AKP’nin sokağı tehdit ettiği, muhalefetin sokaktan çekindiği süreçte Kartal sokağın meşruluğunu belirtti
Yaşanan ekonomik kriz, siyasal ve toplumsal kriz karşısında Cumhur İttifakı her geçen gün kendi tabanını bile ikna edemezken, Millet İttifakı ise geniş kitlelerde biriken rahatsızlığı, sokağa çıkma yerine sakinleştirmeye çalışıyor, iktidarla mücadele stratejisini salonlara hapsetmiş durumda. Her iki ittifak dışında gücünü sokaktan alan ve siyasete üçüncü bir seçenek sunan yapılar ise, organize olma sıkıntısını yaşıyor. Sokak ve salon tartışmalarını ile iktidarın parmak sallayışını Salihli’de madencilerin yürüyüşünü kesen askerlere “Öyle mi Alay Komutanı!” diye seslenen ve 50 kişiyle çıktıkları yolda 10 yılda 6 bin işçinin alamadığı tazminatı alan Bağımsız Maden İşçileri Sendikası Eğitim ve Örgütlenme Uzmanı Kamil Kartal sokağı örgütleyecek birleşik bir mücadele cephesine dikkati çekti.
‘Yeni bir sermaye birikimi oluştu’ Yaşanan krizlerin sürdürülemez bir hal aldığını belirten Kartal bu durumun işçi sınıfına etkisini anlatarak, 20 yılda alım gücünün göstermelik de olsa bir istikrara kavuştuğunu belirtti. Kartal, “Fakat uygulanan neoliberal politikalar ve siyasal iktidarın, ekonomik politik tercihleri, çok ciddi anlamda yeni bir sermaye birikim rejimini gündeme getirdi. Bu süreç içerisinde belli sermaye gruplarını tasfiye edip, yeni sermaye gruplarını güçlendiren ve şu an 5’li çete diye de ifade edilen kendine tabi güç yaratıldı. Bu ilişki düzlemi bir taraftan devam ederken, diğer yandan dünyada ekonomik gerileme ortaya çıktı. Türkiye uygulanan ekonomi politikaları nedeniyle bu süreçten daha derinden etkilendi” diyerek 15 Temmuz ve sonrasında korona salgını ile “Tek adam diktatörlüğü” diye tabir edilen bir sistemin oluşturulduğunu belirtti. Kartal, “ Ve son 30 -40 yıldır uygulanan neoliberal politikalar nedeniyle kırsal tasfiye edildi, şehirlerde aşırı yığılma ve proleterleşme dalgası yaşandı” diyerek bunun birçok soruna yol açtığını söyledi.
İktidar muhalefeti kullanıyor’
Yaşanan süreçle birlikte birçok kazanımın da doğal olarak geriye düştüğünü belirten Kartal, oluşan reflekslere karşı iktidarın ve onun yerine bir restorasyon hükümeti kurma hayali kuran muhalefetin (Millet İttifakı), toplumsal tepkiyi denetim altına almaya çalıştığını belirtti. AKP’nin sokaktan çekinme sebeplerine değinen Kartal, “Türkiye’de zaman zaman sokağı temel alan ve mevcut iktidarları zor durumlarda bırakan çeşitli eylemler söz konusu olmuştu. Siyasal iktidar aslında bir provokasyon yapmaya da çalışıyor. Bir taraftan sokağı engellemeye çalışan baskı ve şiddet var. Bir taraftan da kriminalize edebileceği küçük grupların sokağa çıkmasını istiyor. Onlar üzerinden de daha büyük eylem ve etkinliklere ön almaya çalışıyor. Burada da muhalefeti kullanıyor” diye belirtti.
Denetim altına almaya çalışıyorlar’
Sokağın kullanılıp kullanılmadığına da değinen Kartal, şunları söyledi: “Aslında kullanamıyoruz. Özellikle Gezi’den sonra toplumsal muhalefetin sokağa çıkması çok ciddi bir biçimde bastırıldı. Kadının özgürlük mücadelesinden tutun da emekçilerin hak mücadelesine, gençlerin sağlık ve eşit eğitim hakkı mücadelesine kadar tüm talepler şiddetle bastırılıyor. Ancak siyasal iktidar ne yaparsa yapsın, çok az da olsa ‘marjinal’ diye tabir ettiği unsurları denetim altına alamıyor.” Belli başlı bazı grupların eylemlerine izin verildiğini belirten Kartal, “Ortaya çıkabilecek daha radikal davranış biçimlerinin önünü kesmek için bu tür etkisiz eylem örnekleri oluşturulur” diyerek “Muhalefet güçleri de bu yaklaşım tarzı çerçevesinde kilometre taşları örüyor” dedi. Yaşananlar karşısında özellikle Millet İttifakı’nın durumuna değinen Kartal, “Çok ciddi anlamda sorunlar birikmiş. O kadar çok sorun var ki; öğrencinin, işçinin, emeklinin, memurun sorunu var. Kürt’tün, Türk’ün sorunu var. Hak ihlalleri, işsizlik, yoksullaşma, açlık ve sefalet almış başını gidiyor. Geleceğinden umudu kesmiş büyük bir beyin göçü var. Doğal olarak bunları bir biçimde gazının alınması lazım. Sisteme karşı muhalefet güçlerinin oluşturabilecekleri merkezi bir irade ve ihtimal var. Becerilemiyor bu ayrı bir şey. Mevcut ‘Millet ittifakı’ ve siyasal iktidar bunu görüyor ve bunu denetim altına almaya çalışıyor. Millet ittifakı, hem bu gazı alan hem de solun ve devrimcilerin marjinal kalmasını sağlayabilecek bir davranış biçimi temel alıyor.” dedi.
‘Mücadele birliği sağlanabilir’
Durumun her iki ittifakın da işine yaradığını belirten Kartal, “Tayyip Erdoğan artık seçimi her halükarda kaybedeceğine ikna olursa önümüzdeki dönemde büyük bir ihtimalle, pazarlıkla aday olmayabilir” dedi. Kartal, “Mevcut muhalefet güçleri, AKP mevcut sistemi zorlayan bir davranış biçimine girmeden, kansız, barışçıl bir biçimde teslim etsin yaklaşımı içinde. Bütün halk kesimlerinin ortak mücadelesiyle iktidarın devrilmesinin, başka bir sistemin gündeme gelmesinin önünü açacağından korkuyorlar. Bunu aynı zamanda iç savaş koşullarını gündeme getirerek, toplumda bir korku atmosferi yayıyorlar. Böylece sokağın geriye çekilmesini sağlayan bir yaklaşım sergiliyorlar” dedi. Buna karşı sokağın meşruluğuna da değinen Kartal şunları söyledi: “Bu, Türkiye solunun, devrimcilerin, sosyalistlerin görevidir. Sokak olmazsa bunun çözüm şansının gerçek manada olmayacağını anlatacak bir takım organizasyonlara ihtiyaç var. Birleşik mücadele sürecinin inşa edilmesinde bir siyasal merkezin oluşturulması gerekiyor. Muhalefet güçlerinin tek parti altında ya da tek bir çizgi altında birleştiği bir şeyden bahsetmiyorum. Bunun olmayacağını biliyoruz ama yaşanan nesnellikleri dikkate alan ve bu nesnellikler içerisinde bir geçiş sürecinde belli bir programla ortak mücadele birliği sağlanabilir.”
‘Yeni bir tarza ihtiyaç var’
Oluşturulabilecek bir oluşumun hızlı hareket edebilmesi için kullanılması gereken argümanlara da değinen Kartal, Kürt, Türk, öğrenci, kadın, işçiler, LGBT+… gibi birçok kesimin sorunları olduğunu ve buna karşı dinamik olunduğunu belirtti. Kartal, “Tüm bunların birleşmesini sağlayacak bir yaklaşıma ihtiyaç var. Nesnel olarak şu an yaşanmakta olan süreç buna da olanak sağlıyor. Bu yaşananların ötesinde ülke bir seçim hattına girdi. Sandık merkezli faaliyet yürüteninden, bu musibet başımızdan gitsin diyen çok önemli bir kitleden bahsediyoruz. Bu kitleleri seferber edebilecek, neyi niçin ve nasıl yapması gerektiğini ifade edebilecek, haklarını talep edebilecek bir tarza ihtiyaç var” dedi.
Sedat Yılmaz / Diyarbakır-MA