Ali Sinemilli
Türk özel savaş iktidarı aksini iddia etse de PKK, Kürdistan’da her geçen gün daha fazla yer ediniyor ve belirleyici oluyor. Takip edenler bilir. Son günlerde Güney Kürdistan’ın gündeminde DAİŞ saldırıları var. “Bitti, bitiyor” denilen DAİŞ son günlerde Güney Kürdistan’ın Kerkük-Maxmur gibi bölgelerinde pêşmerge güçlerine ve Kürt köylerine saldırıyor. Bu saldırıların neticesinde pêşmergelerden ve sivil halktan kayıpların olduğu, şimdiye dek en az 25 pêşmergenin ve 5 yurttaşın yaşamını yitirdiği gelen bilgiler arasında.
Kuşkusuz bu saldırılar nasıl gerçekleşiyor, arkasında hangi güçler var, çokça değerlendirildiği üzere KDP ve Türkiye ortaklığı ne kadardır? Bunlar tartışma konusu. Saldırıların gerçekleştiği bölgelere bakılırsa KDP’nin ve Türk devletine bağlı paramiliter güçlerin bu işin arkasında olduğuna dair fazlasıyla veri var. Görünen o ki KDP bu saldırıları bekliyordu. Deniliyor ki KDP bölgede krizli bir durum yaratarak kendisine bağlı pêşmergeleri buralara yerleştirmek istiyor. Açık ki eğer böyle bir hesap varsa, bu planın arkasında ABD, Türkiye gibi güçlerin olduğu da tartışma götürmez. Gelişmeler neyi gösterir, KDP’nin PKK’nin bulunduğu bölgelere karşı konumlandırdığı gücünü DAİŞ’in karşısına çıkarır mı? Bunları zaman gösterecek.
Burada önemli olan husus, DAİŞ saldırılarıyla birlikte Güney halkının hemen PKK’ye çağrı yaparak, destek istemesidir. PKK de yaptığı açıklamayla halkı savunmaya hazır olduğunu vurguladı. Bilindiği üzere Güney Kürdistan’da 30 yıllık fiili, yaklaşık 20 yıllık da resmi bir yönetim bulunuyor. Bu yönetime bağlı iki askeri güç var ve sayıları da az değil. Yüzbinlerle ifade edilen pêşmerge gücü var. Buna rağmen halkın DAİŞ saldırıları karşısında ilk elden aklına gerillanın gelmesi dikkat çekici olduğu kadar oldukça önemli. “Bizi ancak onlar korur” çağrıları herkese ciddi mesajlar veriyor. Şüphesiz en başta da KDP’ye bu mesaj veriliyor. Aile ve parti çıkarları için Güney’i talan eden, Kuzey ve Rojava Kürtlerine adeta savaş açan KDP’nin yanı sıra bu mesajın, aynı zamanda Türk devletine de gittiğini söylemek yanlış olmaz.
AKP-MHP iktidarı tersini iddia etse de PKK’nin Kürt halkı nezdinde itibarı her geçen gün daha da artıyor. Bunun için çok uzaklara gitmeye gerek yok. PKK’nin kuruluş yıldönümü dolaysıyla yapılan eylem ve etkinliklerdeki kitleselliğe bakılırsa bu gerçekliği rahatlıkla görebilirler. Yine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu her defasında “PKK’ye katılımı bitirdik” demeyedursun, son günlerde bazı basın yayın organlarının haberlerine, “grup grup katılımların nasıl artığı” görüntüleriyle birlikte yansımaktadır. Kürt gerçekliğini bilenler, bu katılımların hiç durmadığını da bilirler. Muhtemelen Kürtlerin her yerde direnişe geçmesinin ve gerilla mücadelesinin bunda etkisi belirleyici rol oynuyor. Kürt halkı da geleceğini ve umudunu buna bağlıyor.
Söylenen ve gerçekte olanlara bakılırsa, hiç kimse Türk özel savaş iktidarının ve güdümündeki medyanın açıklamalarına değer biçmiyor. Hatta halk bu söylenenlere gülüp geçiyor, dinlemeye dahi tenezzül etmiyor. Kürt halkı ışığı nerden aldığını biliyor ve ona kesintisiz yürüyor.