Şarbon hastalığı ile ilgili hekimlerin yaptığı açıklamada konuşan Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, “Gerek hastalık riskleri gerekse yerli üretime olumsuz etkileri açısından hayvancılığımızın ölüm fermanı olan hayvan ve hayvansal ürünlerin ithalatından vazgeçilmelidir” dedi.
Başta Ankara ve İstanbul’da olmak üzere, ithal edilen hayvanlarda şarbon çıkması ve şarbon teşhisiyle birçok kişinin hastanelere tedaviye gitmesine ilişkin İstanbul Tabip Odası (İTO), İstanbul Veteriner Hekimler Odası ve Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği, Cağaloğlu’nda bulunan İTO binasında ortak basın toplantısı düzenledi. Açıklamayı Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz yaptı. Şarbon hastalığına yakalananlara geçmiş olsun dilekleriyle açıklamaya başlayan Şimşek, hastalıktan korunmanın en önemlilerinin et, süt gibi hayvansal gıdaların çiğ olarak tüketilmesinden kaçınılması gerekildiği belirtti.
‘Hayvan hareketlerinden kaynaklanması yüksek ihtimal’
Türkiye’de son günlerde görülen insan şarbonu olgularındaki artışın Kurban Bayramı’nda gözlenen hayvan hareketlerinde yaşanan artıştan kaynaklanmasının yüksek ihtimal olduğunu vurgulayan Yavuz, “Özellikle Kurban Bayramı öncesi yüz binlerce hayvan bölge değiştirmiştir. Bu hayvanlarla birlikte bazı bölgelerde görülen hastalıklar diğer bölgelere de taşınmış olabilir. Diğer taraftan Kurban Bayramı için yurt dışından getirilen çok sayıda hayvanın denetiminin de bu yoğunluk içerisinde aksatılması ve özellikle karantina süresi uygulanmadan hayvanların yurda sokulması da diğer muhtemel etkenler olabilir” diye belirtti.
‘Şarbon hastalığı halk sağlığı açısından tehlikeli’
Yavuz, “Şarbon hastalığı halk sağlığı açısından tehlikeli olmakla birlikte zamanında alınacak önlemler ve veteriner hekim denetiminde yapılacak kesimlerle risk öneli oranda azaltılabilmektedir. Bu olay tekrar göstermiştir ki bu ülkenin güçlü, hızlı hareket edebilen, bağımsız bir veteriner hekimlik teşkilatına ihtiyacı vardır. Hayvan sağlığı hizmeti bir hekimlik hizmetidir ve hayvan sağlığı, hayvan varlığı ve gıda stratejik bir alandır. Tek sağlık konseptine uygun olarak sağlık personeli bir bütün olarak çalışmalı, özlük hakları konusunda da ayrımcılığa tabi tutulmamalı, bu alanda kilit meslek olan veteriner hekimlikte son zamanlarda yaşatılan dejenerasyon hızla durdurulmalıdır” dedi.
‘Hayvan ve hayvansal ürünlerin ithalatından vazgeçilmelidir’
İstanbul’da yaşanan şarbon vakası ve son zamanlarda yaşanan gıda kaynaklı hastalıkların ülkede gıda güvenliği konusunda önemli sorunları olduğunu düşündürdüğüne dikkat çeken Yavuz, bu durumun önemli halk sağlığı sorunu olduğunu vurguladı. Yavuz, “Zaman kaybedilmeden ve yeni gıda skandalları yaşanmadan ilgili meslek odaları, bakanlıklar, üniversiteler başta olmak üzere tüm taraflar bir araya gelmeli ve bu konuda gelişmiş ülke örnekleri de incelenmelidir. Gıda güvenliğini tartışmasız sağlayan ve sağlık örgütünü de gıda güvenliği konusunda yetkilendiren yeni bir düzenleme hazırlanarak uygulamaya konulmalıdır” ifadelerini kullandı.
Yavuz, son olarak şunları söyledi: “Gerek hastalık riskleri gerekse yerli üretime olumsuz etkileri açısından hayvancılığımızın ölüm fermanı olan hayvan ve hayvansal ürünlerin ithalatından vazgeçilmelidir.”
‘Hastalığın bir de ekonomik boyutu var’
Açıklama sonrası söz alan İstanbul Veteriner Hekimler Odası Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan ise, ülkede hastalıktan kaynaklı büyük bir kaygının olduğunu ifade ederek, hastalığın önemli boyutunun insan, toplum sağlığı boyutu olduğunu belirtti. Hastalığın başka boyunun da olduğunu sözlerine ekleyen Arslan, şunları söyledi: “Gelecekte bizi etkileyecek ekonomik boyutları da var. Her şeyden önce hayvan sağlığı ve popülasyonu için bir risktir. Bizler hayvan ihracatı yapabilecek potansiyele sahip bir ülkeyiz. Hem coğrafyamız hem de üretim alışkanlıklarımız buna el veriyor. Geleneklerimiz de hem tarım hem hayvancılık konusunda iyi iş yapabileceğimiz gösteriyor. Ama sürekli olarak hayvan hastalıklarıyla ülkenin adı anıldığı için ülkeler arası ticarette de sıkıntı yaşanıyor. Hayvancılıkla ilgili herhangi bir ihracat yapabilmeniz imkansız oluyor. Bir ülkenin hayvancılık ekonomisi ne kadar hastalıklarla anılırsa gelecekte o kadar yok oluşa doğru bir gidiş demektir. Bu yüzden bu durum için ölüm fermanı diyebiliriz. Hayvan ithalatı, bu ölüm fermanından bir tanesidir”
Kaynak: MA