Uluslararası Polis Teşkilatı’nın (Interpol) bu yıl 89’uncusu düzenlenen genel kurul toplantısı, Kasım ayında İstanbul’da Haliç Kongre Merkezi’nde yapıldı. Mikronezya Federe Devletleri’nin Interpol üyeliğinin de oylanması ile birlikte üye sayısı 195’e çıktı.
Toplantıya 160’tan fazla ülkeden temsilci katıldı. Yapılan oylama sonucu Birleşik Arap Emirlikleri’nden Ahmed Nasser Al Raisi, Interpol’ün yeni başkanı seçildi.
Raisi’nin başkanlık görevi 4 yıl sürecek. Al Raisi, İngiliz akademisyen Michael Hedges ve BAE’li muhalif Ahmed Mansur gibi siyasi tutuklulara işkence edilmesinden sorumlu olduğuna ilişkin kampanyalardan dolayı bu seçim tartışma yarattı.
Genel kurul öncesi Fransız milletvekilleri Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un doğrudan müdahil olmasını isterken Alman milletvekilleri Al Raisi’nin adaylığının Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi’ne aykırı olduğunu savunarak seçilmesinin Interpol’ün saygınlığına darbe vuracağını belirtmişti.
Ama bunların bir etkisi olmadı, sonuç olarak Interpol devletlerarası bir kurum.
2018 Kasımı’nda Interpol’ün başkanı Ming Hongvey’in ülkesi Çin Halk Cumhuriyeti’nde yolsuzluk iddiası ile tam genel kurul öncesi tutuklanması, örgüt içinde kriz yaratmış ve başkanlığa Güney Koreli Kim Jong Yang seçildi.
Çin’deki tutuklamanın yarattığı kriz sırasında
Interpol Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Rusya İçişleri Bakan Yardımcısı Alexander Prokopçuk da aday olmuştu. ABD, İngiltere ve Avrupa ülkeleri, Moskova yönetiminin teşkilatın “kırmızı bülten” statüsünü yurt dışındaki siyasi muhalifleri susturmak için suistimal edebileceği gerekçesiyle Prokopçuk’un seçilmesine karşı çıktı ve Güney Koreli Kim’in başkan seçilmesini sağlamıştı. Ancak Rusya’ya karşı ileri sürülen haklı itiraz, örneği Çin gibi BAE için de gündeme gelmedi.
Interpol 1923 yılında Avusturya’da düzenlenen bir toplantıdan sonra kuruldu. Örgütün merkezi Fransa’nın Lyon kentinde ve genel sekreteri görevi 2024 yılında bitecek olan Almanya’dan Kurt Stock. Genel sekreterlik görevi ise 10 yıl.
Örgüt merkez komitesi pardon, yürütme kurulu 11 üyeden oluşuyor. Kasım ayında İstanbul’da bu kurula seçilen üyeler: Başkan: Ahmed Nasser AL-RAISI /BAE); başkan yardımcısı: Mr Garba Baba Umar (Nijerya); Amerika kıtasını temsilen Valdecy Urquiza (Brezilya), Juan Carlos Hernandez (Arjantin), Michael A. Hughes of the United States (ABD); Afrika kıtasını temsilen Khaled Mahdi Ibrahim Elemam of (Sudan), George Maingi Kinoti (Kenya); Asya kıtası adına Binchen Hu of China (Çin), Praveen Sinha (Hindistan) ve Avrupa kıtasını temsilen Will Kerr of the United Kingdom (İngiltere), María Alicia Malo Spain (İspanya), Selçuk SEVGEL of Turkey (Türkiye).
Interpol Makenizması maalesef kibarca niteleyecek olursak otoriter rejimler tarafından muhalif düşünenlere karşı bir baskı ve aşağılama aracı tarafından kötüye kullanılıyor. Ancak Lyon’daki genel merkez bu konuda deneyimli. Ve bu talepler demokratik ülkelerde kaale alınmıyor.
Ancak muhalif düşünenler için seyahatlerinde sorun yaratıyor.
İnsan hakları, azınlık hakları ve yerli halklar savunucusu Mehmet Ali Doğan’ın başına da bu geldi şu sıralarda.
Mehmet Ali ODTÜ’lüdür. Hani Taner Akçam ve çokları gibi cindir!
Sahi Taner Akçam için de “terörist” diye yakalama emri çıkartmışlardı değil mi?
Mehmet Ali ya da Alain Doğan Arjantin’de yaşayan bir Fransız yurttaşı. Avrupa Parlamentosu üyesi Fransız köylü lideri Bove’nin arkadaşı ve hemşerisi idi.
Bu vesile ile Diyarbakır’da Newroz’a katılmış ve sayısı milyonu bulan kitleyi selamlamıştı.
Meğer bu nedenle, terör örgütü üyesi diye hakkında kırmızı bülten çıkarılmış.
Son marifeti mi?
Bolivya’nın Ermeni soykırımı olgusunu kabul etmesini sağlamak.
Yetmez mi kırmızı kod için!
Can Dündar ve diğer bazı gazeteciler, hak savucuları ve muhalif siyasetçiler için çıkarılan bu Interpol kararlarının ciddiye alınmadığı, ülkeyi küçük düşürdüğü umut ederim bir gün fark edilir.