Diyarbakır’da aslı var olan bir sanat eserini yeni teknik ve yöntemle yeniden yorumlayan Mir Zana Maran ve Hinar Daşgın, Double Ex sergisini sanatseverlerle buluşturdu. Maran ve Daşgın, ezber görsel algıyı kırmak istediklerini söyledi
Selman Çiçek/Diyarbakır
Aslı var olan bir sanat eserinden yola çıkarak sanat tarihinde önemli eserleri yeni teknik ve yöntemle yeniden yorumlayan Mir Zana Maran ve Hinar Daşgın’ın Double EX sergisi sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Maran ve Daşgın, sanat tarihi içinde belki de sanatın ilk popüler yıldızları olarak tarihte yer edinene eserlerden hareketle bir seri iş üretiyor. Üretilen bu işler heykel, resim, afiş, reklam, dışarıdan görme ve içeriden bakma gibi temaları barındıran sergi 20 Nisan tarihine kadar A4 Açık Sanat Alanı ve metruk bir yapıda sergilenecek. Serginin küratörlüğünü de Mahsun Çiçek yaptı.
Double Ex sergisi, tarihe mal olmuş sanat eserlerinin temel göstergelerine bağlı kalarak, farklı malzeme ve tekniklerle yeniden üretilmesi ve mekan ile oluşturduğu etkileşime odaklanıyor.
Yeniden yorumlamak
Double Ex sergisi yaratılarından Maran ve Daşgın ile sergiyi, kullandıkları teknikleri ve sanata bakışları üzerine konuştuk. Serginin isminin neden Double Ex olduğunu anlatan Mir Zana Maran, “Biz sanat tarihindeki, toplumun takdirini kazanan sanat eserlerini seçtik. Onları tekrar yorumladığımız için Double Ex ismi oradan çıktı” dedi.
Hinar Daşgın ise yaptıklarının eserlerin kopyası değil, yeniden yorumlaması olduğunu belirterek,”Bu tabloları seçmemizin sebebi aslında o tabloların çok seçkin sanat eserleri olarak bilinmesi, halka mal olmuş yada halkın, sanatla ilgisi olmayan birinin de görüp tanıyabileceği eserlerdir. Tarzımız ise o seçkin sanattan bambaşka bir yerdeydi, biraz ikisini birleştirmiş olduk” ifadelerini kullandı.
Mona Lisa göründüğü gibi mi?
Maran, eserlerinde ezber görsel algıyı kırmak istediklerini vurgulayarak, “Mona Lisa şu an görüldüğü gibi değildir. Acaba şu yüzyıllardır müdahale edilmeseydi Mona Lisa o özgünlüğünü parlaklığını koruyabilir miydi? Bu sorudan da yola çıktık. Teknik değiştirmede aynısını yapsaydık bir esprisi olmazdı. Dikkat çekmezdi. Mona Lisa’yı tekrar yorumlamak o algımızdaki ezberi kırmak daha dikkat çekici olabilirdi” dedi. Klasik bir Mona Lisa tablosunun artık her yerde olduğunu belirten Daşgın ise “Ama böyle bir Mona Lisa eğer sanatın bir yönünde üretmek ise yeni bir şey üretmek ise bu onun üretim hali oluyor. Yeninden ortaya çıkmış hali oluyor. Birebir aynısını yapmak kopyalamanın ötesine geçmeyecekti” ifadelerine yer verdi.
Gölge ve füzen tekniği
Daşgın, eserlerinin duvara vuran gölge olduğunu söyleyerek, “Bende isim olarak buradan yola çıkarak bir isim buldum, bağlamsal olması zaten aynı dönem eserler olması alt metini gölgeye yansıtarak kullandım. Çünkü benim çalışmalarımda gölge daha çok dikkat çekiyor” dedi.
Maran ise yaptığı işin eserler arası ilişkiyi gösterdiğini vurgulayarak, farklı bir teknik ile çalıştığını söylüyor: “Füzen dediğimiz teknik bu şekilde oluştu. Farklı bir teknik, deforme edilme müsait malzemedir. Bu malzeme ile bir eseri yorumlamak deforme etmek daha müsaittir”
‘Etkileşimi yakaladık’
Daşgın, şimdiye dek iki mekanda sergi yaptıklarını belirterek, “O duvarlara yapıştırdığımız çalışmaların etkileşimini görmek istedik. Gerek onları yapıştırdığımızda gerek sonrasındaki müdahalelerle etkileşimi yakaladığımızı düşünüyorum” dedi. Maran ise “Biz sanat tarihini Diyarbakır’da yeniden yorumlamaya çalıştık. Halktan gelen güzel tepkilerle başardığımızı düşünüyorum” ifadelerini kullanıyor.