2017 yılında Sudan’dan 99 yıllığına 780 bin 500 hektar tarım arazisi kiralanmıştı. Ankara’da son yapılan yeni anlaşmayla 100 hektar için el sıkışılırken, Türkiyeli çiftçiler sefalete, sermaye ise yeni yağmalara yelken açacak
Yusuf Gürsucu / İstanbul
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah El-Burhan’ın, AKP’li Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan’ı Ankara’daki ziyaretiyle Türkiye’nin Sudan’da toprak kiralama yeniden gündeme geldi. Ziyaret sonrası açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Sudan’da ilk etapta 100 bin hektar tarım arazisinin işletmeye alınmasıyla ilgili görüş birliğine varıldığını açıkladı. Oktay’ın, “Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün (TİGEM) pilot çiftlik projesi öncülüğünde bu alanda başlatılacak tarımsal üretim işbirliği, ‘Türk iş insanlarımız’ için Sudan’da önemli bir yatırım fırsatı sunarken aynı zamanda Sudan’a istihdam, tarımsal teknoloji ve gıda arz güvenliği gibi alanlarda katkı sağlayacaktır” ifadeleri, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin 2017 yılında yaptığı ifadelerle aynı olması dikkat çekti.
‘Sudan’a refah taşıyacağız’
Pakdemirli 2018 yılında yaptığı açıklamada, Sudan’ın dünyanın en bereketli toprakları olduğunu ve oraya zenginlik ve refah taşıyacaklarını belirterek, “İmzalamış olduğumuz çerçeve anlaşması kapsamında büyük bir ortak tarım projesi yürütülmesi için çalışmalarımıza sıkı bir şekilde devam ediyoruz” sözleriyle Türkiyeli sermayeyi Sudan’a davet etmişti. Bakanın dünyanın en bereketli toprakları olarak lanse ettiği Sudan’ın yüz ölçümü Türkiye’nin yaklaşık 2 misli. Ancak, Sudan’ın yüz ölçümünün yarısından fazlası çöllerden oluşurken, tarım yapılabilecek arazi büyüklüğü ise Türkiye’deki tarım arazilerinden yüzde 12 daha az.
Sudan’da GDO serbest!
AKP iktidarının Bakanlar Kurulu, 09.11.2015 tarih ve 2015/8234 sayılı kararı ile onaylanan ‘Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Sudan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İkili Tarımsal İşbirliği ve Ortaklığına İlişkin Anlaşma’ gereği, ‘Türk Sudan Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Anonim Şirketi’ kuruldu. Şirket sermayesinin yüzde 80’i Türkiye Tarım Bakanlığı Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne (TİGEM), yüzde 20’si Sudan’a ait. Yapılan açıklamalarda meyveden pamuğa, soyadan ayçiçeğine, susamdan buğdaya, mısır ve şeker kamışına, domates ve patlıcandan hıyar ve bibere kadar yonca dahil pek çok tarım ürünü Sudan’da kiralanan 780 bin hektar tarım arazisinde yetiştirilerek, ithalata gerek kalmayacağı iddialarının yapılmasının ne anlama geldiği ise bakanın şirketleri Sudan’a davetinden anlaşılabilmekte. Ayrıca GDO’lu tohumların ekiminin yasak olmadığı Sudan’da yapılacak üretimler ise denetlenemeyecek ve oradan gelen ürünler yetiştirilirken verilen tarım ilaçlarının içeriği öğrenilemeyecek.
Vakit yağma vakti!
Türkiye’nin önemli bir tarım ülkesi olduğunu belirten Bakan Pakdemirli, “Tarımda bilgi, tecrübe, donanım ve teknoloji konularında çok iyi konumdayız. Sudan’ın engin ve bereketli tarım arazilerini kazan-kazan esasıyla, Sudanlıların daha fazla istifadesine sunmak refah ve zenginlik üretme noktasında birlikte çalışmak için fırsatlar bulunmaktadır. Vakit ekim vakti, vakit hasat vaktidir” sözleri Türkiye’deki çiftçilere sermaye çıkarları için nasıl ihanet ettiklerini açıkça gösteriyordu. İki ülke Tarım Bakanlıklarının görevi ülke çiftçisinin her türden sorunlarını çözmek, tarım arazilerini amaç dışı kullanımını önlemek olması gerekirken bu anlaşma ile sermayeye sömürü ve yağma alanı açılmak amaçlanıyor. İktidarın sermaye ile kol kola girerek atmak istediği bu adımlar eğer gerçekleşirse bundan en çok Türkiyeli çiftçiler ve Türkiyeli tüketici konumda olan yurttaşlar zarar görecek.
En değerli alanlar yok edildi!
Türkiye’de dünyanın en değerli ovaları olarak nitelenen ovalar yok edildi. Bursa Ovası, Sakarya Ovası, İznik Ovası, Trakya toprakları, Ödemiş, Tire, Menderes ve birçok değerli ova halen yok edilme sürecinde. Kürt illerinde ise DEDAŞ eliyle çiftçilere çıkarılan gerçek dışı borçlarla yurttaşlar üretim yapamaz hale getirildi. Enerji ve suya erişemeyen, gübre, mazot ve tohum gibi tarımsal girdilerin sürekli zamlanmasıyla borç batağına sürüklenen çiftçiler üretim yapamaz hale getirildi. Burada durum bu iken Sudan’a zenginlik götüreceklerini belirtmeleri en azından ‘bayağı’ bir yalan dışında bir anlam içermiyor. Enerji, maden, sanayi, imar vb. amaçla bir avuç sermaye kesiminin çıkarları için tarım arazileri katledildi. Tüm bunların yaşandığı süreçte, Türkiye’nin tarım bakanının Sudan’ın tarım arazilerine övgü yapıyor olması manidar bir duruma işaret ederken, asıl hedeflerinin sermaye çıkarları olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
Kardeşim El Beşir!
Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan 2017 yılında, savaş suçları nedeniyle hakkında uluslararası tutuklama emri bulunan Sudan Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir’i ziyaretinde ‘kardeşim El Beşir’ ifadesiyle dikkat çekerken, tarımsal kiralama dahil birçok anlaşmaya imza atılmıştı. 1989’da İslamcıların desteklediği ve şeriat vaat eden darbeyle iktidara gelen El Beşir’in 30 yıllık faşist iktidarı yine 2019 yılında yapılan askeri darbe ile son bulmuştu. Sudan’da yapılan askeri darbe sonrası tutuklanan El Beşir’in dünyanın en zengin 10 diktatörü içinde yer alıyor olması ise dikkat çekiyordu.