Kırklar Dağı’na kurulacak ‘Devlet Bahçeli Ormanı’nın, Ağrı Katliamı’ndan sonra yayınlanan ‘Hayali Kürdistan burada meftundur’ ifadesinin güncellenmesi anlamına geldiğini belirten yazar Selahattin Erdem, ‘1975’te Alpaslan Türkeş’e karşı direnerek kazanan Diyarbakırlılar Bahçeli’ye karşı da direnerek kazanacak’ dedi
Diyarbakır’ın efsanelere ve türkülere konu olup, kültüründe önemli bir yer tutan Kırklar Dağı’nda kurulması planlanan hatıra ormanına, Türk milliyetçiliğinin simgesi olan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli adının verilmek istenmesine itirazlar sürüyor. Konu ile ilgili Özgür Politika yazarı Selahattin Erdem bir yazı kaleme aldı. Diyarbakır halkının 1975’de Alpaslan Türkeş’e karşı direnerek kazandığını hatırlatan Erdem, şimdi de Devlet Bahçeli’ye karşı direnecek ve kazanacağını söyledi.
MHP’nin kuruluşu
MHP’nin NATO’nun süper gladyosu tarafından kurulduğunu ifade eden Erdem, “Bir yanı NATO’nun süper gladyosuna, diğer yanı İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Teşkilatı Mahsusa örgütlenmesine dayanıyor. Yani iç ve dış faşist odaklara dayalı sicilli bir faşist örgütlenme oluyor. MHP’nin başbuğu Alpaslan Türkeş, Türkiye NATO’ya girdikten sonra ABD’ye götürülüp özel olarak eğitilen ilk ordu grubu içinde yer alıyor. Bu eğitimin faşist özel savaş eğitimi olduğu biliniyor. Bu eğitimden sonraki ilk marifeti 27 Mayıs 1960 askeri darbesini örgütleyenler içinde yer almak oluyor. Sonra da söz konusu darbeci özel savaş görevini MHP adı altındaki faşist örgütlenmeyi gerçekleştirerek yürütüyor” dedi.
Amacı direnişi bastırmak
MHP’nin asıl işlevinin Türkiye’deki sol hareketlerle Kürt direnişlerini bastırmak olduğunun altını çizen Erdem, devamında şunları ifade etti: “Bu işlevini bir kontrgerilla örgütlenmesi olarak yerine getiriyor. ‘Ülkücülük’ adındaki örgütlenmeler de söz konusu kontrgerilla yapılanmasını örten maske oluyor. Bu temelde, bir yandan faşist Türk milliyetçiliğini şovenizm çizgisinde sürdürerek toplum üzerinde ideolojik hakimiyet kurmayı, bir yandan da faşist terörle toplumu sindirmeyi esas alıyor. Aynı zamanda Türk özel savaş karargahının (eskiden ‘Özel Harp Dairesi’ idi, şimdi ‘Özel Kuvvetler Komutanlığı’ oldu) her türlü kirli işte, komplo, provokasyon ve darbede kullandığı bir maşa olma işlevi görüyor. Söz konusu MHP’nin 1970’li yıllarda mevcut amaçlar doğrultusunda Türkiye’de etkin kullanılarak demokratik devrimin başarısının önlendiği çok iyi biliniyor. 1970 başında gelişen Türkiye devrimini 12 Mart 1971 askeri darbesi ile onu sürdüren MHP’nin tasfiye ettiği ve bu temelde 12 Eylül 1980 faşist-askeri darbesinin hazırlandığı bilinen bir gerçek oluyor.”
Diyarbakır kapılarını kapattı
“MHP’nin Türkiye’de böyle karşı-devrimci bir rol oynadığı 1970’ler sürecinde yeni gelişmekte olan Kürt direnişini bastırmak için de kullanıldığı biliniyor” diyen Erdem, “Urfa’dan Ağrı’ya kadar pilot bölge olarak seçilen yerlere faşist MHP çeteleri doldurularak Kürt kentleri adeta MHP tarafından işgal edilmek isteniyor. İşte böyle bir süreçte Alpaslan Türkeş Amed’e de girerek, özgürlük ve demokrasinin başkenti olan Amed’i de işgal etmek istiyor. Ancak her defasında Amed kapılarını kapatarak, Türkeş Amed’e sokulmuyor” diye ifade etti.
‘12 Eylül MHP’nin rejimidir’
Türkeş’in, 12 Eylül mahkemelerinde “Fikirlerimiz iktidarda ama biz hapisteyiz” sözlerini hatırlatan Erdem, “Yani 12 Eylül rejimi esasta bir MHP rejimi oluyor. Demek ki geçtiğimiz süreçte MHP’nin hükümet ortağı olması ve bugün de ‘Cumhur İttifakı’ temelinde AKP yönetimine küçük ortak konumunda bulunması bir tesadüf olmuyor. Fikirleri iktidarda olan MHP, açık veya gizli olarak dönemin hükümetlerinde de yer alıyor. 1970’li yıllarda Kıbrıs’ta ve Türkiye’de aktif olarak kullanılan MHP’nin kullanılma zemini 1980 ortasından itibaren değişiyor. Bu sefer esas kullanılma alanı Kürdistan oluyor ve tüm gücüyle Kürdistan’a yöneltiliyor” dedi.
‘Katliamcılar MHP’li’
JİTEM’in esasta bir MHP örgütlenmesi olduğunun da altını çizen Erdem, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Kürtçe müzik dinlediği için sokakta Kürt gençlerini linç etmeye çalışanlar, sorgusuz Kürt insanlarını hapse dolduranlar, tutsaklar üzerinde işkence uygulayanlar, Kürt halkına yönelik hakaretlerde bulunanlar, Kürt kadınlarına ve kızlarına yönelik her türlü taciz, tecavüz ve katliam uygulayanlar, Kürdistan’da her türlü alçakça katliamı yapanlar çok büyük çoğunlukla MHP’lidir. Kürt soykırım savaşına MHP öncülük etmekte ve de yürütmektedir. Şimdi böyle bir partinin Alpaslan Türkeş’ten sonraki ikinci başbuğu olan Devlet Bahçeli’nin adıyla Amed’in Kırklar Dağında özel bir ormanlık kurulmak istenmektedir. Bu biçimde MHP’nin yaptıkları meşrulaştırılmaya ve Bahçeli onurlandırılmaya çalışılmaktadır.
Amed’e ve tüm Kürtlere kan, zulüm, katliam, işkence ve ölümden başka bir şey vermemiş olan baş faşist katil, bu biçimde ödüllendirilmek istenmektedir. Aslında orman kurma değil, soykırımın zaferi ilan edilmek istenmektedir. Kırklar Dağına kurulacak ‘Devlet Bahçeli Ormanı’, Ağrı katliamından sonra yayınlanan “Hayali Kürdistan burada meftundur” ifadesinin güncellenmesi anlamına gelmektedir. Kürtlere karşı yapılan bu kadar katliam ve hakaret, böyle bir şeyle zirveye çıkartılmaya çalışılmaktadır.”
HABER MERKEZİ