Samsun’un Kavak ilçesinde yaşanan doğa katliamının boyutları Karadeniz Bölgesi’nde yaşanan tahribatı gözler önüne sermeye yeterli. Kavaklı’nın yüzölçümünün yüzde 20’si maden ocaklarına ait.
Tolga Balcı
Rize İkizdere’de Cengiz İnşaatın başlattığı taş ocağı girişimi ile Karadeniz Bölgesinde yaşanan doğa tahribatları tekrar kamuoyunun gündemine geldi. HES’ler ve maden ocakları ile mücadele eden Karadenizliler ise yaşamak için artık bölgeyi terk etmeye başladı.
Son olarak Samsun’un Kavak ilçesinde yer alan taş ocakları ve maden arama sahaları ile ilgili incelemelerde bulunan SAMÇEP yaşanan doğa katliamını gözler önüne serdi. Yaşanan katliam sonrası üretim alanları yok olan Kavak ilçesinde yaşayan yurttaşlar köylerini terk etmeye başladı.
Platformun bildirdiğine göre ilçenin yüz ölçümünün yüzde 3’ü taş ocaklarına yüzde 15’i ise maden arama sahalarına ait. İlçenin neredeyse yüzde 20’sinin doğa katliamına kurban edilmesine yöre halkı da tepkili.
Platformun incelemelerinde Bekdemir Dağı eteklerinde yer alan köylerde taş ocaklarının ve maden arama sahalarının yerleşim alanları içinde yer aldığı belirtilerek yöre halkının, sürekli kamyon geçmesi, kazılar ve kontrolsüz patlamalar nedeniyle nefes almanın imkansız hale gelmesine tepki gösterdi.
‘Arazilerimiz izinsiz ihlal edildi’
Köylüler çiftçilik faaliyetlerinin hafriyat kamyonlarının ürettiği toz nedeniyle zarara uğradığını söyleyerek insanların çareyi İstanbul’a kaçmakta bulduğunu aktardı.
Samsun Çevre Platformu’nun (SAMÇEP) incelemelerinde aktardığına göre Kavaklı Bekdemir Mahallesi’nde usulsüzlüklerle faaliyet açılmış olan taş ocağının mağdurları idarecilerin bu duruma kayıtsız kalmasından da şikâyetçi. Yurttaşlar köye ulaşım sağlayan yolun şantiye yolu olduğunu, kendilerine ait arazilerin haksız şekilde şirket tarafından ihlal edildiğini ve dikili alanların da bu durumdan zarar gördüğünü dile getiriyor.
‘AKP ilçe başkanı rant sağladı’
Ayrıca taş ocağı için patlatılan dinamitler için hiçbir güvenlik önlemi alınmadığını ifade eden yurttaşlar canlarının tehlikede olduğunu söylüyor.
Taş ocağı AKP’li Samsun Belediyesi tarafından hiçbir bilgi verilmeden yapılmış o dönem köylüler duruma tepki göstermişti. Ocağın izin alınmadan yapıldığını ifade eden yurttaşlar Kavak AKP İlçe Başkanı Onur Bakır’ın da bu durumdan rant sağladığı söylüyor.
Mahalle sakinleri ise taş ocağında çalışanlar tarafından “Belediyeden hizmet alamazsınız” şeklinde tehdit edildiklerini açıkladı.
Yüzlerce yıllık ağaçları katledilmiş
SAMÇEP yaptığı incelemelerde Bekdemir çevresindeki yol yapım çalışmalarında yüz yıllık meşe ve kayın ağaçlarının kesilerek katledildiğini de belirtti. Köylüler yaşanan bu kıyım karşısında göz yaşlarına engel olamadıklarını söyledi.
Köselli’de de durum içler acısı
İnceleme yapılan diğer bir mahalle Köselli’de ise durum Bekdemir’den farksız değil.
Kurufasülye üretimi ile tanınan bölge artık yerleşim yerlerinin hemen yanına yapılan çimento fabrikasının etkisi ile biliniyor. Fabrika ürünlerin rekoltesinin düşürürken çiftçiler eskisi gibi topraktan verim alamadıklarını belirtiyor.
Fabrika geceleri bacasından gaz salımı yapıyor
Köselli’de yaşayan yurttaşlar fabrikanın gündüzleri gaz salımı yapmazken geceleri aktifleştiği ve bacalarından dumanlar çıktığını beliriyor.
SAMÇEP sözcüsü Mehmet Özdağ’ın aktardığına göre yurttaşlar sabah kalktıklarında arabalarının üstünün beyaz tozla kaplandığını, kurutmak için astıkları çamaşırlarını yeniden yıkamak zorunda kaldıklarını ifade etti. Valilik ise yaşanan bu duruma ilişkin şikayetlerin gelmesine rağmen herhangi bir adım atmış değil.
5 yeni proje daha var
Köselli’de yeni bir kalker ocağı ve kırma eleme tesisinin ÇED süreci ise devam ediyor.
Yurttaşlar yeni taş ocağının Köseli Mahallesi, Şabanlı, Marsullu, Çuvacullu ve Germiyan Mahallerinin, SASKİ tarafından tescillenmiş içme suyu kaynağını kurutmasından endişeliler. Öte yandan mahallede 5 proje daha ÇED sürecinde. Köylüler bu durumun çiftçiliği ve üretimi tamamen öldüreceğini söylüyor.
Çimento fabrikası nasıl kuruldu?
Çimento fabrikasının kurulması 2005 yılına kadar uzanıyor. O dönem başka girişimler mahkeme kararları ile engellendiği için fabrika 2007 yılında ancak kurulmaya başlandı. Daha sonra yurttaşlar 2008 yılında Samsun 2’inci İdare Mahkemesine fabrikanın çevreyi ve insan sağlığını tehlikeye attığını belirterek yürütmeyi durdurma davası açtı. Bunun üzerine fabrikanın yapımı 2009 yılında durduruldu. Fakat Samsun Valiliği İl Özel İdaresi mahkeme kararını tanımadan çalışmalara devam etti. Fabrika fiili olarak kurulup üretime başlayınca yaşanan tahribat engellenemedi.