İÇERİDEN HÜSEYİN AYKOL
Başlıktaki sözü -ben değil- Ozan Alpkaya diyor. Bulunduğu İzmir-Kırıklar 2 nolu F Tipi Cezaevi’nde iki yıldır gazetemizi okuyamayan okurumuz 13 Aralık 2021 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Pandemi gerekçe gösterilerek birçok hak gaspı vardı. Ama kaldığım bu cezaevinde siyasi mahpuslara dönük üç aydır adeta bir baskı furyasıdır almış başını gidiyor. Kuruma yeni gelen 1. Müdür Haydar Ali A. gelir gelmez siyasi mahpuslara dönük bir baskı konsepti devreye koydu. Tüm bunlar yasa-mevzuat uygulanıyor diye gerekçelendirilse de işin ne olduğu ayan-beyan ortada!
Hapishane içinde arkadaşlarımız kaçırılcasına başka yerlere götürüldü. Ben ve oda arkadaşım da Fethullahçıların, adli mahpusların, çete gruplarının olduğu bir koridordayız. Hiçbir siyasi arkadaşımla iletişimim yok. Onlarca disiplin soruşturması açıldı. Hiçbir sosyal-insani talebe cevap dahi alamıyoruz. Ortam can güvenliğimizi bilinçli olarak tehdit edecek hale geldi. En son geçen ay üç arkadaşımızın süresiz açlık grevine girmiş olduğunu öğrendik. Ben de 13 Aralık günü itibariyle süresiz açlık grevine başlıyorum. Resmi kurumlar, bakanlıktan bir heyetin gelip inceleme yapması talebimize hiçbir cevap almış değiliz. Kamuoyunu bu konsepte karşı duyarlı olmaya çağırıyoruz.”
Aldığımız bilgilere göre Kırıklar F Tipi Cezaevi’nde süresiz açlık grevinde olan mahpusların isimleri şöyle: Sinan Durmaz, Onur Yılmaz, Abdullah Günay, Sabah Dayan, Ozan Alpkaya, Halis Dağhan, Sertaç Kılıçarslan ve Kenan Yıldızbakan…
* * *
Adana-Kürkçüler F Tipi Cezaevi’nde bulunan gazeteci arkadaşımız İbrahim Karakaş, 22 Ekim 2021 tarihli mektubunda şöyle diyor: “İdare talebimiz dışında odalarımızı değiştiriyor. Bizim oda değiştirme taleplerimizi ise reddediyor. Gittiğimiz odaların havalandırmalarının üstü kapalı tel kafes ile kapatılmış. Bu arada, Abdülkadir Sayarı isimli bir arkadaşımız, bizlerden hiçbir kimsenin bulunmadığı bir blokta tek başına tutulduğu için açlık grevine başladı. İdare bizlere ve arkadaşımıza eylemini bitirmesi halinde kendisini arkadaşlarının yanına verme sözü vermesi üzerine Abdülkadir, açlık grevini 24. gününde sona erdirdi. Ancak arkadaşımız bizim yanımıza verilmedi.
Ağır hastalıkları olan birçok arkadaşımız tedbir amaçlı karantinada tutulmaktadır. Ancak söz konusu kişiler keyfi uygulamalar nedeniyle tedavi hakkını kullanamamaktadır. Çünkü ağız içi arama, kelepçeli muayene dayatmasının yanı sıra hastaneye götürüldükleri ringlerde adli tutuklular, DAİŞ, El Kaide, FETÖ gibi davalardan tutuklanan kişiler bulunabiliyor. Pandemi gerekçe gösterilerek tüm sosyal faaliyetlerimiz sona erdirilmiş durumda. Kantinde satılan gıda, temizlik malzemesi, sebze gibi temel ihtiyaç malzemeleri fahiş fiyatla satılmakta. Mahpuslara ödetilen elektrik parası 100 lirayı bulmaktadır. Yemekhanenin yemekleri hijyenik olmadığı gibi kalorisi düşük ve miktarı azdır. Tüm bu sorunlarımızın çözümü için cezaevi müdürü ve savcısıyla yapmak istediğimiz görüşme taleplerimize cevap verilmiyor. Dahası sözünü ettiğimiz sorunlarımız sürüyor.
* * *
Elazığ 1 nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde bulunan Mehmet Laço, 28 Kasım 2021 tarihli mektubunda şöyle diyor: “2014 yılında doğayı tahrip eder diye barajlara karşı gösteriler yapıldı. Görüntülerde bulunanlara bu nedenle dava açıldı. Ben görüntülerde yokum ama psikolojik tedavi gören birinin üzerime verdiği ifade ile bana da soruşturma açıldı. Önce tutuksuz yargılandım. Sonra 2019 yılında tutuklandım. Kısa bir süre sonra da müebbet hapis cezası ve 70 yıl 2 ay hapis cezası verildi. Cezam onaylandı. Şimdi başvurabileceğim tek yer, AİHM kaldı. Beni önce Elazığ T Tipi Cezaevi’ne koymuşlardı.
Sonra siyasilerin yanında kalmak için Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne gitmek istedim. Beni hemen Elazığ 1 nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne getirdiler. 63 yaşındayım ve dişlerimin neredeyse hepsi yok. Dişlerimi yaptırmak için defalarca dilekçe yazdım. Bir ara, CİSST benimle ilgilendi. Revir doktoru dişsiz biri olarak bana verilebilecek yiyecekler konusunda reçete yazdı. Bu konuda, idareye dilekçe ile başvurdum ancak ne diyet yemeği verildi ne de herhangi bir cevap. Ben buraya geldiğimde iki ay karantina odasında kaldım. Arkadaş görüşçü için başvuruda bulunmak istedim ama benim dilekçemi ilk hafta vermem gerektiğini ama benim vermediğimi iddia ederek, benim bu hakkımı elimden aldılar.
* * *
Afyonkarahisar 1 nolu T Tipi Cezaevi’nde bulunan Abdullah Öngüllü, 3 Aralık 2021 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Burada koronadan kaynaklı kısıtlamalar kalıcı hale geliyor. Şu ağız araması dayatması yüzünden ciddi sağlık sorunlarına rağmen, hastaneye gidemiyoruz. Önemli bir sorun, nasıl aşılacağını da bilemiyorum. Böyle şeylerden dolayı tedavimiz yıllarca aksıyor, sağlık sorunlarımız ağırlaşıyor. Gündem de oldu ama aşılamadı. İnsan anlamakta zorlanıyor. Yıllarca bazen çift kelepçe, bazen ayakkabı arama şekli, bazen kimlik kartı, bazen üst araması (ceket çıkartma) ve en son da ağız araması yüzünden düzenli tedavi olamıyorsun.
Mesela benim gözlerimde glokom denen ve görme kaybına yol açan hastalık var, düzenli kontrol ve ilaç tedavisiyle bu hastalık yavaşlatılabiliyor. Ama ağız araması dayatmasıyla uzun süredir tedaviye gidemiyorum. Bu son yıllarda eski arkadaşlar sağlık sorunlarından dolayı bir bir yaşamını yitiriyor. Bu sonuçlarda söz konusu tarzın önemli bir etkisi var. Yıllarca birlikte kaldığımız daha sonraki yıllarda da yazıştığımız Dr. Sıtkı Berktaş, İsa Gültekin ve Hüseyin İdiğ arkadaşların durumu kötüymüş. Onlar için bir şeyler yapılabilirse, çok iyi olur.
MEKTUBU GELENLER:
———————————
Abdullah Öngüllü – Afyon 1 nolu T Tipi Cezaevi
Ahmet Gerez – Beşikdüzü T Tipi Cezaevi
Mehmet Boğatekin – Burhaniye T Tipi Cezaevi
Erdal Laçin – Elbistan E Tipi Cezaevi
Serdar Koç – Elbistan E Tipi Cezaevi
Mehmet Laço – Elazığ 1 nolu Yüksek Güvenlikli CİK
Yüksel Yiğitdoğan – Kandıra 1 nolu F Tipi Cezaevi
Ozan Alpkaya – Kırıklar 2 nolu F Tipi Cezaevi
İbrahim Karakaş – Kürkçüler F Tipi Cezaevi
Talip Yakışır – Menemen T Tipi Cezaevi
İdris Baluken – Sincan 1 nolu F Tipi Cezaevi
Günay Kubilay – Sincan 2 nolu F Tipi Cezaevi
Murat Türk – Şakran 1 nolu T Tipi Cezaevi
Siya Çınar – Şakran 1 nolu T Tipi Cezaevi