Şiddet içerikli oyunlar başta çocuklar olmak üzere gençlerde bağımlılığa yol açıyor. Ebeveynin uyarılarda bulunan SES üyesi Psikolog Masum Aydın, iletişimin önemine vurgu yapıyor
Gülcan Kılagöz / İstanbul
Şiddet içerikli oyunlar başta çocuklar olmak üzere gençlerde de bağımlılığa yol açıyor. Oyun ile gerçek hayatı ayırt edemiyor ve netice bazen kötü sonla noktalanıyor. Türkiye’de geçtiğimiz şubat ayında 13 yaşında bir çocuğun bilgisayar başında ölü bulunması, ardından gözler şiddet içerikli oyunlara çevrildi. Araştırmalara göre, dünyada ve Türkiye’de en çok oynanan bilgisayar oyunu ‘League of Legends’u Türkiye’de yaklaşık 3.5 milyon kişi oynuyor. Listesinin ikinci sırasında yer alan ‘Counter Strike Global Offensive’i yaklaşık 2.7 milyon kişi oynarken, onu 2,5 milyon oyuncu ile ‘GTA San Andreas & GTA 5’, 2 milyon oyuncu ile Wolf Team, 1,7 milyon oyuncu ile ‘Minecraft’ izliyor. Listenin ilk 4’ünü şiddet içerikli oyunlar oluştururken, altıncı sırada ise 1,2 milyon kişi ile ‘Metin2’ yer alıyor. Daha çok 7-15 yaş arasında gençler tarafından oynan Metin2, intihar eden ortaokul öğrencisi Hakan Ekici ile gündeme gelmişti. Araştırmaya göre şiddet içerikli oyun oynayan 12-18 yaş aralığındaki gençlerin yüzde 3.6’sının internet bağımlısı, yüzde 22’ye yakın kısmının ise bağımlılık sınırında.
Dünyayı ayağa kaldıran oyun 130 can aldı
Bu oyunlardan biri de Mavi Balina (Blue Whale). Rusya’da başlayan ve yavaş yavaş pek çok ülkeye yayılan Mavi Balina isimli bilgisayar oyunu, gençlerin kendilerine zarar vermelerine, hatta intihar etmelerine neden oluyor. Bir Rus gazetesinin haberine göre, 2014 ve 2016 yılları arasında Mavi Balina oyununda verilen görevler nedeniyle 130 genç intihar etti. Oyun Türkiye, ABD, İngiltere, Balkan ülkeleri ve Avrupa Birliği ülkeleri birçok ülkeye de serbest. Türkiye’de Gazi Üniversitesi öğrencisi 24 yaşındaki Evrim Mertin, 5 Ağustos’ta intihar etmesi dikkatleri bu oyuna çekti.
Mavi Balina nasıl bir oyun?
Oyun, oyuncuya verilen 50 görev üzerine kurulu. Bu görevler oyuncunun diğer Blue Whale oyuncuları ya da yöneticileriyle sıklıkla iletişimde olmaları, gece 4.20’de uyanıp korkunç görüntüler izlemeleri ve seçilen müzikleri dinlemeleri noktasından kendilerine zarar vermeleri ve intihar etmelerine kadar gidiyor.
Bağımlılığın beyin ile ilişkisi
Tehlikeli ve şiddet içerikli bilgisayar oyunlarının çocuklar üzerindeki olumsuz sonuçları neler? Sadece çocuklar da değil yetişkinleri de ciddi anlamda bağımlı yapan bu oyunlar karşı neler yapılmalı? Bu bağımlılık bireylerin yaşamından neler alıyor? Bireyin ailesine veya yakınlarına hangi görevler düşüyor? Sorunun kendisine ve çözümüne ilişkin Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyesi ve Şişli Hamidiye Etfal Hastanesi Çocuk psikolojisi polikliniğinde çalışan Psikolog Masum Aydın ile konuştuk. Öncelikle bağımlılık üzerine konuşan Psikolog Aydın, “Belki önce bağımlılığı tarif etmek lazım. Buna göre sağlık bakanlığı bağımlılığı; bir maddenin ruhsal, fiziksel ya da sosyal sorunlara yol açmasına rağmen alımına devam edilmesi, bırakma isteğine rağmen bırakılamaması ve maddeyi alma isteğinin durdurulamamasıdır.
Bağımlılık bireyin yaşamından her şeyi alıyor
Daha ayrıntılı tanımlamak gerekirse madde bağımlılığı; olumsuz sonuçlarına karşın madde alımının durdurulamadığı, maddeyi sağlamak-kullanmak, etkilerinden kurtulmak için çok zaman harcanması, bu nedenle sosyal aktivitelerin bırakıldığı, kişiler arası sorunların yaşandığı, bireyin kendisinden beklenen sorumlulukları alamamasına neden olan, fiziksel veya psikolojik problemlere neden olmasına rağmen madde alımının devam ettiği, madde alınmadığında kişilerde yoksunluk belirtilerinin yaşandığı, alınan madde miktarının giderek arttığı bir durum olarak tanımlamaktadır. Ayrıca daha sonra detaylı olarak anlatacağımız beyin ile ilişkisinin çok önemli olduğunu vurgulamak gerekir. Ancak güncel bilgilerimiz bağımlılığın sadece maddeye değil konumuz olan internet ve oyunları, kumar, vb geniş bir yelpazeyi kaplayan bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Bağımlılık ilişkisi tanımlamada da belirtildiği gibi kişiye zarar verdiği halde sürdürülmektedir. Bu açıdan baktığımızda aslında bireyin yaşamından her şeyi alıyor” ifadeleriyle tanımladı.
Bağımlılığın karşı konulamaz bir istek düşünce ve davranış döngüsü olduğunu kaydeden Psikolog Aydın şöyle açıkladı:
“Bağımlılık;
Düşünce: Oynamalıyım oynayacağım
*Duygu: Oyun isteği veya oynamadığında gerilim
*Davranış : Oyuna başlama bilgisayar tablet başına geçme
*Fizyolojik reaksiyon: Rahatlama, döngüsü içinde, kendini yineleyen şekilde sürdürmektedir. Bu bize şunu gösteriyor.
*Obsesif: Yineleyen düşünce
*Kompulsif: (yineleyen davranış) ritüeli gibi görünmektedir.”
Bağımlık nasıl gelişiyor?
Bireyin bağımlılık süreci içerisine nasıl girdiğine ilişkin bilgiler paylaşan Psikolog Masum Aydın sözlerini şöyle sürdürdü: “İnsan yavrusunun güvenli bir ilişkiye ve bu ilişkinin getirdiği rahatlamaya ihtiyacı vardır. Yaşamın ilk aylarında güveni- rahatlamayı anne ile olan ilişkisinde (güvenli aralıklarla beslenme, altının temizlenmesi-dokunulma, dışkılama) olarak görülür. Devam eden yıllarda tuvalet eğitiminin uygun bir şekilde edinilmesi, sorularının cevaplanması. Tüm bunlar vb durumları ilgilenmek olarak tanımlayabiliriz. Aslında bağımlılığın (organik nedenler hariç) gelişmesinde en büyük etken yanlış veya yetersiz ilgilenme dersek yanlış söylemiş olmayız. Bunlar sağlanmadığında ergenlik döneminin başlarında bir kriz olarak karşımıza çıkar bu krizlerden bir tanesinin internet oyunlarının olmaması için hiçbir neden yok.
Ergenliğin ilk dönemleri tüm gelişim dönemleri boyunca sürekli asgari borcu ödenen veya bazı dönemler borcu ödenmemiş kredi kartının artık tüm hesabın kapanması için uğraşı verilen zorlu bir dönemdir. Nasıl ulaşıyorlar? Az önce söz ettiğimiz ruhsal gereksinimleri karşılanmamış çocuk, bu gereksinimleri karşılamak için bir arayışa geçecektir. Bu önce en kolay ulaşabileceği veya yakın hafızasında olan bir şey olacaktır. İnternet oyunları bunun için en kolay şeydir. Çünkü zaten bu nesneleri, ebeveyn veya yakın çevre tarafından arayışa ihtiyaç duyulmadan önüne bir alternatif olarak sunarlar. Hatta bazı ebeveynler bizlere, çok daha küçük yaştaki çocukları için, “Hocam telefonda benim bilmediğim yerlere giriyor.” Şeklinde bir zeka yansıması olarak övünerek anlatırlar. Hatta susturmak için saatler boyu çocuğu o nesneye maruz bırakırlar. Çocuklar okul yaşantısında oldukça iletişim odaklı yaşarlar dolayısıyla akranlarından bu oyunları kolayca öğrenebiliyorlar. Ayrıca oyun siteleri ve yönlendirme linkleri de ayrı bir kanal.”
Sevgi, ilgi, değer ve anlaşılma
İnsanın iletişim ile büyüdüğünü dile getiren Psikolog Aydın, “Bu iletişimin adı güvenli, kabul görülen, ruhsal ihtiyaçları (sevgi, ilgi, değer, yeterlilik hissi, anlaşılma) karşılanmış bir ilişkidir. Bu ilişki biçiminin zeminleri yaşamın ilk dönemlerinde atılmakla birlikte hangi dönemde eksik kalırsa onu karşılamak için çaba sarf eder bunun sonucu kendisine ve çevresine zarar vermek olsa bile. Kabul görmeyen, sevgi yoksunu, değerli olduğu hissettirilmeyen, yeterli olduğu yansıtılmamış çocuğun arayışlarından bir tanesi sanal bireysel veya sanal grup oyunları olacaktır” dedi.
Oyuna ulaşmak tamirin kısa yolu!
Ebeveynlere önemli görevler düştüğünü kaydeden Psikolog Aydın şunlara dikkat çekti: “Bu alternatifin ilk dönemlerde ailesi tarafından ruhsal ihtiyaçları karşılanmamış benliği zedelenmiş çocuk için zedelenen benliği tamir dönemidir. Ancak bu gerçek bir tamir değil yanılsamadır devam ettikçe rahatlar bu gittikçe hoşuna gider. Bu ruhsal aygıt tamiri devam ettikçe beyinde bazı kimyasalların salgılanması bu ilişkiyi bağımlı bir ilişki haline getirir. Beyin döngüsünü biraz açalım; beynin temel prensibi haz odaklı ve kendini yormadan her şeyi kısa yolla halletmektir. Sanal oyuna ulaşmak ruhsal aygıtı tamirin kısa yoludur. Diğer boyut ise beynin ödül merkezi dediğimiz bir çekirdeği var bu bölge uyarıldığında o çekirdekten beyne salınan bir kimyasal inanılmaz bir haz verir.”
Bireylerin neden aynı davranışları tekrar ettiğini yapılan denelerden örnekler vererek anlatan Psikolog Masum Aydın, “Etkisi bitince tekrar uyarılmak ister ve tekrar o davranış (oyun) sergilendiğinde o bölge aktifleşir ve beyin salgılanan iç kimyasal ile büyük bir hazza ulaşır. Bu döngü böylece devam eder. Hatta fareler üzerine yapılan bir deneyde farelerin beynine yerleştirilen bir aparat ile pedal arasında bir meka- nizma kurulmuş fare her pedala bastığında o bölge uyarılır ve kimyasal salgılanır ve fare bu keyfi devam ettirmek için kendisine verilen yem ve su ya bile yanaşmaz ve ne yazık kı farelerin bu deneyimi ölene kadar devam ettirdikleri görülmüştür. Bunun yanında sevindirici bir şey var kı benzer deneyde aynı düzenekli deneyde farenin yanına başka fareler yerleştirilmiş ortamı zenginleştirilmiş fare pedala basmayı bırakıp diğer fareler ile oynamaya başlamış ve zengin ortamında yaşamını sürdürmüştür. Bu deneyler bize ruhsal ihtiyaçlarımız karşılandığında bir nesneye bağımlı kalmayacağımızı aksi taktirde sonu ölümle sonuçlanan bağımlılıklar geliştirebileceğimiz gösteriyor. Aynı durum internet oyunlarına bağımlılık geliştirip saatlerde bilgisayar başında kalıp ölen çocukların olduğunu maalesef biliyoruz. Bunun adına intihar diyebiliriz” diye vurguladı.
Ödevli oyunlara dikkat
Beyinin aynı hazzı devam ettirmek için aynı davranışı tekrarladığına dikkat çeken Psikolog Aydın şöyle devam etti: “Bazı oyunlar aşamalı ödevler şeklinde beyne haz veriyor o ödev yerine getirilince haz alıyor belli bir süreden sonra o haz ile yetinmiyor bir sonraki ödevi bekliyor böylece maalesef ölüyorlar. Oyuna devam edilmediğinde tehdit edildiklerini de bildirenler var. Bazı oyunlar ise ödevsiz ancak aşamayı atlamak için saatlerce kalıp vücut fonksiyonlarını bozulmasını fark edememe şeklinde veya aç susuz kalarak zarar görmektedirler veya vücut şekil bozuklukları oluyor.”
Değişiklikler takip edilmeli
Çocuğu ile ilgilenen bir ebeveynin çocuğun oyun bağımlısı olduğunu fark etmesinin çok kolay olduğunu, ilgilenmeyenlerin ise çok zor olduğunu söyleyen Psikolog Aydın, “Çünkü ilgili ebeveyn çocuğundaki ani değişiklikleri hemen far keder. Örneğin; yemeğe oturma zamanı ve yemekten kalkma zamanı bellidir. Yemeğe oturmada gecikme veya yemekten erken kalkma bir şeylerin değiştiğinin göstergesidir. Rutinler değişmişse bir şeyler vardır. Soru içeriği veya sıklığı değişir sorular. Çok soru soran, az soru sorar, az soran çok sorabilir. Gece korkuları yoksa oluşabilir. Yalnız kalmak istemeyen çocuk yalnız kalmak isteyebilir” diye belirtti.
Çözüm önerileri sunan Psikolog Masum Aydın sözlerini şu önerilerle noktaladı:
*Haberi olan ebeveyn ortalığı velveleye vermeden panik yapmadan çocuğa yaklaşmalı
*Bağırarak veya tehditkar bir dille yaklaşmamalı.
*Bir daha asla bu oyunu oynamayacaksın şeklinde sert bir dille yaklaşmamalı.
*Oyunun nasıl bir şey olduğunu sorarak merak ettiğini bildirmeli.
*Yanlışını yüzüne vurarak bir suçlu muamelesi yapmamalı.
*Ebeveyn çocuktan ziyade kendisinin nasıl hatalar yaptığını sorgulamalı
*Çocuğa Davranışın yanlış olduğu geri bildirimi verilmeli ancak dönem dönem çocukların yanlış davranışlar sergileyebileceğini, bununla baş etmek için onun yanında olduğunu hissettirmeli.
*Zaman ayırıp onunla önce olağan konuşma yapıp söz konusu duruma yumuşak geçiş yapmalı.
*Baş edemeyeceğini sezdiğinde mutlaka bir uzmana danışmalı
*Bu oyunlar ve internet hayatımızın bir parçası olmuşken çocukları korumak zor ama mümkün.
*Evde çocuklar ile aktif içinde ebeveynin de olduğu hareket oyunları( saklambaç, sessiz sinema .vb)
*Çocuklara canlı kendi sesiyle masallar anlatmalı.
*Canlı sohbet yapmalı.
*Unutmamalıyız ki model alarak öğrenme en etkili öğrenmedir. Çocuğun bilgisayar oyununu kısıp kendisi sürekli telefon tablet veya tv ile meşgul olan ebeveyn çocuğunu bu tarz durumlardan uzaklaştıramaz.
*Korku ve tehdit ağrı kesicidir davranışı kalıcı değiştirmez.
*Hafta sonları birlikte bol vakit geçirilmeli.
*Tutarlılık bu durumda çok esastır. Bir oyunu tekrar yükleyecek ise asla kaldırmamalı.
*Çocuğun istekleri dinlenmeli çocuk ev içinde kendini bir birey olarak hissetmeli.