Konya’da ırkçı saldırı sonucu katledilen Kürt Dedeoğuları ailesinin dosyasındaki ihmal zincirine dikkat çeken avukat Burhan Arta, ‘Yargısal süreç ve idari tedbir başlatılmış olsaydı katliam da meydana gelmezdi’ dedi
Katledilen Kürt Dedeoğulları ailesine yönelik 12 Mayıs 2021’de Çalık ve Keleş ailesi tarafından gerçekleştirilen ırkçı saldırıya dair açılan davanın ilk duruşması bugün Konya 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Keleş ve Çalık ailesinden Ali Çalık, Ali Keleş (Veli oğlu), Ali Keleş (Lutfi oğlu), Ayşe Keleş, İbrahim Keleş, Lutfi Keleş, Ramazan Çalık, Veli Keleş ve Yahya Çalık hakkında “kasten öldürmeye teşebbüs”, “kasten yaralama”, “konut dokunulmazlığını ihlal” suçundan yargılanıyor. Dava kapsamında Ali Keleş ve Lütfi Keleş dışındaki sanıklar tutuksuz yargılanıyor.
Yazışmalarda ırkçılık ortaya serildi
Gerçekleştirilen saldırının ardından 6 kişi tutuklandı, ancak 4 kişi serbest bırakıldı ve iddianame katliamın ardından hazırlandı. İddianamenin hazırlanması için acele etmeyen savcılık, Dedeoğulları ailesinin koruma taleplerini de yerine getirmedi. Saldırının ardından Keleş ve Çalık ailesi üyelerinin kurduğu “Mahkeme” isimli WhatsApp grubundaki yazışmalar, saldırının da katliamın da nasıl ırkçı saiklerle gerçekleştiğini gözler önüne sererken; savcı, sanık, avukat, basın işbirliğini de ortaya serdi.
Husumet değil çok açık ırkçılık
Dedeoğulları ailesinin katledilmesi, iktidar tarafından “husumet” olarak yansıtılmaya çalışılsa da ağır yaralandıkları 12 Mayıs’taki saldırı sonrası karakol ve savcılıkta verdikleri ifadelerde, Kürt oldukları için hedef alındıklarını anlattı. Katledilen aile bireylerinin verdikleri ifadelerde, saldırganların “Ben ülkücüyüm, sizi buradan kaldıracağım” tehditlerini anlattı. Ancak bu ifadelerin hiçbiri hazırlanan iddianamede yer almadı.
Cezasızlık tetikliyor
Duruşmaya aylar öncesinden hazırlanmaya başlayan dava avukatları, saldırı ve sonrasında yaşanan katliamda ihmalleri, ırkçı saikleri bir bir anlatmayı planlıyor. Hazırlanan iddianamenin fiil ve sonuca odaklı olduğunu belirten dava avukatlarından Burhan Arta, saldırının arkasında yatan nedenleri ortaya çıkaracaklarını vurguladı. Bu tür olayların bir daha gerçekleşmemesi için davanın gündemlerinde ilk sırada yer aldığını ifade eden Arta, “Türkiye’de uzun süredir bir cezasızlık politikası var. Bu cezasızlık politikasından kaynaklı olarak bu tür olaylar meydana geliyor” dedi.
Yargının ihmali
Dedeoğuları ailesine yönelik gerçekleştirilen saldırıya dair etkin bir soruşturma ve kovuşturmanın yapılmadığı için yargı eliyle katliama davetiye çıkarıldığını dile getiren Arta, “Dedeoğulları ailesi saldırı sırasında ölümlerine neden olabilecek şekilde yaralandılar. Bunun için ciddi yargısal süreç ve idari tedbir başlatılmış olsaydı katliam da meydana gelmezdi. Ciddi bir ihmal zinciri söz konusu. Buna yabancı da değiliz. Bu ülkede Roboski’ye ilişkin hiçbir ciddi soruşturma açılmadı. Neredeyse Şenyaşar ailesinin tüm fertleri katledilmesine karşı başlatılan yargısal süreç adil bir şekilde yürütülmüyor. Dolayısıyla yargısal süreçlerin ihmalkârlığı bu olaylara davetiye çıkarıyor” şeklinde konuştu.
Siyaset etkiliyor
Yargıdaki ihmalkarlığın siyasi süreçle bağlantılı olduğuna işaret eden Arta, Kürtlere ve muhalif kesimlere yönelik bu tür saldırılara davetiye çıkarabilecek açıklamaların yapıldığını ifade etti. Arta, “Meclis’in üçüncü büyük partisine çok rahatlıkla ‘terör’ diyebiliyorlar. Üste bunlar yaşanırken alt taraftaki insanlar da kendilerine vazife çıkarıyor. Siyasetin kaynağına inmek gerekiyor. Siyaset bu tür açıklamalarla saldırılara zemin hazırlıyor. Siyasetin bu tür açıklamaları Hrant Dink’in rahatlıkla öldürülmesine ya da İzmir’de Deniz Poyraz’ın katledilmesine yol açabiliyor” ifadelerini kullandı.
Arka planı deşilmeli
Olayın gerçekten ortaya çıkarılabilmesi için nedenlerine iyi bakmak gerektiğini dile getiren Arta, yargı nedenini ciddi bir şekilde araştırmadığı sürece tam anlamıyla sonuç alınamayacağını söyledi. İddianameye bakıldığında tamamen sonuçla ilgilenen bir yargılama sürecinin kendilerini beklediğini aktaran Arta, “Ama biz bunu tersine çevirmek için elimizden geleni yapacağız. İddianamenin adli bir vaka üzerinden hazırlandığını görüyoruz. Ama bu olayın geçmişinde bir Kürt düşmanlığı, ırkçılık var. Katliamda da durum böyle. Tek kişinin yaptığı bir olay değil. Irkçı, milliyetçi saikle işlenen bir katliam var. Esas olarak bunu ele alacağız. Katliamın mutlak suretle arka planının deşilmesi lazım” diye aktardı.
Davanın takipçisiyiz
Saldırı ve katliam davasının bir bütün olarak ele aldıklarını da kaydeden Arta, avukatlar olarak bu tür saldırı ve katliamların önüne geçilmesi için davayı takip edeceklerini ve gerekli cezaların verilmesi için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi.
ANKARA