Eski istihbaratçının iddiasına göre JİTEM davaları HSYK, müsteşar ve Başbuğ tarafından örtüldü
Gülcan Dereli
Dün yayınlanan haberimizde Lice’nin nasıl yakıldığına ve general Bahtiyar Aydın’ın nasıl JİTEM tarafından suikast ile öldürüldüğüne dair yeni ayrıntılara yer vermiştik. Gazetemize konuşan ve ismini vermek istemeyen eski emniyet istihbarat üyesi, bu bölümde bizzat yer aldığını belirttiği JİTEM davalarının nasıl örtüldüğünü isim vererek anlatıyor. İddialar eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile hali hazırda Cumhurbaşkanı Genel Sekreteri olan Fahri Kasırga’ya uzanıyor.
Ismarlama hakim bulundu
JİTEM davaları ilerledikçe ve yeni bilgilere ulaşıldıkça davalara yön verilmeye başlandığını söyleyen eski istihbaratçı, iddialarını isim vererek sürdürüyor: “Yön verenlerden birisi Adalet Bakanı Müsteşarı Kenan İpek. Onun da haberi var davanın sürüncemede bırakılmasında, Bahtiyar Aydın davasının İzmir’e alınma sebebi Başsavcı Vekili Okan Bato. İzmir’de de proje hakimleri ayarlayan ve JİTEM’ci katilleri aklayan hakimleri ayarlayan kişi Okan Bato (eski İzmir Cumhuriyet Başsavcı Vekili Okan Bato). Mehmet Emin Özkan’ın davası önce Eskişehir’e verildi sonra İzmir’e, ısmarlama hakimler orda bulundu. Dava kapatıldı, zaten 2 sanık vardı dosyada, Tünay Hatipoğlu yurt dışına kaçırıldı. Sonra orda öldü denildi. Ben şahsen inanmıyorum, otopsi yapılmalı.”
Cizre davası engellendi
Eski istihbaratçı, AKP’nin isteğiyle bu çalışmaların yapıldığını, soruşturma ilerledikçe vazgeçildiğini söylüyor. Eski istihbaratçı, “Emniyet istihbarat faili meçhuller için 2008’den 2014’e kadar özel olarak çalıştı. Faili meçhullere odaklanılmıştı. Tabi ki savcıların talimatıyla yapıldı bunlar. JİTEM’ci Albay Cemal Temizöz Davası bunların ilkiydi” diyor. Eski istihbaratçı, “Devreye İlker Başbuğ girdi. Başbuğ dönemin savcısını Ankara’ya çağırdı. Tabi ki de sadece o değil, derin devletin bütün unsurları. Cemal Temizöz davasına bakan savcı önce tehdit edildi, yetmedi acil kodla Ankara’ya çağrıldı. Başbuğ aynı anda Adalet Bakanı Müsteşarı’nı makamına çağırdı” diye anlatıyor.
Çiftlikte Ertosun’la buluşma
Eski istihbaratçı, soruşturmanın nasıl engellendiğini anlatıyor: “Erdoğan’la bu kişileri dağıtma toplantısı yapıldı ve operasyonlar başladı. Adalet Bakanı Müsteşarı bastırdı, HSYK bastırdı. Ali Suat Ertosun dönemin HSYK üyesiydi. Ertosun, savcıları direkt ve dolaylı tehdit etti ve bunları İlker Başbuğ ile buluşup yaptı. Mesela Başbuğ, JİTEM’ci Cemal Temizöz’ün Komutanı Ali Aydın’a HSYK üyesi Ali Suat Ertosun’la görüş talimatı verdi. Bu işler olup savcılar, hakimler sürülmeden önce JİTEM’ci Ali Aydın (Dönemin Kayseri Jandarma Komutanı) Kayseri’de çiftlik evinde HSYK üyesi Ali Suat Ertosun’u 2 gün ağırladı” iddialarını gündeme getiriyor. Eski istihbaratçı, “Tabi ki açılım varken oldu bunlar, oysa el altından Ergenekon’la anlaştılar. Aynı çalışmalar hemen hemen bütün faili meçhuller için yapıldı neredeyse ama AKP, Ergenekon’la anlaşınca sahipsiz kaldı. Hepsi de aklandı” diyor.
Adli Tıp ve Özel Harp
Adli Tıp ve Özel HarpLice olayları bahanesiyle müebbet hapse mahkum olan ağır hasta tutuklu Mehmet Emin Özkan’ın suçsuz olduğunu vurgulayan eski istihbaratçı, “Onu içeride tutun diyen İlker Başbuğ ve ekibi… Çünkü o içeride olmasa dava boşa çıkıyor. Bir general öldürülmüş ama sanık yok ortada, o nedenle içeride ölsün ama çıkmasın modundalar” diyor.
Ayrıca “derin devlet”in en güçlü olduğu yerin Adli Tıp Kurumu (ATK) olduğunu söyleyen eski istihbaratçı, şöyle devam ediyor: “Bu amca yüzde 80 özürlü, hasta, yaş 84, ölmek üzere ama Adli Tıp sağlam diyor… Anlayın Adli Tıp kimin kontrolünde? Neden orası önemli? Çünkü bütün cinayetlerin ucu oraya dokunuyor. Adamlar Adli Tıp raporunu ayarlıyor, davalardan yırtıyor. Bu olmazsa olmazları” diye belirtiyor.
Hasta tutuklular ve ATK
Bilindiği gibi Adli Tıp Kurumu bu dönem derin devlet bağlantıları ve önemli isimleri aklamak için rapor vermekle suçlanıyor. Çözüm sürecinde de en önemli başlıklardan biri olan hasta tutukluların bırakılmasının Adli Tıp Kurumu’na takıldığı kamuoyuna yansımıştı. Adli Tıp’a dair bir diğer önemli bilgi ise çözüm sürecinde İmralı’da PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın hasta tutukluların bırakılması konusunda yaptığı ısrara hükümetin verdiği yanıt. Edindiğimiz bilgilere göre hükümet hasta tutukluların bırakılmamasını Adli Tıp’a bağlıyor ve Özel Harp’in ATK’de etkili olduğunu, güç getiremediğini söylüyor o dönem.
Peker’in iddiaları
Organize suç örgütü lideri Sedat Peker de ATK’ye dair önemli iddialarda bulunmuştu. Peker, Burhan Kuzu’nun para karşılığı ATK raporu almak için devreye girdiğini, Yeldana Kaharman ve Aleyna Çakır’ın şüpheli ölümlerinde ATK raporlarına müdahale edildiğini öne sürmüştü. Peker, Kuzu’nun bir kişiyle WhatsApp konuşmasının ekran görüntülerini de paylaştı. Konuşmada, parayla ATK raporu çıkarılması isteniyordu. Peker, raporun Kuzu’dan istendiği gibi çıktığını ileri sürmüştü. Peker, Mehmet Ağar’ın oğlu Tolga Ağar’ın suçlandığı Kaharman cinayetinde de ATK’nin yanıltan rapor hazırladığını iddia etmişti.
YARIN: Ceylanpınar, Suruç ve işkence ekipleri…