Dünya kitle iletişiminin köklerinde Cem’in trajedisinin önemli bir yeri vardır. Günümüzde, dünya ölçeğinde en çok izlenen Youtube yayınları arasında da Sedat Peker’in 2021 Mayıs ayından beri çektiği bir dizi video bulunmaktadır
İbn-i Haldun, “Geçmişler geleceğe, suyun suya benzemesinden daha çok benzer” diye yazmıştı. Toplumların tarihini uzun vadeli zaman aralıklarıyla tekrarlanan deneyimlerle açıklayan döngüsel bir tarih felsefesinin ifadesiydi bu sözler. Bu anlayış, Aydınlanma’nın ilerlemeci tarih felsefesi ile birlikte çoktan terk edilmiş olsa da tarih bilgisi ve bilincinin bugünü anlamak için önemini hiçbir zaman yitirmediğini de vurgulamak gerekiyor. Yoksa tarihi bilmeye gerek kalmazdı.
Sürgün, göç ve mültecilik Türkiye tarihine hiç de yabancı bir vaka değildir. Kökenleri, XV. Yüzyıl’da Cem Sultan’ın trajik yaşam öyküsüne kadar dayanmaktadır. Şehzade Cem, babası II. Mehmed’in ölümünden sonra tahtı ağabeyi Bayezid’e kaptırdığında önünde iki seçenek olduğunu görmüştü. Birincisi, savaşarak tahtı ele geçirmek, ikincisi ise babasının koyduğu “Her kimseye evladımdan saltanat müyesser ola karındaşlarını nizam-ı âlem için katletmek münasiptir” hükmüne boyun eğerek genç yaşta kelleyi kaptırmak. Hayatta kalma içgüdüsü galip gelince, Bayezid’le savaşmaya karar verir ama Bursa yakınlarında yenilir ve Trakya’da yeni bir ordu toplayarak yeniden isyan bayrağı açmak amacıyla Rodos şövalyeleriyle anlaşır. Şövalye Pierre d’Abusson, ordusunu gemileriyle Rumeli’ye taşımayı kabul ettiği Şehzade’yi seyahat hazırlıkları süresince misafir etmek üzere Rodos’a davet eder. Cem Sultan’ın sürgün hayatı böylece başlamış olur çünkü d’Abusson, aslında Cem’i rehin almıştır.
Cem Sultan, Rumeli’de bir ordu toplayarak saltanatı ele geçirme hayalinin peşini hiç bırakmaz ama hayatının kalan kısmı Rodos, Fransa ve İtalya’da bir rehine olarak geçecektir. Şövalyeler ile dönemin büyük güçleri olan Fransa Kralı ve Papa, Osmanlı şehzadesini hem birbirlerine karşı hem de toplu halde Osmanlı Devleti’ne karşı stratejik bir pazarlık aracı olarak kullanacaklardır. Papa’nın din değiştirerek Hıristiyan olma ısrarını her defasında reddeder ve sonunda, büyük ihtimalle Papa tarafından zehirlenerek ölür (1495). Fatih Sultan Mehmed’in gözde oğlu Cem Sultan’ın trajedisi Doğu’da ve Batı’da iyi bilinir; hakkında risaleler, hikayeler ve romanlar yazılmış, yakın zamanda sinema filmlerine ve televizyon dizilerine konu olmuştur. Cem Sultan, kendisi de Farsça ve Türkçe dillerinde hüzünlü şiirler yazan bir şairdi.
Sedat Peker’in sürgün sıkıntısının Cem Sultan’ınki ile benzerlikleri yadsınamaz. Kuşkusuz sınıfsal köken, konum ve hedefleri itibarıyla farklıdırlar ama Peker’in yüzyıllar sonra Rodos misali bir yaban ülkede, Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) bugün adeta bir rehine konumunda bulunuyor olması ve zamanımızın uluslararası büyük güçleri (ABD Uyuşturucuyla Mücadele Dairesi – DEA – başta olmak üzere) arasında stratejik pazarlıkların aracı haline gelme ihtimali, tarihin tekerrürü olarak okunabilir.
XV. yüzyıl sonlarında icat edilen matbaa tekniği ile ilk basılan kitaplardan biri, Cem Sultan üzerine Latince bir risaledir. Dünya kitle iletişiminin köklerinde Cem’in trajedisinin önemli bir yeri vardır. Günümüzde, dünya ölçeğinde en çok izlenen Youtube yayınları arasında da Sedat Peker’in 2021 Mayıs ayından beri çektiği bir dizi video bulunmaktadır. BAE otoriteleri, yakın zamanda video çekerek yayınlamasını yasaklamakla kalmayarak sosyal medya hesabını ve internet erişimini de engellemiş bulunuyor. Peker’in videoları ile yaptığı ifşaatlar sonucu telaşa kapılan Türkiye devleti, en azılı düşman bellediği BAE ile hemen barışmış, pazarlığa oturup tavizler vererek belli taleplerde bulunmuş görünüyor. ABD’nin ve pazarlığa dahil olması kuvvetle muhtemel diğer uluslararası büyük güçlerin ise faaliyetleri hakkında ancak tahmin yürütmek mümkün.
Peker’in sürgün sıkıntısı içinde karşı karşıya kaldığı soru şudur: Yalnızca Süleyman Soylu’nun kariyerini ya da Erdoğan’ın iktidarını değil, Türkiye’de devlet yapısını bir bütün olarak köklerinden sarsma potansiyeline sahip pisliklerle dolu bilgi ve belgelerini, ortaya çıkan uluslararası pazarlığın tarafları arasında nasıl kullanmalıdır ki akıbeti Cem Sultan’ınkine benzemesin? Milyon dolarlık soru.