Metin Yeğin
Evde bir hazırlık bir hazırlık. Ev dediğime bakmayın, koca koca odalar, pencereleri bozkır manzaralı, kapılar yüksek, kapı kolları herhalde altın ya da en azından altın kaplama, meğerki müteahhit çalmamış olsun, oda içleri yüksek ve mutlaka 2-3 maaşlı danışmanlarla dolu, entrikaları lebalep, sınırsız dedikodu, yalakalık boy boyu bir yer.
Telaşlı bir sevinç hâkim olmalı, yeni seçilmiş ABD başkanı ile görüşülecek. Bakmayın ‘yeni seçilmiş’ dediğime neredeyse 1 yıl geçecek ve zaten seçim süreci 5 yıl, adam bir telefon bile açmadı doğru dürüst aylarca, çok meşguldür, ama başkalarını aradı, bazen düşmüyor bizim telefon, açık bırakmış çocuklar, neden telefonla oynuyorlar, gemileri yok mu, yok yok buradakiler değil, eski başbakanın çocukları gelmişti, ellerinde kitler, eskiden çizgi roman okumaya karşıydı aileler. Yok Red Kit değil aşı kiti onlar, ahizenin altında kalmış biri, ortalığı dağıtmayın deseydiniz, hayır tam aksine dağıttı dedik biz, kapı kollarının altın olması mı yapıyor bunu, neyi, hani karşısındakileri çok mu saf gösteriyor altın kol, kol düğmelerinden mi bahsediyorsunuz, Barış Manço’nun şarkısı değil miydi o kavuşamıyorlardı bir türlü, ama dediniz görüşülecek işte, evet evet vuslat, çok şükür…
Kadın olursa peki görüşmede ne olacak, ayakta kalmasın mı diyorsunuz, ne biliyim iyi kötü bir yer verin işte, kapı kenarında bir yer var her duruma müsait, ah siz Sezen Aksu şarkısı bu da öyle mi, hayır ne olur ne olmaz diyorum, Nato toplantısı ama bu, askerlik erkek işi sanırım gelmez kadın, ne işi var canım, kurumsal cinayet, etekli üniforma, rütbeler pileli, ayakta kalırsa bak yine dünyaya rezil oluruz, anlamadım ne demek istiyorsunuz, dünya biziz ve etrafımızda dönüyor galaksi, gezegenler ve Stephen Hawking, anladım siz kesinlikle kara deliksiniz, ya siz, ya siz, gömelim gel sizi tarihe desem sığarsınız, kenar süsü, dantel hatası, mangal maşası, ıvır zıvırsınız…
Neyse efendim uzatmayalım aynı külliyeyi paylaşıyoruz, haklısınız iki ortak yönetim kurulu üyeliğimiz de var, ben denetleme kurulu üyesiyim birinde, yersen raporu suratına, ah öyle mi, saygılar sunarım, ben de size efendim bil mukabil, külliyemizin kahraman bir mensubusunuz, ah efendim teşekkürler içinden kahramanlık geçen bir cümleye ne denilebilir ki, telaştan ve koşturmadan ağız sürçmesi, münakaşa değil ki bizimkisi…
Sonra altın kollu kapıları kapatarak, uzaklaşırlar kahramanlarımız.
Bir görüşme arifesi, ne kadar zordur işleri bilseniz, elinizde olsa, bir maaş daha verirsiniz….