ciddiyetini koruyor.
Kesinti ay sonunu bulabilir
Organize sanayi bölgelerinde çarşamba gününe kadar süreceği belirtilen sorunun ay sonuna kadar uzayabileceği yine yetkililer tarafından belirtilirken, sanayici bu duruma tepkili. İlk olarak fabrikaların doğalgaz kullanımının yüzde 40 oranında kısıtlandığının duyurulmasının hemen ardından alınan kararla 24 Ocak Pazartesi saat 00.00’dan itibaren Türkiye’deki tüm OSB’lere elektrik kısıntısı uygulanması yapılacağı ve OSB dışındaki tesislerde de aynı kısıntının uygulanacağı vurgulanarak uygulama başlatıldı.
Günlük 360 milyon m3 gaz
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre, Türkiye, Azerbaycan gazını taşıyan TANAP hattından günlük 17.3 milyon m3 doğalgaz alıyor. Rus gazını taşıyan Türk Akımı’nda 46.9 milyon m3, Mavi Akım’da da 47.3 milyon m3’ün tamamı devrede. Bakü-Tiflis-Erzurum hattında günlük 19.1 milyon m3’lük kontrat bulunmasına rağmen daha düşük gaz geldiği belirtiliyor. İran’dan ise günlük 28.5 milyon m3 gaz geliyor. Tuz Gölü ve Kuzey Marmara depolama tesislerinde günlük üretim 68 milyon m3. Hatay ve İzmir’deki iki FSRU gemilerinde gelen gaz toplamı ise 56 milyon m3. Bunlara ek olarak LNG terminalleriyle de birlikte Türkiye’nin günlük doğalgaz giriş kapasitesi toplam 360 milyon m3’e ulaşıyor.
İran’dan kaynaklı olmayabilir
360 milyon m3’lük gaz girişine karşın Türkiye’de doğalgaz tüketimi 20 Ocak 2022 tarihinde 290 milyon m3 ile tüm zamanların rekorunun kırıldığı açıklandı. Bakanlığın yayınladığı veriler eğer doğru ise İran’dan gaz akışının kesilmiş olması böyle bir durumu yaratmaması gerekiyordu. İran’dan normal şartlarda gelen gazın miktarı 28.5 milyon m3. Türkiye’ye günlük giren gaz miktarı ile rekor kıran tüketim arasındaki fark 70 milyon m3 ve bu durumda İran’dan gaz gelmese de 48 milyon m3 gaz fazlası olması gerekiyor. Depolama tesislerinde gazın tükenmesi durumunda ise ortaya çıkacak olan gaz eksilmesi sadece 20 milyon m3’te kalacaktı ve bu durumun büyük bir doğalgaz krizini ortaya çıkarmaması gerekiyordu.
Bakan’ın iddiaları boş çıktı
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez de 1 Kasım 2021’de yaptığı açıklamada, “Yer altı doğal gaz depolarımızın dörtte üçü dolu olup, kış aylarına bu depolar tam dolu olarak gireceğiz. Uzun dönemli anlaşmalar ile temin ettiğimiz doğal gazla birlikte kış aylarında artacak talebin karşılanması adına ek kaynak görüşmeleri de yürütülmekte olup, bu kapsamda Azerbaycan ile 3 yıl boyunca toplam 11 milyar metreküplük tedarik antlaşması imzalanmıştır. Kapasitelerini artırdığımız doğal gaz ve LNG giriş noktalarımız ile tek kaynağa bağımlılık oranımız düşürülmüş olup, bu kış herhangi bir arz sorunu yaşanmasını beklemiyoruz” diye belirtmişti. Ancak yaşanan doğalgaz krizi Bakan’ın iddialarını boşa düşürmüş durumda.
Sanayici panik içinde
OSTİM Başkanı Orhan Aydın, sözlü bir talimatla kesintinin bildirildiğini ve pazartesi kesintilere başlayacaklarını ancak resmi bildirim olmadan kesinti yapamayacaklarını açıkladı. Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan ise “Sektör için olağanüstü, ciddi bir sıkıntı yaratıyor. Her saniyesi maddi zarar doğuruyor ancak şöyle bir şey var: Sadece çelik sektörü olarak yaşamıyoruz bu zorluğu, bütün sanayi kesimi, Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı bir sıkıntı” diye belirtirken, İHKİB Başkanı Mustafa Gültepe, “Kesintilerin hazır giyim ihracatına haftalık maliyeti 250 milyon doları bulabilir” ifadelerini kullandı. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Ramazan Kaya, “Herkes panik. Bu durum geçici mi kısa vadeli mi? Herkes bununla ilgili bir açıklama bekliyor” dedi.
‘Korkunç bir şey’
Antalya Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar, enerji alanında yaşanan sorunların kar topu gibi yuvarlanarak çığa dönüştüğünü belirtti. Bahar, “Ülke imalatının 3 gün süreyle durdurulması hayal bile edilmemesi gereken korkunç bir şeyken, bunun eyleme geçirilmesi çok daha korkunç ve tehlikelidir. Devamındaki günlerde ne olacağını bilmiyoruz. Belirsizlik ortamı yeni bir boyut kazanmış ve daha da kronikleşmiştir. Bu tip belirsizlikler enflasyonda telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilir” dedi. Şekerli Mamul Sanayicileri Derneği (ŞEMAD) Yönetim Kurulu Başkanı Şemsi Kopuz, “Enerji kesintileri, başta ürün kalitesi, güvenilirliği ve üretim miktarı olmak üzere birçok açıdan öngörülemez boyutta olumsuz sonuçlar doğuracaktır” diye belirtti. Yaşanan bu sürecin faturasının işçilere ve yoksulluğa itilen emekçi halkın sırtına yıkılacağı ise şimdiden belli.
Arz güvenliği için verilen milyarlar
Türkiye Elektrik Üretim A.Ş.’nin 23 Ocak 2022 günkü verilerinde, en yüksek elektrik tüketimi saat 19.00’da 38 bin 302 MW olarak gerçekleşmiş. Bu açıklanan saatlerde elektrik üretiminde ilk sırada yüzde 45 payla doğalgaz santralleri yer aldı. Bu durum 100 bin 607 megawata ulaşan enerji üretim kapasitesine göre, doğalgaz kesintisinin yaratacağı boşluk devede kulak kalabilirdi, ancak öyle olmadı. İktidarın ekonomi politikalarının bir parçası olan enerji politikalarının planlama süreçlerine de becerikliksiz ve rantsal ilişkiler damgasını vuruyor. TEİAŞ, enerji üretim tesisleri içinde dağıtımı düzenlerken en yüksek enerji alımını doğalgaz santrallerinden karşılıyor olması bu şirketlerle girilen girift ilişkilerden kaynaklı.
Arz güvenliği yalanı
‘Piyasa şartlarında ayakta kalmakta zorlandığı’ belirtilen ve enerji arz güvenliğini sağlama iddiasıyla enerji santrallerine ‘kapasite mekanizması’ adı altında son 4 yıldır her ay 200-300 milyon lira açıktan destek verilmekte. Bu destek, santrallerin gerçekleştirdikleri üretimden bağımsız olarak, kurulu kapasiteleri içinde kullanmadıkları kapasiteleri için ödeme yapılmasını düzenliyor. Bu destekten ise doğalgaz, hidroelektrik ve kömür santralleri yararlanıyor. Kamuyu büyük bir zarara uğratarak yapılan bu ödemelerle arz güvenliğini sağlayacağını iddia eden AKP iktidarının bugün ortaya çıkan enerji sorunu karşısında iddiasının ne kadar boş ve yalan olduğunu ortaya koyuyor.
Açıktan ödeme yapılan doğalgazcılar
TEİAŞ elektrik ihtiyacının en büyük bölümünü doğalgaz santrallerinden alırken para ödediği ve almadığı zamanda da para ödemeye devam ettiği doğalgaz santralleri şunlar: Acwa Power Kırıkkale Doğalgaz Kombine Çevrim Santrali-Kırıkkale, Adapazarı Elektrik Üretim Ltd. Şti.-Adapazarı , Akenerji Elektrik Üretim A.Ş.–Erzin, AKSA Enerji üretim A.Ş.–Antalya, Baymina Enerji A.Ş.–Ankara, Bilgin Güç Santralleri Enerji Üretim A.Ş.-Samsun, Cengiz Enerji Sanayi ve Ticaret A.Ş.–Samsun, Enerjisa Enerji Üretim A.Ş. 1–Bandırma, Enerjisa Enerji Üretim A.Ş. 2–Bandırma, Gebze Elektrik Üretim Ltd. Şti.–Gebze, Hamitabat Elektrik Üretim A.Ş.–Lüleburgaz, İç Anadolu Doğalgaz Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş.-Kırıkkale, İzmir Elektrik Üretim Ltd. Şti.–İzmir, RWE&TURCAS Güney Elektrik Üretim A.Ş.–Denizli, Yeni Elektrik Üretim A.Ş.–Dilovası.