Metin Yeğin
Bir gemi kalkıyor Meksika’dan. İçinde Zapatista delegeleri var. Biraz Covid için beklemişler ormanlarda, sonra yola çıkmışlar, öyle diyorlar bildirilerinde ve iki şey için geliyorlar; Kendi hikayelerini anlatmak ve sadece bunun için değil, her yerden dinlemek için geliyorlar. Kendi deyimlerine göre ‘Öğrenmek’ için.
‘Yaşam yolculuğu Avrupa Ayağı’ dediğimiz bu bölümde, Zapatista Heyeti, bize ortak öykülerimiz, acılarımız, öfkelerimiz, kazanımlarımız ve başarısızlıklarımız üzerine konuşmak üzere davet edenlerle buluşacak’ diyorlar bildirilerinde…
Ne güzel değil mi?
Zapatista hareketi, bunu, ‘Halk Diplomasisi’ni iyi yapıyor. Yoksa 26-27 yıldır fiili bir güç ve alternatif bir yönetim, ‘İyi Hükümet!’ olarak var olabilmesi mümkün değildi. Hele Meksika gibi, dünyadaki en dehşetli şiddetin, günlük-sıradan bir şey olduğu bir ülkede hiç değil. Ki bu şiddet, hem mafya gibi devlet dışı (!) organize, hem de doğrudan devlet halinde sürüyor. Ayrıca bir de her şey, ABD’nin ön bahçesinde gerçekleşiyor. Bu yüzden Zapatistalar için, ‘Halk Diplomasisi’, onsuz olmaz bir koşul…
Bunu açıklamak için, yıllardır birçok kez yazdığım şeyi tekrar etmek istiyorum. Sub. Kumandan Marcos’la görüştüğümüz günlerde, eyaletin başkenti San Cristobal Las Casas’ta dergide karikatür görmüştüm. Sub. Kumandan Marcos’u melek gibi çizmişlerdi ve kanatları gazete kağıdındandı. Bu Zapatista hareketini çok güzel anlatıyordu. Mesela; ‘Biz iktidarı değil, dans edecek bir yer istiyoruz.’ Dedikleri için ve bunu bütün dünyaya anlatabildikleri için, yani ‘Halk Diplomasisi’ni yaşama geçirebildikleri için hala var olabiliyor.
Bu yüzden Zapatistalar, ‘Sözümüz Silahımızdır.’ Dediklerinde tam olarak bunu anlatıyor.
Ayrıca bunun iki yönü var. Bir yandan sadece devletlere, yani sizle zaten ilgilenmesi işi olan, görevli memurlara değil, bütün dünyaya, ulaşabildiği herkese kendilerini anlatabilirken, aynı zamanda bu anlatım, kendi özgürlükçü-alternatif hükümet olmayan hükümeti de ayakta tutuyor. Yani bu ‘Halk Diplomasisi’ sadece ‘Başka bir dünya’, hikayesi değil, aynı zamanda komünlerde günlük hayatın, sıradan ama çok daha gerçek zorluklarını aşabilmenin en önemli tarafı…
Şimdi Zapatista delegeleri, gemileriyle okyanusu aşarken, şöyle bir an aynaya bakıp, hala ve hala, ‘Halk Diplomasisi’nin neden yapılamadığını sormak gerekmiyor mu?
Basit ve küçük salonlarda, sadece ilgisi olanların bildikleri dışında, neden kanatsız melekler?