Kadın kurumları, iktidarın hedef gösterdiği HDP’li Deniz Poyraz’ın katledilmesini gazetemize değerlendirdi
Gülcan Dereli
Deniz, Türkiye’de Kürt sorununda izlenen barbarlık politikasının son simgesi ve halkası… Sadece Kürt sorunu da değil, Kürt kadınlarına yönelik barbarlık siyasetinin de… Aynı zamanda tüm kadınlara yönelik Ortaçağ cadı avını andıran bir iç savaşın da son simgesi. Deniz Poyraz’dan bahsediyoruz. Sadece Deniz mi? Sakine, Fidan, Leyla, Seve, Fatma, Pakize… Vurulurken HDP binasına asılan pankartta 2021 yılının ilk üç ayında işlenen kadın cinayetlerinin sayısı yer alıyordu. İktidarın çekildiği İstanbul Sözleşmesi’ne vurgu yapılıyordu. Elbette bu tablo çok şey anlatıyor. Hele Deniz’i barbarca katleden katilin polis tarafından şefkatle kucaklanması, başının okşanması, “abisi adın ne” diye sırtının sıvazlanması, 7/24 polis tarafından izlenmesi ve kapısında nöbet tutulmasına rağmen bu kadar kolay katliam yapılması çok şey anlatıyor. Her şey açık. Irkçılık, Kürt düşmanlığı, kadın katliamı mevcut iktidar düzeni için bir haz konusu artık. Ancak her şey yine de istedikleri gibi gitmiyor. Bir Deniz gidiyor binlerce Deniz geliyor. Kadın kurumlarına Deniz Poyraz’ı, çıkışın nerede olduğunu sorduk.
Örgütlü bir cinayet
Rosa Kadın Derneği Başkanı Adalet Kaya: Biz aslında kadın cinayetleri politiktir diyoruz. Bu da o cinayetlerin politik olduğunu çok net gösteren cinayetlerden biri. Siyasal iktidar yıllardır, sistematik, örgütlü olarak şiddet ve savaş politikası üretiyor. Bu cinayet bu sistemin anlayışının bir sonucudur. Ve bunun arkasında çok ciddi örgütlü bir kuvvet olduğunu da düşüyoruz. Bu cinayet aynı zamanda demokrasiye, hukuka, hepimizin adalet arayışına yapılmış bir saldırı.
Susmayacağız
Rosa Kadın Derneği Yönetim Kurulu üyesi Ruken Ergüneş Özdemir: Her gün dile getiriyoruz her gün kadınlar katlediliyor. Yine HDP’de de o pankart asılıydı. Ve bu yıl içerisinde katledilen kadınların sayısıyla, isimleriyle asılmıştı bu pankart ve bir cam kırığı yani Deniz orada katledildi. Diyarbakır’da bir açıklama yaptık. Açıklamada da aynı fotoğrafı kullandık. Çünkü toplumsal hafızalara da kazınacak bir şeydi bu. Deniz de bu ırkçı faşist politikaların sonucu olarak katledildi. Biz hepimiz Deniz’iz, Deniz isyanımızdır.
Deniz öfke patlaması oldu
KADAV’dan Özgül Kapdan: Özel olarak bir kadın cinayeti değil. Bütün kadınlar olarak o günü büyük bir öfke ile geçirdik. HDP’ye saldırılmış olması ve özellikle bir kadının seçilmiş olması sözün bittiği yer. Gerçekten çok öfkelendik. Bu ayrımcı dilden çok yorulduk. Aktif olan insanlar olduğumuz için harekete geçme fikri oluştu. Harekete geçince bir yandan da öfkemizi haykırabiliyoruz. Öyle de oldu, Maltepe mitinginde Deniz Poyraz dillerden düşmedi. Hepimiz için Deniz son bir öfke patlamasıydı.
İktidar Kürt kadınlarını hedef alıyor
HDK Eşsözcüsü Esengül Demir: Deniz Poyraz bir Kürt kadınıydı. İktidarın özellikle Kürt kadın kurumlarına dönük kapatma, gözaltı, tutuklama ve bütün birikimlerini yok etmeye dönük özel bir çalışması var. Sadece bir kadın olarak değil emekçi bir Kürt kadını olduğu için Deniz Poyraz’ın bu anlamda da simgesel bir önemi var. Kadın kurumlarının bir kadının katledilmiş olması ve politik bir gerekçe ile katledilmiş olmasından dolayı bir araya gelip ses çıkarmamız gerekiyor. İkircikli, çekingen davranmadan herkesin gözü önünde bir kadının katledilmesi noktasında bir tutum sergilenmesi gerekiyor. Önümüzdeki günlerde bununla ilgili bir araya gelmeyi hedefliyoruz.
Hesabını birlikte soralım
Filmmor gönüllüsü Melek Özman: Deniz Poyraz HDP üyesi olduğu için katledildi. Şu an bizim Filmmor Kadın Filmleri Festivali var. Biz en son 2015 yılında festival coşkusuyla bir festival yapmıştık. Hatta orada Diyarbakır’da birlikte film seyrettiğimiz Lisa Çalan şimdi bizim film izleme komitesinde. Biliyorsunuz 5 Haziran’daki bombalı saldırıda bacaklarını kaybetti. Hatta o yıl Diyarbakır Belediyesi Eşbaşkanı Gültan Kışanak da katılmıştı. Çok coşkulu, bambaşka bir festivaldi. Tabi daha öncesi de var ama son 6 yılda festival yapma coşkusunu yaşayamadığımız yıllar oldu.
Bu katliamın açıklamasını bekliyoruz hala. Deniz’in yattığı yer incitmesin, ışıklar yoldaşı olsun. Umarım hiç unutmayız, bu kez unutmayız. Bunun olması için hesabını hep birlikte soralım. HDP seçmenleri olarak, HDP seçmeni değilsek bu ülkede barış, demokrasi ve eşitlik isteyenler olarak, herkesin can güvenliliğinin olduğu bir ülkede yaşamak isteyenler olarak. Herkesin eşitçe yaşayabildiği bir ülke için emek verelim. Herkesin yapabileceği bir şey var.
Deniz ölümsüzdür bunu göstereceğiz
Kadın Zamanı Derneği Dilek Başalan: Deniz Poyraz’ın il binası içinde katledilmesi ne dünün ne de bugünün eseriydi. Yıllarca toplumda ekilen nefret ve yok etme politikasının sonucu, katletme ve talan üzerine kurulu olan söylem ve pratiğin eseri olarak gerçekleşti. Deniz Poyraz’ın katledilmesi ile toplumsal barış talepleri de hedef alınmıştır. Kadınlar olarak tüm toplumsal olaylarda sözümüzü kurduk bu katliamda da susmadık, her gün sokağa çıkıp Deniz Poyraz ölümsüzdür dedik bu sözümüzün altını da mücadelemizle doldurma çabasında olacağız. 26 Haziran’da derneğimizin genel kurulu olacak ve biz yeni dönemde yürüteceğimiz mücadelemizi Deniz Poyraz’a ithaf edeceğiz. ‘Deniz bir gitti bin Deniz gelecek’.
Onbinler Deniz oldu
DAD Eşbaşkanı Saime Topçu: Demokrasinin olmadığı ülkelerde ‘çete’ demokrasisi devreye girer. Neden Deniz Poyraz seçildi? Çünkü Deniz Kürt kadınıydı. Bütün saldırılara rağmen geri adım atmayan, ayakta duran, Kürt’ün özgür yaşamı için direnen bir kadındı. Bu tamamen planlanmış bir olaydır. Bu cinayetleri işletenin ipleri AKP ve büyük ortak MHP’nin elindedir. Maltepe’de kadın mitinginde onbinler Deniz oldu, kadın örgütleri sahiplendi. Bütün kadın örgütleri birlikte hareket etmeliyiz. Biz Alevi kadınlar Deniz’lerin hakikat mücadelesini sahipleneceğimizi haykırıyoruz.
Bize düşen yan yana gelmek
KESK Eşbaşkanı Aysun Gezen: Gerçekten son derece üzücü ama üzüntümüzden daha çok öfkemiz var. Çünkü biz bu ülkenin emekçileri, kadınları olarak gerçekten öldürülmediğimiz, rahatça gülebildiğimiz, yarınlara endişe duymadan bakabildiğimiz bir ülkede barış içinde eşit ve özgür bir yaşam istiyoruz. Bu isteğimizi aslında vurdular Deniz’in nezdinde. Tesadüfen Deniz’in yalnız olması sonucu bir kişinin katledilmesiyle sonuçlandı. Daha büyük bir katliam da olabilirdi. Deniz’in kaybı gerçekten bu anlamda bütün toplum kesimlerine, demokrasiden, barıştan, laiklikten yana olanları ciddi anlamda yaraladı. Çünkü bu saldırı aynı zamanda barış içinde bir arada yaşamaya yönelik de bir saldırı. AKP-MHP iktidarı her sıkıştığında, iktidarını mutlaklaştırmak için şiddet aygıtlarıyla iktidarını sürdürmek istiyor. Buna geçit vermemek gerekiyor. Artık barış içinde yaşamın kurulması gerekiyor. Bize düşen sorumluluk yan yana gelmek ve birlikte bir mücadele etmek, örgütlenmek; başka yolu yok.
Hedef alınan tüm demokrasi güçlerdir
TJA’dan Berfin Korkmaz: Ne Deniz Poyraz tesadüftü ne de katili Onur Gencer tesadüftü. Deniz Poyraz, başta bir Kürt kadınıydı, kadın kimliğiyle mücadele ederken mevcut sisteme alternatif olan ve ana muhalefeti yapan partinin HDP’nin üyesiydi. Katil Onur Gencer ise ülkücü, bir çete artığıydı. AKP-MHP ittifakının nefret söylemleriyle, milyonlarca halkın iradesi olarak seçtiği partinin terörize etmesinin bir yansımasıdır. Bu katliamdan iktidar sorumludur. O gün hedef alınan aslında ne yalnız Deniz ne de yalnız HDP’dir. Hedef alınan Kürt halkıdır ve demokratik tüm kesimlerdir. En temelde kadın mücadelesidir. Deniz’in anısına sahip çıkmak tüm kadınların borcudur.
Çürümüş düzene karşı cesaret
HDP Kadın Meclisi Eşsözcüsü Ayşe Acar Başaran: İktidarın bunu bir provokasyon olarak adlandırması ve tepki verirken bile partimizi hedef almaları, hatta bir takım kesimlerin bu katliam üzerinden hala saldırmaya devam etmeleri aslında bize bu saldırının bireysel, münferit bir olay olmadığını bir kez daha göstermiş oldu. Uzun bir süredir bu ülkede AKP-MHP bazı temel kesimlere saldırarak kendini var etmeye çalışıyor. Kürtlere, kadınlara, HDP’lilere, muhaliflere karşı yoğun bir saldırı söz konusu. Bu aynı zamanda halkların ortak yaşam, barış umuduna ve demokrasiye de bir saldırıdır. Alternatif yaşamının kurucusu olan kadınlar daha fazla örgütlenmeli, bu çürümüş düzene karşı daha fazla mücadele etmeli, daha cesaretli çıkışlar geliştirmeli.
Mücadelesini biz yaşatacağız
Kadınlar Birlikte Güçlü’den Sevda Erkılınç: Bu katliamın politik bir katliam olduğu çok net. Ortaya çıkan katilin gözaltına alınış biçimi önceden planladığına dair söyledikleri bunu ortaya koyuyor. Deniz Poyraz’ın katledilmesi devletin, yargının ve medyanın iş birliğinde gerçekleştiğinin en açık göstergesi. Kadınlar bundan sonra daha dişli bir karşı koyuş göstermelidir. Her gün izlenen bir binada Deniz Poyraz’ın katledilmesi bu mücadelenin daha fazla büyütülmesi ve buna dair bir çağrı olarak ele almak gerekiyor. O yüzden bu şiarla Deniz’i ve mücadelesini yaşatma sözü verirken de böyle yaklaşmaya çalışıyoruz. Bu cinayet İstanbul Sözleşmesi’nde bağımsız değil, bunun bir halkasıdır bizce.
Öfkeliyiz
Deniz Yıldızı Derneği kurucularından Ayla Tokmak: Çok üzgünüz, çok öfkeliyiz. Ciddi bir katliam olarak görüyoruz. Yapacağımız şey bundan sonra haklarımızdan da hayatlarımızdan da vazgeçmiyoruz demek. Ve İstanbul Sözleşmesi’nden de vazgeçmiyoruz diyerek alanlarda olmaya devam edeceğiz.
Sadece katil değil kiralık katil
CHP eski Milletvekili Melda Onur: Burada bir kadın kurban ama salt bir kadın cinayetinin ötesinde bir şey tabi ki. Katil Deniz’i öldürdükten sonra hırsını alamayıp tekrar tekrar ateş etmiş. Onu da ifade ediyor. Tamamen politik ve hedef gösterilerek gerçekleşen bir saldırı. Bunu yapan sadece bir katil değildir, aynı zamanda kiralık katildir. Azmettirilmiş, hatta önümüzdeki süreçte de korunacak çünkü bu kişi devlet için 40 kişiyi öldürmeyi göze almış ve bunun karşılığında da içeride güvenlikli bir şekilde yaşayıp belki bir süre sonra tahrik mahrik diye kurtulabilecek.