Polonya-Belarus sınırında mültecilere insanlık dışı muamelenin dozu artıyor
Derya Doğan-İstanbul
Polonya-Belarus sınırında ülkelere giriş izni verilmeyen binlerce mülteci, sınırda mahsur kaldı. Belarus muhalefeti, mültecilerin Lukaşenko diktatörlüğünün elinde silah haline getirildiğini söylerken, Uluslararası Göç Örgütü’nden yapılan açıklamada, “Göçmenlere ve mültecilere gerçekçi olmayan ve yanıltıcı vaatlerde bulunarak, çaresizlik ve kırılganlıklarından yararlanmak kabul edilemez ve bunun ciddi insani sonuçları vardır” denildi.
Erdoğan, Putin, Lukaşenko
Çoğunluğu Suriye ve Iraklı Kürtlerden oluşan, aralarında Somali ve Afganistan’dan gelenlerin de olduğu binlerce mülteciye, yemek ve barınacak yer sağlanmıyor. Mülteciler bir yandan açlıkla mücadele ederken, diğer yandan dondurucu soğuğa karşı hayatta kalma savaşı veriyor. Polonya’nın bildirdiğine göre sınırda, 7 kişi hayatını kaybederken, resmi olmayan rakamlara göre açlık ve hipotermi (donma) nedeniyle ölü sayısının çok daha yüksek olduğu belirtiliyor. İnsanı yardım grupları ve gazetecilerin girişine izin verilmeyen Polonya-Belarus sınırındaki duruma ilişkin, Almanya gazetesi Bild, yaşanan insanlık dramının arkasında Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yanı sıra Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da bulunduğunu iddia etmiş, her üç liderin, mültecileri, AB’nin yaptırımlarına karşı silah olarak kullandığı belirtilerek, mültecilerin hava yoluyla Moskova, İstanbul, Antalya, Hewlêr ve Şam’dan Minsk’e taşındığı öne sürülmüştü.
Göç Örgütü’nden açıklama
Uluslararası Göç Örgütü (IOM) ise 9 Kasım’da yaptığı yazılı açıklamada, geçtiğimiz hafta sınır bölgesinde çok sayıda trajik ölümün bildirildiğini ifade ederek, Birleşmiş Milletler Mülteci Bürosu (UNHCR) ile birlikte, devletlere, daha fazla ölüm meydana gelmesini engellemek ve mülteci ve göçmenlere insani muamelenin temel öncelik olarak belirlenmesinin zorunluluğunu hatırlattı. İki örgüt, göçmen ve mültecilerin siyasi amaçlara ulaşmak için araç haline getirilmesinin “içler acısı” olduğunu ve durdurulması gerektiğini belirtirken, “Göçmenlere ve mültecilere gerçekçi olmayan ve yanıltıcı vaatlerde bulunarak, çaresizlik ve kırılganlıklarından yararlanmak kabul edilemez ve bunun ciddi insani sonuçları vardır” denildi. Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: “IOM ve UNHCR, sınır bölgelerinden uzakta, uygun yerlerde bu kişilerin kişisel durumlarını değerlendirmek ve danışmanlık sağlamak için Belarus makamlarını desteklemeye hazırdır. Sınırdaki endişe verici durum göz önüne alındığında, her iki taraf da uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmeli ve sınırda mahsur kalan insanların güvenliğini, haysiyetini ve haklarının korunmasını garanti etmelidir.”
‘Boyundan elektrik verildi’
The Guardian’da yer alan habere göre, Sınır Tanımayan Doktorlar’ın (MSF) İnsani İşler Danışmanı Kyle McNally ise durumun umutsuz olduğunu ve giderek kötüleştiğini belirterek, “İnsanlar, silah dipçikleriyle dövüldüklerini, kaburgalarına tekme atıldığını, boyunlarına elektrik verildiğini ve tüm eşyalarının Avrupa sınır muhafızları tarafından alındığını veya imha edildiğini anlattılar. Bu kabul edilemez ve artık sona ermeli” ifadelerini kullandı.
Mültecilere uyuşturucu verilmiş
Haberde yer alan diğer dikkat çekici detayda, mültecilerin sınıra vardığında Polonya hükümeti tarafından kendilerine bir mesaj gönderildiğini ve mesajda “Polonya sınırı kapandı, Belarus size yalan söyledi, Minsk’e geri dönün ifadelerinin kullanıldığı aktarıldı. Bir diğer ayrıntıda ise, sığınma talep etmek için form dolduran insanlara, bir mesaj iletilerek, “Belarus’ta size verilen herhangi bir hapı veya ilacı kullanmayın. Zehirlenebilirsiniz!’ denildiği bildirildi. Varşova merkezli Yabancılara Yardım Merkezi Koordinatörü Anna Chmielewska ise ekim ayında Polonya hükümetinin basına, mültecilerin tuhaf davranışlarının olduğunu ve Belarus yetkilileri tarafından mültecilere uyuşturucu verildiğini veya onları zehirlediklerini düşündüklerini ifade etmişti.
‘Amaç demografiyi değiştirmek’
Federe Kürdistan Bölgesel Yönetim Parlamentosu ve Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) sınırdaki göçmenlerin durumuna ilişkin Polonya’ya gidecek.
KNK’den yapılan açıklamada, AB yetkililerinin, Erdoğan, Alexander Lukashenko ve Vladimir Putin’i mültecileri AB’ye karşı siyasi bir araç olarak kullanmakla suçladığına dikkat çekilerek: “AB ülkelerine yönelik niyetleri ne olursa olsun, Belarus ve Polonya makamlarının mültecilere yönelik muamelesi insanlık için, mültecilerin yaşamları için büyük bir trajedidir. Bu muamele hiçbir şekilde kabul edilemez. Tüm AB ülkelerini ve vicdan sahiplerini bu insanlık dışı uygulamalar karşısında sessiz kalmamaya ve bu mülteciler için bir çözüm bulmaya çağırıyoruz” denildi. Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: “Son yıllarda Türk devletinin mülteci meselesini AB ülkelerine karşı bir kart olarak nasıl kullandığını gördük. Erdoğan’ın ve Türk devletinin amacı Kürdistan halkını topraklarından koparmak ve Kürdistan demografisini değiştirmek. Erdoğan bu şekilde kendi kontrolünde olan grupları Kürdistan Bölgesi’ne yerleştirmeyi hedefliyor. Bu strateji Kürdistan için büyük bir tehlikedir.”
‘Cezasızlığın sonucu’
Belarus muhalefet lideri Sviatlana Tsikhanouskaya’nın danışmanı Franak Viačorka Twitter üzerinden dün yaptığı açıklamada, “Farklı tahminlere göre, Orta Doğu’dan gelen 8 bin ile 22 bin kadar mülteci, evsiz ve statüsüz halde Belarus’ta mahsur kalmış durumda. Bu organize bir insan ticareti projesi. Her hafta ölümler bildiriliyor. Biz, Avrupa Birliği’ne, Belarus’a insani yardım heyeti göndermesi yönünde uyarıda bulunduk” dedi. Sınırdaki mülteci krizinin Lukaşenko’nun cezasız kalmasının bir sonucu olduğuna dikkat çeken Viačorka, “Belarus halkını terörize eden Lukaşenko, şimdi insanları silah olarak kullanarak AB’yi terörize ediyor. Mülteciler diktatörün elinde silah haline getirildi. Bunu sona erdirmek için adaleti sağlamalı” ifadelerini kullandı. Viačorka, Lukaşenko yönetiminin konaklama veya yiyecek sağlamadığını ve mültecilerin sokaklarda uyumak zorunda kaldığını da ekledi.