Rusya ve İran dışişleri bakanlarından İdlib konusunda peşpeşe açıklamalar geldi. Her iki bakan da buranın temizlenmesi gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin ise İdlib’e karşılık Afrinlilerin yerleştiği Tıl Rıfat’ın kendisine bırakılmasını istediği konuşuluyor
S uriye’de kilit konuların başında gelen İdlib’e operasyonda sona yaklaşılıyor. Suriye konusunda söz sahibi konumuna gelen Rusya ve İran, Türkiye ile aralarındaki mutabakata rağmen operasyonun zorunlu olduğu konusunda benzer açıklamalar yaptı. Moskova Devlet Diplomasi Enstitüsü’nde öğrencilerle bir araya gelen Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, El Kaide bağlantılı Heyet Tahrir el Şam (El Nusra) öncülüğündeki grupların elindekiİdlib’e yönelik olası operasyon hakkında açıklamalarda bulundu. İdlib’deki ateşkes rejiminin sürekli ihlal edildiğini ve iki aydan fazladır bölgeden Suriye ordusu mevzilerine ateş açıldığını söyleyen Lavrov, “İdlib’den Suriye ordusu mevzilerine baskın girişimleri dahi var. Hmeymim’deki üssümüze saldırmak amacıyla bölgeden çok fazla insansız hava aracı (İHA) gönderiliyor” dedi. Hmeymim Hava Üssü’ne saldırı için gönderilen 50’den fazla İHA’yı vurduklarını belirten Lavrov, “Bu duruma sonsuza kadar tahammül etmek imkânsız. Türk mevkidaşlarımızla, Suriye hükümetiyle, Astana formatının katılımcıları olarak İranlı mevkidaşlarımızla karada teröristlerle normal silahlı muhalifleri ayırmak ve bu arada sivillerin zarar görmemesi için aktif şekilde çalışıyoruz” ifadelerini kullandı. Askerlerin de çalışmalarını sürdürdüğünü belirten Lavrov,teröristlerin Suriye’de yeri olmadığını, Suriye ordusunun, militanlarıtopraklarından atmak için her türlü hakka sahip olduğunu vurguladı. Öte yandan bir gazeteye demeç veren Rusya Devlet Başkan Yardımcısı Yuriy Uşakov’a cuma günü Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Tahran’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile bir araya geleceği üçlü zirvenin gündeminde kimyasal saldırı provokasyonunun da aralarında bulunduğu tüm “can sıkıcı” noktaların görüşüleceğini söyledi.
Zarif: İdlib temizlenmeli
İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, Suriyeli mevkidaşı Velid Muallim ve Devlet Başkanı Beşar Esad’la görüşmek için Şam’a gitti. Davet edildiği Şam’da açıklamalarda bulunan Zarif, “İdlib hükümet karşıtı ayaklanmanın son kalesi. Suriye hükümeti bu felaketi sona erdirmeye kararlıdır ve bu bölgedekiteröristlere karşı savaşma hakkına sahiptir” dedi ve operasyon için rejime yardım edeceklerini belirtti. İdlib sınırında konumlanan ve operasyon için hazırlıklarınıtamamlayan Suriye rejim güçlerinin, saldırı için emir beklediği belirtiliyor.
Muallim’den Türkiye’ye uyarı
Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim de İdlib’e yönelik olarak planlanan harekâtın bölgeyi silahlı gruplardan temizlemeyi hedeflediğini söyledi ve uluslararası aktörlerin bu çabayı Suriye’nin egemenlik hakkı olarak tanıması gerektiğini ifade etti. Muallim, “İdlib’de Türkiye ile karşı karşıya gelmek istemiyoruz ama Türkler İdlib’in Suriye toprağı olduğunu anlamalı” dedi. Muallim,İdlib’in geleceğinin 7 Eylül’de Tahran’da gerçekleştirilecek olan Türkiye,İran ve Rusya zirvesinde netleşeceğini de aktardı. Kuzey Suriye’deki Kürtlerin ve özelde QSD’nin varlığına ilişkin de açıklamalarda bulunan Muallim, diyaloğa açık olduklarını söyledi. Muallim, “Kültürel ve tarihsel bir takım talepleri inceliyoruz ve bu talepleri dikkate almaya hazırız. Önceliğimiz diyaloğu başlatıp ortak bir anlayışa ulaşmak” yorumunu yaptı.
AB’den ‘engel’ açıklaması
Avrupa Birliği(AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ise olası operasyon hakkında “Şu haftalarda bunu engellemek için elimizden geleni yapmalıyız” dedi.
150 bin kişi birbiriyle çatışacak
İdlib büyük çoğunlukla Tahrir El Şam’ın elinde bulunuyor. Bu grup El Kaide’ye bağlı eski El Nusra tarafından kuruldu ve başında Ebu Muhammed El Culani bulunuyor. Çeşitli kaynaklara göre bu grubun 25 bin üyesi var. Vilayetin merkezi şehriİdlib dahil olmak üzere yarısından fazlası, Tahrir El Şam’ın kontrolünde bulunuyor. Bölgede çok sayıda başka grup da var. Tümü, bir şekilde El Nusra ve IŞİD ile ilişki kuran ve çoğunlukla Türk devletinin desteğini alan gruplardan oluşuyor. Söz konusu gruplar, Ankara’nın girişimiyle 10 Ağustos günü Ulusal Kurtuluş Cephesi bünyesinde bir araya geldi.İdlib’deki grupların tankları, topçuları ve onlarca silahlı dronu var. Fransız RFI radyosuna göre İdlib’de 70 bin silahlı kişi var. Suriye ordusu ise buna karşı Cumhuriyet Muhafızlarına bağlı bir tümen ve Dicle Güçlerini harekete geçirdi. Dicle Güçleri’nin başında şimdiye kadarki savaşları kazanan Suheyl el Hasan bulunuyor. Diğer bir ifadeyle,İdlib’de yaklaşık 150 bin kişi birbiriyle çatışacak. Bunlara bölgede faaliyet halinde olan onlarca Rus askerini de eklemek gerekiyor. Savaşın beklendiği bu bölgede Türkiye’nin 12 gözlem noktası ve resmi rakamlara göre 1.300 askeri var. Bu açıdan son derece karmaşık bir savaş olarak ele alınıyor.
Türkiye’nin Şehba hesabı
İdlip’e operasyona en çok karşı çıkan ülke Türkiye. İdlib’teki grupları eğiten, askeri ve lojistik yardımda bulunan Türkiye, operasyonu engellemek için elinden geleni yapıyor. Suriye meselesi için temas halinde bulunduğu Rusya ve İran’ı ikna etmeye çalışan AKP’nin, pazarlıklarında Kürtleri gündeme koyacağı konuşuluyor. Bölge kaynaklarından elde edilen bilgilere göre bunun temel nedeni AKP iktidarının Kürtlerin Suriye’de kazanım elde etmesinden duyduğu kaygı.
Türkiye çıkmazda
Türkiye’nin İdlib’i Suriye politikasında etkili bir konum elde etmeden bırakmak istemediği, çünkü Cerablus, Bab, Afrin ve İdlib’i kontrol ederek etkili bir pazarlık gücü olarak kullanmayı hesapladığı yorumları yapılıyor. İdlib’te çıkmaza giren Türkiye’nin İdlib karşılığında şu anda Afrinli mültecilerin yerleştiği Tıl Rıfat ve Şehba bölgesinin kendisine bırakılmasını gündeme koyduğu belirtiliyor. Türkiye’nin böylece Cerablus, Bab ve Afrin alanındaki etkisini sağlamlaştırarak Minbic üzerindeki baskısını artırmayı hedeflediği kaydediliyor. Ancak Türkiye’nin bu önerisinin Rusya tarafından kolaylıkla kabul edilebilecek bir öneri olmadığının da altı çiziliyor. Rusya, Afrin’deki duruşuna benzer bir tutumu Şehba için de düşünürse Kürtleri tümden kaybetmekten çekiniyor.
HABER MERKEZİ