Zeynel Kete
Uygarlığın doğuşundan bugüne rıza toplumu sürekleri ile devletçi uygarlık güçleri arasında ki çelişki, çatışma, özgürlük arayışı, kendisini kavramsal düzeyde de göstermiştir. Mitolojilerden başlayarak günümüze kadar gelen bütün hakikat arayışı yöntemleri düşünsel zeminleri içerisinde kavramlarını var ettiler.
Her yöntem ve arayış kendi gerçekliğini görmeye gayret etti; bunun düşünsel zeminini oluşturdu. Çünkü hakikat bizim dışımızda, gerçekliğimizden uzak bir şey değildir. “Hakikat bilince çıkmış gerçekliktir” tespiti bu tarihsel hakikati dile getirmektedir. Devlet dışı kalmış toplumun gerçekliği “Rıza toplumu” hakikatidir. Rıza toplumu süreklerinin ikrarlı birliktelik ile meydan kurmaları, komün gücünü açığa çıkarmaları bir demokrasi mücadelesidir.
Özgür toplum arayışı, en üst düzeyde kollektif bir vicdana sahip olan, ikrar ve rızalığı esas alan, komin gücünü ayağa kaldıran, tarihsel sorumlulukların farkında olarak toplumsal politikayı esas alır; bunun adını demokratik siyaset olarak tanımlar.
Rızasız toplumun zulmü altında inleyen, varlığını görünür kılamayan, yanlış kurgulanmış yaşama hayır diyen bütün kesimlerin, el ele vererek toplumsal sorunları çözme ve özgür yaşamı inşa faaliyetleri sistem dışında var olma arayışıdır, yada üçüncü yol arayışıdır. Bu arayış; karşıtlık üzerinde oluşan, toplumu iyi-kötü, ilerici-gerici, ezen-ezilen dualizminden kurtaran demokratik ittifakı esas alan toplumsal politikanın siyasetidir. An itibariyle otorite, baskı, hiyerarşi, ve şiddetin her türlüsüne “hayır” diyen bütün kesimlerin ikrarlı birliğine “demokrasi ittifakı” denir. Günümüzde şiddet araçlarının hanemize kadar girdiği, savaşların bu kadar derinleştiği dönem de tüm “ötekilerin” yaşam çemberi daralmıştır.
Her türlü baskı aracının kutsallaştırıldığı, insanın doğaya, topluma yabancı hale getirildiği, açlığın yoksulluğun dayanma sınırını aştığı, yozlaşmanın dibe vurduğu bir dönemde demokrasi ittifakının dışında kalmak, bu dışındalığın gerekçeli dilini oluşturmak; bu dili “sınıfsal perspektif” ile süslemek demokrasi, eşitlik ve özgürlükle bağdaşmaz.
Kadının kemaletine ait ne varsa gasp edildiği, kadınının düşürülmesinin sonucunda erkeğin ve toplumunda düşürüldüğü, insanın toplumuna, doğasına ve kendine yabancılaştığı, ekolojik sorunların felaket halini aldığı, insanlığın komün gücünün darmadağın edildiği, insanların doğuştan kaynaklı haklarının elinden alındığı, mevcut sorunların tüm toplumsal kesimlere sirayet ettiği bir demi devranda “ demokrasi ittifakının” sadece seçime yönelik bir ittifak olmadığını bilmek gerekiyor.
Ekonomik-politik alanın tamamen tekçi eril zihniyetin denetiminde olduğu bir durumda demokrasi ittifakı; sistem karşıtı güçlerin, tarih karşısında topluma karşı sorumluluğunu açığa çıkarmalarıdır. Demokrasi ve özgürlük için rıza toplumu süreklerinin mazereti ancak ve ancak tercihte bulunmamayı ve seçimsizliği getirir; bunun bir başka ismi de zihinsel, eylemsel ve yöntemsel olarak resmi ideoloji aşmamak ve “muteber vatandaş” olma gayretidir.
Demokrasi ittifakı örgütlü bir toplumu ve komün gücünü esas aldığı için meclisler, inanç kurumları, kongreler, yerel komünler, sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler, insan hakları kurumları, ekolojik kurumlar, kooperatifler, vakıflar, kamusal amaçlı bir çok mali, ticari, kültür ve sanat kurumları kısacası özgür bir yaşamın inşasına dayanan, var olan siyaset anlayışının dışında demokratik siyaseti esas alan farklılıkların özgür birlikteliğini ilke edinen bir ittifakın ismidir.