Vücut fonksiyonlarını yüzde 91 oranında kaybeden Hasan Aşa, infazı bitmesine rağmen ‘iyi halli’ olmadığı gerekçesiyle tahliye edilmiyor. ATK ise tüm hastalıklarına rağmen ‘cezaevinde kalabilir’ raporu verdi
Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri İle Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik’in 1 Ocak 2021’de yürürlüğe girmesiyle cezaevlerinde yeni uygulamalar hayata geçirildi. Yönetmelik çerçevesinde cezaevlerinde oluşturulan İdare ve Gözlem Kurulları, yaptıkları değerlendirmelerle infazını tamamlayan tutukluların tahliyelerini engelliyor. Gözlem Kurulu’nca infazı yakılan ağır hasta tutuklu Hasan Aşan’ın, İnfaz Hakimliği’ne de yaptığı itiraz kabul görmedi.
‘İyi halli’ olmadığı iddiası
Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Ahmet Kanbal’ın haberine göre; Diyaebakır 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan, “örgüt üyesi olmak” ve “örgüt propagandası yapmak” iddialarıyla 13 yıl 6 ay hapis cezası verilen 54 yaşındaki ağır hasta Hasan Aşa ATK kararıyla tahliye olmadı.
Aşa’nın vücut fonksiyonları yüzde 91 oranında kayıp. 2013 yılından bu yana kaldığı cezaevinde infazı tamamlanmasına rağmen, bu kez de İdare ve Gözlem Kurulu’nun engeline takılan Aşa’nın ‘iyi halli’ olmadığı iddiasıyla infazı yakıldı.
Buna karşı Aşa’nın tahliyesi için Diyarbakır İnfaz Hakimliği’ne yapılan başvuru ise, “iyi halli” olmadığı gerekçesiyle 7 Ocak’ta reddedildi. Aşa’nın “iyi halli olmadığına” gerekçe olarak, birden fazla 11 günlük hücre cezası verilmesi, “servis puanının -14 olması” ve gardiyanlara hakaret ettiği gerekçesiyle verilen hapis cezası gösterildi.
Tedaviyi reddediyor
Ağır böbrek hastası olduğu için haftada 3 defa diyaliz tedavisi görmek zorunda olan Aşa da, hastane sevkleri sırasında kötü muameleye maruz kaldığı, doktor ve hemşirelerin kendisine hakaret ettiği gerekçeleri ile 10 günü aşkındır diyaliz tedavisini reddediyor. Başka bir cezaevine sevk talebi de kabul edilmeyen Aşa, avukatlarının yaptığı görüşmelere rağmen diyaliz tedavisini reddetmeyi sürdürüyor. Avukatları, tedaviyi kabul etmemesi durumunda Aşa’nın sağlık durumunun geriye dönülemeyecek şekilde kötüleşeceğini belirtiyor.
‘Vücudu iflas etmiş’
Hasan Aşa’nın en büyüğü 17 yaşında 5 çocuğu bulunuyor. Hem çocuklarla hem de Aşa ile meme kanseri tedavisi gören eşi Aynur Aşa ilgileniyor. Kemoterapi gören Aynur Aşa, hem kendisinin hem de çocuklarının psikolojisinin iyi olmadığını belirterek, bir gün kendisi için İstanbul’a tedaviye gittiğini, sonraki gün eşi için Diyarbakır’a gitmek zorunda kaldığını dile getirdi. Eşinin tutuklandığı dönemde zaten hasta olduğunu belirten Aşa, parmaklarının çürümeye başladığını söyledi. Eşinin 2 yıldır tek başına hücrede tutulduğunu, tedavisinin düzensiz yapıldığını kaydeden Aşa, sürekli baygınlık geçirdiğini söyledi. Eşinin cezaevindeki uygulamalara karşı diyaliz tedavisini reddettiğini ifade eden Aşa, “Bütün vücudu iflas etmiş. Raporda vücut fonksiyonlarını yüzde 91 oranında kullanamayacağı yazılmış. Ama buna rağmen cezaevinde kalabileceğini söylüyorlar. Zaten bitmiş, zaten ölmüş. Ama kalabilir diyorlar” dedi.
‘Hepsinin serbest bırakılmasını istiyoruz’
Açık görüşler başlamasına rağmen haftada 3 defa diyalize götürülen eşinin sürekli karantinada olduğunu kaydeden Aşa, bu nedenle pandemi başladığından beridir açık görüş yapamadıklarını da söyledi. Eşinin 10 günü aşkındır diyaliz tedavisini reddettiğini, durumunun daha da kötüye gittiğini kaydeden Aşa, serbest bırakılmasını istedi. Bütün tutukluların durumunun benzer olduğunu ifade eden Aşa, “Yatalak hastaları bıraksalar ne olacak. Zaten yerdeler. Zaten bir şey yapamıyorlar. Hepsinin serbest bırakılmasını istiyoruz” diye konuştu.
MARDİN