Veysi Sarısözen
Günümüzün şarkılarını anladığımı söyleyemem. Bu konuda “çağ sana uymuyorsa sen çağa uy” nasihatini ne yazık ki yerine getiremedim. Bayağı “cahilim” yani. Ben hala Münir Nurettin, Selahattin Pınar, Müzeyyen Senar, Hamiyet Yüceses dinlemekteyim.
Geçtiğimiz gün Tuğba Hezer’le yaptığımız programın sonunda Sezen Aksu’yu andık ve onun ilk defa dinlediğim “Manifesto” şarkısını izleyenlerimize dinlettik. Tabii ben kulaklarımı dört açarak dinledim. Neden derseniz, “Manifesto” başlığını görünce, Marks ve Engels’in “Komünist Manifostosu” ile ilgili bir devrimci marş okunacağını sandığımdan. Eh öyle olmasa da çok ilginçti. İlginçti ama ben ne sözlerini ezberleyebilirim, ne de bestesini tekrarlayabilirim. Gençler eminim ki Sezen Aksu ile hep bir ağızdan “Manifesto”yu okumaktalar. Ben de onlar “ne de olsa Manifesto okuyorlar” diye teselli buluyorum.
Şimdi rejim yeni bir laik-anti laik didişmesi peşinde. Sezen Aksu’nun yıllar önce okuduğu şarkıyı ansızın bu amaçla gündeme getirdiler. Tıpkı Semra Güzel’in yedi yıl önceki resimlerini getirdikleri gibi. Temcit pilavı desek yeridir. Müflis tüccar eski defterleri karıştırırmış.
Sezen Aksu bu şarkısında bir ara “cahil Adem ile Havva’ya selam” gibi bir şeyler söylemiş. Nasıl söylermiş? Kriminal bir herif belki biz programdayken büyük sanatçının kapısına bile dayanmış olabilir. Ona “vay zır cahil bu şarkı yıllar öncesinin şarkısı, şimdi mi haberin oldu” denebilir. Öyle ya birçok cahillik bilmemek yüzündendir. Mesela atom alimi olabilirsin, ama kelebeklerin hayatı hakkında zır cahilsindir. Bendeniz biraz politoloji bilmekteyim ama, dedim ya, çağdaş şarkılar hakkında zır cahilim. Ne var bunda?
Din bezirganları Adem ile Havva’nın “cahil” olabileceğine inanmıyorlar, bu “ilk iki insanı” allame-i cihan sanıyorlar. Diyelim ki, öyle yaratıldılar. Ama onları yaratan Allah’ın koyduğu yasaklara uymamanın açacağı sonuçlar bakımından her ikisinin de “cahil” olduklarını inkar edebilir misiniz?
Yoksa bu konuda “cahil” değiller de, Allah’ın koyduğu yasağı bile bile mi, taammüden mi çiğnediler demek istiyorsunuz?
Bana göre hava hoş da, sakın bunu aklınızın ucundan bile geçirmeyin, günaha girersiniz.
Allah’ın kitabında “cahillerden olursunuz” diye yazmıyor elbette. Ama çok daha korkutucu kelam var Kur’an’ı Kerim’de.
Araf suresinin ilgili cümlesini gelin birlikte okuyalım:
“Ve dedik ki: dem! Eşinle birlikte cennete yerleşin, oradaki nimetlerden istediğiniz şekilde bol bol yiyin, sadece şu ağaca yaklaşmayın. Böyle yaparsanız zalimlerden olursunuz.”
“Allah kimin ne olacağını bilir, o bilendir” denmiş. Siz ne demeye höykürmektesiniz?
Sezen Aksu Allah’ın kelamından tenzilat yapmış işte. “Zalimlerden Adem ile Havva” demek yerine, “cahillerden Adem ile Havva” demiş.
Ya “zalim Adem ile Havva” deseydi? Çoktan kimvurduya gitmişti.
“Cahil” ne demek?
Şu ya da bu konuda “bilgisiz” demek.
Mesela biri bana “sen çağdaş müzik konusunda cahilsin” dese ne olur? Doğru söylemiş olur.
Neşet Ertaş malum, bozlak konusunda gelmiş geçmiş en büyük sanatçılardan birisi. Hiç kimse ona “sen bozlak cahilisin” diyemez. Ama eminim ki Beethoven’in adını duysa bile Klasik Batı müziği konusunda yeterli bilgiye sahip değildi. Yani “cahil”di.
Başka hangi konularda cahildi?
Sözü ona bırakalım:
“Cahildim dünyanın rengine kandım
Hayale aldandım boşuna yandım”…
Bu büyük usta kendi kendisine belli ki hakaret etmiyor. Yaptığı hataları cahilliğine veriyor. Yani demek istiyor ki, “evet hatalar yaptım, ama bilerek yapmadım, cahildim o nedenle yaptım.”
Bir bakıma bağışlanmak istiyor.
Zaten İslam inanışına göre Adem de böyle bir bağışlanma istemiş. “Kendimize zalimlik ettik” demiş. Allah’ın suçlamasını kabul etmiş. Yine de ölümsüz yaşayacağı cennetten Havva ile birlikte kovulmuş. Dünya’ya gönderilmiş. Ama yine de insanlığın ilk peygamberi sıfatını da kazanmış.
Durum böyle.
Sezen Aksu’ya küfür edenler, gerçekte “zalimlerden oldunuz” diyen Allah kelamına küfrediyorlar.
Haydi söyleyin bakalım: Adem ile Havva “zalimlerden mi olmuşlardı” yoksa Allah’ın gazabına uğrayan “mazlumlardan mı?”
Bu soru karşısında nutkunuz tutulur. Asıl “mazlumlardırlar” diye uydurduğunuz zaman Allah’ın gazabı sizi bekler.
O halde Sezen Aksu’dan af dileyin. O size şarkısında “ilk babamız ve ilk anamızın” işlediği hatayı hafifleterek anlatmış, “hata yaptılarsa zalimlerden oldukları için değil de cahil olduklarından yapmışlardır” demiş.
Ben olsam Kelam’da denileni derdim: “Hata yaptılar ve zalimlerden oldular.”
Yani Allah’ın dediği olur.
Akit yazarı gibi bitireyim bari:
“Selam ve dua ile…”