Ezgi Koman
Yazar Maria Popova’nın The Marginalian adlı çevrimiçi edebiyat dergisindeki makalesine göre; Ekim 1982’de, 83 yaşındaki Arjantinli yazar Jorge Luis Borges New York’ta en yakın altmış arkadaşını ve hayranını özel bir akşam yemeğinde bir araya getirmiş. Akşam yemeğinde neler konuşulmuş bilmiyorum ama katılanlar arasında Susan Sontag da varmış. Bu özel akşam hakkında gazetecilerle konuşan Susan Sontag “Bugün yaşayan başka yazarlar için Borges’ten daha önemli olan bir yazar yok. Pek çok kişi onun yaşayan en büyük yazar olduğunu söyleyecektir… Günümüzün çok az yazarı ondan bir şeyler öğrenmemiş veya onu taklit etmemiştir” demiş.
Jorge Luis Borges bu yemeğin yapıldığı tarihten dört yıl sonra, 1986’da yaşamını kaybetti. Çocukluğundan beri edebiyata düşkün Borges’in ölümü elbette Sontag için de büyük bir kayıptı ki Borges’in ölümünün 10. yıl dönümünde, Sontag, Borges’e bir mektup yazdı. “Borges’e Mektup” adıyla yayımlanan bu metinde Sontag, Borges’e onu ne kadar özlediğini söylerken onun yazarlığına ilişkin etkileyici övgülerde de bulunuyor. Sontag ayrıca Borges’e kitapların ve okumanın geçirdiği değişim üzerine şikayetlerde bulunuyor, buna ilişkin üzüntüsünü anlatıyor.
Kitapların artık nesli tükenmekte olan bir tür olarak kabul edildiğini söylemek zorunda olduğu için üzgün olduğunu belirten Sontag, Borges’e “Kitaplar ortadan kalkarsa tarih de insanlar da yok olur ” diyor ve kitapların kaderine ilişkin umutsuzluğunu paylaşıyor. Sontag kitapların sadece hayallerimizin ve hafızamızın toplamı olmadığını söylerken hemen ekliyor: “… Kitaplar insan olmamızın bir yoludur.”
Hem tarih hem de insan olma çabamız devam etsin diyorsanız siz de yakınınızdaki çocuklara kitaplar armağan edebilir, pek çok kitabı onlarla birlikte okuyabilirsiniz. İşte birkaç öneri…
Çocuklarla sohbet etmek onları özne olarak gördüğümüzün bir kanıtı gibi gelir bana. Onlar için yazmak da öyle… İlk söz edeceğim iki yazarın ortak tarafı yazdıkları kitaplar -sanki- onlar için ilgilendikleri konu hakkında çocuklarla sohbet etmenin bir yolu…
Mimarlık alanında doktorasını yapan Muzaffer Özgüleş’in söz edeceğim ilk kitabının adı “Mimar Sinan Macerası.” Kitapta büyüyünce mimar olmak isteyen Deniz’e büyük deha, ustaların ustası Mimar Sinan’dan bir gün bir e-posta geliyor. İyi de Mimar Sinan 1588’de öldüğüne göre, bu mümkün müdür? Deniz elbette şaşırıyor. İlk şaşkınlığını üzerinden atınca da kendisini heyecanlı bir maceranın içinde buluyor; İstanbul’dan Kayseri’ye, Edirne’ye Osmanlı Dönemi coğrafyasına uzanan ve bugüne gelen bir yolculuğun ortasında… Yapı Kredi Yayınları tarafından basılan ve 10-12 yaş için hazırlanan kitabın resimleri Ayşın Eroğlu’na ait.
Yazarın çocuklar için hazırladığı diğer kitap ise “Bizans Kaçkınları.” Tarihi bir yolculuk öyküsü olan kitap bu kez İrem’in başından geçenleri anlatıyor. İrem’in evi başını nereye çevirsen bir “harabe”, bir “tünel”, bir “dehliz” görülen Sultanahmet’tedir. Köpeği Fırfır bir gün ağzında bir kitapla çıkagelir. Bu tuhaf kitabın kapağında “Artırılmış Gerçeklik Artı ile Desteklenmiş Bizans Tarihi” yazmaktadır. Gelecekten gelen bu kitabın İrem, Ali ve Ece’nin hayatında yol açtığı değişimler yine Ayşın Eroğlu’nun resimleriyle anlatılıyor. 9-12 yaş grubuna yönelik bu kitap da Yapı Kredi Yayınları tarafından basılmış.
Yer bilimci Aslı Baysuğ ise dağın oluşumunu 6-12 yaş çocukları için öyküleştirerek anlatıyor. KÖK Yayıncılık tarafından basılan Dağ isimli bu kitap doğa yürüyüşüne çıkan iki arkadaşın, yanlarından geçtikleri dağın onlara seslenmesiyle ve çocukların buna şaşırmasıyla başlıyor. Ardından dağ onlarla sohbet ediyor ve nasıl oluştuğunu anlatıyor. Çocuklar önce korksalar da daha sonra doğanın bir parçası olduklarını hatırlıyor…
Dedim ya bunlar sadece iki yazarın kitabı… Üstelik benim tanıdığım iki yazarın. Ancak çocuklarla sohbet etmeyi seven, çocuklar için yazan böylece insanlığın insan olma çabasına katkı veren daha pek çok çocuk kitabı yazarı ve çizeri var.
Tabii bir de dünyanın en güzel kitaplarının yazarlarının çocuklar için olduğu söylenen ancak çocuklarla birlikte bizim için de yazıldığından şüphe duymadığım kitapları var. Örneğin Ursula K. Leguin’in ve Julio Cortazar’ın.
Aldığı bir ödül töreninde “Her türlü insan iktidarına karşı direnilebilir ve bu iktidar insanlar tarafından değiştirilebilir. Direniş ve değişim çoğu zaman sanatta başlar. Çoğu zaman bizim sanatımızda, kelimelerin sanatında” şeklinde bir konuşma yapan, Mülksüzler’in yazarı, bilim-kurgu edebiyatının ustalarından Ursula K. Le Guin’in yazdığı Kanatlı Kediler Masalı serisi de böyle bir kitap. Dört sıra dışı kedi yavrusunun her geçen gün daha çok makineleşip, tehlikelerle dolan büyük kentten kaçış öyküsünü anlatan serinin basımı Günışığı Kitaplığı tarafından, çevirisi Naz Beykan tarafından yapılmış. 7 yaş üstü çocuklar için hazırlanan serinin çizeri ise S. D. Schindler.
Dilin tüm sınırlarını zorladığı söylenen ve sizi bir oyunun içine alan Seksek romanın yazarı Julio Cortazar da bir borudan diğerine geçerken tıkanan boruları kürkü ile temizleyen ve bu sırada insanları izleyen bir ayıyı anlatıyor. 5 yaş üzeri için hazırlanan, Hayy Kitap tarafından basılan “Borulardaki Ayı” kitabının çizimleri Emilio Urberuaga’ya, çevirisi Saliha Nilüfer’e ait…
İyi okumalar…