‘Tutukluların ATK eliyle hastalık sürecinde cezaevinde tutulmasının, dünya toplulukları adına çok büyük zulüm’ olduğunu belirten Hüsnü Yıldırım, farklı siyasal yapıların birlikte çözüm üretmesi gerektiğini söyledi
Son zamanlarda cezaevlerinde yaşanan ölümlerin ve hak ihlallerinin artmasının ardından, insan hakları savunucularının ve hasta tutukluların infazlarının ertelenerek, nitelikli koşullarda tedavi edilmeleri taleplerinin karşılık bulmaması her geçen gün artan tepkileri beraberinde getiriyor. Özellikle ilgili bilimsel çevrelerin ve hastanelerin “cezaevinde kalamaz” raporlarına rağmen Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) “cezaevinde kalabilir” raporlarına dönüştürmesiyle ölümler her geçen gün artıyor. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD), 12 Aralık 2021 tarihinde yayınladığı rapora göre, cezaevlerinde tespit edebildikleri kadarıyla 604’ü ağır olmak üzere bin 605 hasta tutuklu bulunuyor. Yine rapora göre, 2020 yılı başından 12 Aralık’a kadar 7’si infaz ertelemelerinden kısa bir süre sonra olmak üzere en az 59 hasta tutuklu yaşamını yitirdi.
Salgında ihlaller daha fazla arttı
Cezaevlerini yakından takip eden ve yaşanan hak ihlallerine karşı sivil toplum örgütü ve sendikalarla birlikte girişimlerde bulunan kurumlardan biri olan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nın (SES) Eş Genel Başkanı Hüsnü Yıldırım, cezaevlerinde hasta tutuklulara yönelik artan hak ihlallerini değerlendirdiği açıklamasında cezaevlerinde yaşanan hak ihalelerini sürekli takip edip, raporlarla kayıt altına aldıklarını ifade ederek, daha önce de cezaevlerinde sorunlar olduğunu ama özellikle salgın döneminde sağlığa ulaşımda cezaevi yönetimlerinden kaynaklı birçok zorluğun yaşandığını belirtti. Yıldırım devamında, özellikle sevk süreçlerinde cezaevi yönetimlerinin yaklaşımına değinerek, hasta tutukluların araçla hekime ulaşma sorunlarının olmasının yanında kelepçeli muayene gibi sorunların da devam ettiğini vurguladı. Hasta tutukluların serbest bırakılmaları için kamuoyunda duyarlılık geliştirilmesi gerektiğinin altını çizen Yıldırım, “Cezaevindeki hasta tutukluların, sağlıklı bir ortamda tedavilerinin yapılması gerekiyor. Bundan 3 ay öncesinde cezaevinde kalan Sabri Kaya arkadaşımız tedavisi zamanında yapılmadığı için hayatını kaybetti. Hem toplumun hem de sağlık emekçilerinin duyarlı olması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Bilimsel kriter esas alınmalı
Sağlık emekçilerinin ve hekimlerin raporlarının birincil olarak kabul edilmesi gerektiğini belirten Yıldırım, “Bilimsel kriter çerçevesinde ATK yerine hastanelerde oluşturulan kurullar tarafından verilen raporlara baktığımızda 600’ü aşkın hastanın acil tahliye edilmesi gerektiği yönünde raporlar var. Bu raporların mutlaka esas alınması gerekiyor. Siyaset baskısı altında yürütülen kurumların kapatılması ve hekimlerin tespit ettiği çerçevede hasta tutukluların serbest bırakılması gerekiyor. Bilimsel çerçevede hareket etmeyen kurumların toplum ve insanlık adına kaldırılması lazım” diyerek alanında uzman kişilerce kamu hastaneleri tarafından verilen raporların esas alınması gerektiğini belirtti.
‘Siyasi iktidarın sorumluluğu’
Yıldırım, her insanın yaşama ve kendini ifade özgürlüğü hakkı olduğundan yola çıkarak “Siyasi iktidar bunu sağlamakla sorumludur. Cezaevindeki yaşam koşullarının yürütülmesinde sorun yaşanıyorsa, bu devletin ve bugünkü iktidarda bulunan siyasetçilerin suçudur” belirlemesinde bulunarak, iktidarın ATK’yi kullanarak bu insanların hastalık sürecinde cezaevinde kalmasını sağlamasının insanlık adına, dünya toplulukları adına çok büyük zulüm olduğunu ifade etti.
Birlikte hareket edilmeli
Yıldırım değerlendirmesinin sonunda toplumda farklı siyasi görüşlerin olabileceğini ancak insan hakları söz konusu olduğu durumlarda birlikte hareket edilmesi gerektiğine dikkati çekerek “Ülkemizde ki bu süreçte baskılara karşı mücadele eden birçok kurum var. Birlikte yürümeye, birlikte bu süreci bütün topluma hissettirme ve onlara o duyguyu geçirme yönünde bir çalışma yürütmemiz gerekiyor. Farklı siyasal yapılar olabilir ama sorunlar, insanların hayatları olduğunda bütün siyasi ayrılıklarımızın ortadan kalkması ve bu süreçte birlikte bu soruna bir çözüm bulmamız gerekiyor” diyerek bütün ayrılıkları ortadan kaldıran ve ölümlerle sonuçlanan bu soruna çözüm üretmek gerekliliğinin aciliyetine vurgu yaptı.
HABER MERKEZİ