Gazetemize konuşan feminist Benazir Coşkun, ‘Erkek şiddeti bilinçli bir iktidar politikasıyla bizi dizginlemek için kullanılıyor’ dedi
Nevin Cerav
Azra Gülendam’ın vahşi bir şekilde katledildiği haberi toplumda infiale neden oldu. Başta kadınlar olmak üzere binlerce kişi sosyal medya üzerinden, görevini yapmayan polislere, failleri koruyan yargıya ve kadınların katledilmesinin önünü açan iktidara tepki yağdırdı. Azra’nın göz göre göre katledilmesiyle ilgili görüştüğümüz Kadın Zamanı Derneği ile feminist Benazir Coşkun, iktidarın uyguladığı cinsiyetçi politikaları işaret etti .
İlk olarak konuştuğumuz Kadın Zamanı Derneği, Azra Gülendam Haytaoğlu cinayetiyle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Yargı mekanizmalarının işlevsizliği, cezasızlık politikaları ve erkek aklın hakim olma çabası sonucu bir kadın katliamı haberiyle güne başladık. Azra 28 Temmuz’dan itibaren kayıptı ve aile telefon sinyalinden arama yapılmasını talep etti. Ve maalesef her zamanki gibi bu da cevapsız kaldı. Her yanı kameralarla dolu bir ülkede yaşıyorken, Azra nasıl bulunamadı? Bu sözde güvenlik önlemleri kadınlar söz konusu olduğunda neden harekete geçirilmiyor. Cevabı bizler çok iyi biliyoruz; kadın kırımı var ve katilleri koruyan bir de erkek adalet var. Bugün de bir kez daha anladık ki, özsavunma ile kendimizi koruyacak ve bu bilinçle örgütlenmemizi gerçekleştireceğiz. Azra ve nice katledilen kadın için adaleti mutlaka sağlayacağız. Kadınlar olarak birbirimizden güç alacak ve kadın hareketinin bizlere kattığı deneyimlerle mücadelemize daha sıkı sarılacağız.”
‘Devlet eliyle destekleniyor’
Bir diğer görüşmemizi ise feminist Benazir Coşkun ile yaptık. “Bugün iki kadın cinayeti haberi daha aldık” diyerek sözlerine başlayan Coşkun, “28 Temmuz’dan beri kayıp olan Azra Gülendam Haytaoğlu ve yine aynı şekilde üç gündür kayıp olan Emine Gökkız, erkekler tarafından vahşice katledildi. Açıkçası kadınlar olarak kayıp haberi almanın da, eğer anında müdahale olmazsa sonuçlarının da ne olacağını maalesef defalarca yaşadık. Bilindiği üzere bütün bu tablo sebebiyle biz kadınlar erkek şiddetini aynı zamanda bir feminicide olarak tanımlıyor ve bu ahvalin kendisini bir alarm zili olarak değerlendiriyoruz. Erkek şiddetinin devlet-ler eliyle desteklenip, patriyarkal bir politika olduğunu, asla münferit ve tekil olmadığını defaatle vurguluyor; sokaklardan tüm eylem alanlarına yaşamak ve birbirimizi yaşatmak için kadın/feminist eylemlilikleriyle cevap olmaya çabalıyoruz. İstanbul Sözleşmesi için ‘uygula’ ısrarımızın sebebi tam olarak bu! Hala da vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.
‘İktidar failleşiyor, failleştiriyor’
Coşkun, binlerce kadın ve LGBTi+ cinayetine rağmen, İstanbul Sözleşmesi’nin yıllarca uygulanmayıp, kaldırılmasının tek bir sonucu ve amacı olduğuna dikkat çekerek, şöyle devam etti: “Erkek-devlet şiddetini daha palazlandırmak. Bütün bu tablo içinde iktidarın sadece besleyen olduğunu söylemek de eksik kalıyor artık. İktidar tam olarak failleşiyor, failleştiriyor. Örneğin Gülendam için polis tam 5 gün geçtikten sonra telefon sinyaline bakıyor. Erkek-Devlet aygıtının herhangi bir biriminde kadınları korumaya yönelik bir işleyiş bulunmuyor. Erkekler kadınların kapılarında “3-5 yıl alır çıkarım” diyor, ki infaz paketleriyle, haksız tahrik indirimleriyle çıkıyorlar da. Bana bir şey olmaz düşüncesi pek çok erkeği hızlıca failleştiriyor. Erkek şiddeti korkunç bir biçimde, bilinçli bir iktidar politikası olarak biz Kadın ve LGBTİ+’ları dizginlemek için kullanılıyor.”
‘Sokaklarda, isyanda olacağız’
Azra Gülendam Haytaoğlu’nun katili için de konuşan Coşkun, şu ifadeleri kullandı: “Şunu da belirtmek çok önemli; Mustafa Murat Ayhan TMMOB İMO Antalya şubesinde birkaç dönem yöneticilik yapmış bir isim. Kendisinin sürekli erkeklikten muaf olduğunu söyleyen bir kesim için de çok çarpıcı. Erkek şiddeti kendini her alanda, her yapıda gösteriyor. Hiçbir yapı, kurum, örgüt bundan muaf değil. Tam olarak bu sebeple feminist/kadın kurtuluş mücadelesinin her yerdeliği, ilkeleri hepimiz için yaşamsal önem taşıyor.”
Kadın karşıtı politikalara karşı mücadele etmekten vazgeçmeyeceklerini dile getiren Benazir Coşkun, son olarak şöyle konuştu: “Bir kere daha, birbirimiz için sokaklarda, isyanda, mücadelede olmaya devam edeceğiz. Birbirimizi yaşatacak tek şey kendi öz örgütlülüğümüz, feminist mücadelemiz. Öldürülen kadınlar için isyandayız!”
Azra Gülendam için eylem
Azra Gülendam’ın katledilmesine tepki gösteren Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve Kadın Meclisleri Kadıköy’de bulunan Beşiktaş İskelesi önünde eylem yaptı. “Sessiz kalmayacağız” yazılı pankartlar ile sloganlar eşliğinde toplanan kadınlar, cinayete tepki gösterdi.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim, “Son zamanlarda kayıp haberlerini çokça duyar olduk. Bu demektir ki, bir kayıp ihbarı geldiği zaman karakola, herhangi bir yetkilinin makamına, seferberlik yapılmalıdır. Kadınlar öldürüldükten sonra seferber olunması önemli değildir. Kadınlar hayattayken, kaybolduklarında, şiddete uğradıkları ifade edildiğinde, işte o an yapılması gerekenler harfiyen uygulanmak zorundadır” dedi. Eylem, daha sonra sona erdi.