İÇERİDEN
Tekirdağ 2 nolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan Roger Tîrej Özalp, 30 Eylül 2021 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Ben 1991 yılı Ekim ayından beri hapisteyim. Muş’ta gözaltına alınmıştım. Ülkenin bir ucundan diğerine 15 kez hapishane hapishane gezdirildim. 29 Mayıs 2018 gününden beri buradayım. İnfazı yanmamış olmamasına karşın 20 Eylül 2021 günü tahliyesi geldiği halde tahliye edilmeyen Tevfik Kalkan ve 24 yıldır zindanda olan Bazi Aslan ile birlikteyiz.
Toplamda 7 adet hücre cezası aldım. ‘Sayın Öcalan’ gerekçesiyle verilen 3 hücre cezası Yargıtay kararı ile düşmesine karşın diğer 4’ü ‘kapı dövme’, ‘örgüt adına iletişim kurmaya çalışma’ iddiasıyla verilen hücre cezalarıdır. Buranın İdare ve Gözlem Kurulu’nun 31 Ekim 2018 tarihli kararıyla infazımın yakıldığı tebliğ edildi. İtiraz ettim. Tekirdağ 2. İnfaz Hakimliği itirazımı reddetti. Bunu Tekirdağ 1. Ağır Ceza Mahkemesi de onaylayınca bu kez Anayasa Mahkemesi’ne başvurdum. Oradan da çok hızlı bir şekilde aleyhime karar verildi.
Bu arada, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 9 Mart 2016 tarihli kararıyla örgüt üyeliğinden 9 yıl hapis cezası aldım. 1992 yılında aldığım müebbet hapis cezası ile 9 yıl hapis toplanınca 45 yıl hapis cezası oldu. İnfazım da yakıldığı için içeride 45 yıl kalmam gerekiyor. Şimdiye kadar 29 yıl kaldığıma göre, çıkmama şunun şurasında 16 yılım kalmış bulunuyor.”
* * *
Patnos L Tipi Cezaevi’nde bulunan Veysel Avcı’nın yatması gereken cezası, önümüzdeki ocak ayında bir yılın altına düşüyor. Kendisine denetimli serbestlik uygulanırsa, yani son yılı için ilçe cezaevine gönderilir, oradan da yasa gereği imzalı serbest bırakılırsa, kendisiyle birkaç ay sonra yüz yüze görüşebileceğiz. Patnos Cezaevi’nde gelen ve gidecek Kürtçe mektuplar için tercüme ücreti istemişler. Oysa buradaki personelin en az yarısı Kürtçe biliyor. Yani mektubun ‘sakıncalı’ olup olmadığını kolayca anlayabilirler.
İran vatandaşı Kamuran Sıdıki’yi halen odaya vermemişler. Bu yüzden, Kamuran’ın üzerinde sadece fanila ve ayağında terlik varmış hastaneye giderken. Pandemi kısıtlamalarının aynen devam ettiği Patnos’ta sadece açık sahada spora çıkılmaya başlanmış. Bir buçuk saate çıkarılması gereken kapalı görüşler de, yine eskisi gibi 45 dakika olarak uygulanıyormuş. Bu arada, Veysel Avcı’nın “İlk Süt” isimli eseri Diyonisos Yayınları’ndan çıkmış. Kendisini kutluyorum.
* * *
Tokat T Tipi Cezaevi’nde bulunan kadim mahpuslardan Seyyit Oktay, 27 Eylül tarihli mektubunda şöyle diyor: “Bulunduğumuz cezaevinde yeni bir şey yok. Halihazırda ikinci doz aşıdan sonra bugünlerde 3. doz aşıyı da olduk. Bu arada yeni olan tek şey eylül ayı itibariyle başka cezaevlerine sevk talebinin önü açıldı. Zaten yıl içinde bir defa mart ayında açılmıştı, eylül ayında ikincisi açılmış oldu. Bir defaya mahsus sevk yazabildik. Elbette disiplin cezaları olanlara savcılıktan ret cevabı geldi. Diğerlerinin de pek umudu yok. Cezası çok az kalan bir arkadaşımızın Ahlat T Tipi’ne sevki çıktı; onu da götürmediler.
Gelelim kitap konusuna. Evet, dışarıdan haberimiz var. Ekonomik sıkıntıların çok zorlayıcı olduğunu da biliyorum. Ama insana acı veren ya da üzen şey bu tür şeylerin nedense hep bize hatırlatılması. Söz konusu bir şey talep etmemiz olunca, ki belki de en masumane olan şey, işte emek verdiğim, çabaladığım kitabımın basılması gibi, hemen bu tür engeller bize hatırlatılıyor. Oysa zaten yıllardır -ki ben 28 yılı bitirdim- hep zorluklar, hep ekonomik ve sosyal sıkıntılar yaşıyoruz. Ama istendiğinde birçok insanın kitabı yayınlanabiliyor. Baskı üstüne baskı bile yapıyor; ekonomik sıkıntıya rağmen.”
* * *
Elazığ 1 nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde bulunan yazar mahpuslardan Sadık Aslan, Yeni Yaşam gazetesinin her sayfasını çok özlediklerini belirttikten sonra, yılbaşından bu yana Evrensel gazetesini de alamadıklarını belirtiyor ve burada pandemi kısıtlamaları devam ediyor diyor. Sosyal-sportif etkinlikler halen başlatılmamış. Ziyaret kısıtlaması, kitap-dergi konusundaki kısıtlamalar, sağlık sorunlarında tedaviye ulaşım önündeki engeller halen sürüyormuş.
* * *
Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’nde de mahpusların sorunlarından en başta geleni, bir buçuk saate kadar çıkarıldığı söylenen kapalı görüş süresinin yine eskisi gibi 45 dakika olarak kullandırılıyor olması. Adalet Bakanlığı ‘paket’ hazırlıyor, üstelik ilgili yasa meclisten geçiyor ama uygulama yok. Bırakın bakanlığı, meclisin bile cezaevlerini yönetenler üzerinde etkisi yok mu?
* * *
Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde kalmakta olan Yusuf Kenan Dinçer, 3 Ekim 2021 tarihli mektubunda Eylül ayında uğradıkları hak ihlallerini raporlaştırmış: Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almadıkları halde, halen tek kişilik hücrelerde tutuluyorlar. Yeni Yaşam, Evrensel, Yeni Asya ve Oksijen gazetelerine abonelik talepleri kabul edilmiyor. Haftalık ve aylık dergiler kendilerine verilmiyor. Haftada 10 saat olan sohbet hakkı 17 aydır hiç kullandırılmıyor. Halk TV ve Tele 1 yayınlarını izlemek istiyorlar ama izleyemiyorlar. Haklarında verilen birçok disiplin cezası uygulanmakta ve yeni cezalar verilmekte.
TEŞEKKÜR: Edirne F Tipi Cezaevi’nde beş yıldır mahpus tutulan HDP eski Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın imzalayarak gönderdiği “Efsun” romanı bana ulaştı. Kendisine çok teşekkür ediyorum.
MEKTUBU GELENLER:
———————————-
Ayfer Ayçiçek – Gebze Kadın Kapalı Cezaevi
Şadiye Manap – Gebze Kadın Kapalı Cezaevi
Sadık Aslan – Elazığ 1 nolu Yüksek Güvenlikli CİK
Cihan Özyıldız – Menemen T Tipi Cezaevi
Veysel Avcı – Patnos L Tipi Cezaevi
Günay Kubilay – Sincan 2 nolu F Tipi Cezaevi
Hüseyin Güçlü – Şakran 2 nolu T Tipi Cezaevi
Roger Tîrêj Özalp – Tekirdağ 2 nolu F Tipi Cezaevi
Seyyit Oktay – Tokat T Tipi Cezaevi