İÇERİDEN-HÜSEYİN AYKOL
Kandıra 1 nolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan Yeliz Türkmen, bize ulaştırdığı mektubunda bulundukları yerde yaşadıkları hak ihlallerini ayrıntılı olarak bildirmiş:
“Bir senedir kitap ve dergi almakta ciddi hak gaspları yaşıyoruz. Kapıda yatırılan ve koli ile gönderilen kitaplar bize verilmiyor. Sadece iki ayda bir defa ve üç kitap ile sınırlandırılıyor. Yani bizler senede sadece 18 kitap alabiliyoruz.
Salgın nedeniyle açık görüş hakkımız ve sohbet hakkımız engellendi. Aynı hapishanede bulunduğumuz arkadaşlarımızla 6-7 kişi bile bir araya getirilmiyoruz. Aynı hapishanede steril koşullarda tutulduğumuz iddia ediliyor. Öyleyse önlemler alınarak sohbete çıkarılabiliriz.
Kaldığımız hücrelerde duvarlarda olduğu iddia edilen delikleri kapatma gerekçesiyle beş hücrede kalan 13 kişiyi zorla kollarından tutup sürükleyerek hücrelerden çıkardılar. Üç gün sonra geri dönebildik. Üç gün kaldığımız hücreler pisti, temizlemek zorunda kaldık.
Hastaneler uygun olmadığı için bazı doktorlar ‘makul kabul’ denilen hapishane girişine geliyorlar. Ancak bu mekanlar pis, kanlı bezler, kan lekeleriyle dolu, yataklar kirli. Doktor bizi görmeden önce bu pis yerlerde bekletiliyoruz.
Aynı hapishanede kaldığımız arkadaşlarımıza göndermek istediğimiz iç postalar engelleniyor. 45/1 nolu genelge ile belirlenmiş bu hak, gerekçesiz olarak gasp ediliyor. Birbirimize düşüncelerimizi, araştırmalarımızı paylaşıyoruz ve bizim tutsak olmamız bu hakkı ortadan kaldırmaz.
Tutsaklara disiplin cezaları verilmeye devam ediliyor. Gamze Eroğlu, Türkan Özen, Özlem Taşdemir, Semiha Eyilik’e çeşitli sürelerde telefon ve mektup cezası verildi. Bu arada, bilgisayar çıktısı, fotokopi belgeler bize verilmiyor.
Arama adı altında araştırma yazıları savunma ve mektup gibi yazılı ürünlerimize el konuluyor. Bu arada, yeni görüş cezaları başlatıldı. Yıldız Keskin, Nurgül Acar, Nebiha Aracı, Aydın Akdağ, Meral Dönmez, Tülin Sayha, Derya Taşkıran, bu nedenle görüş haklarını kullanamayacak.
Tutsakların gardiyanlarla iletişim aracı olan acil çağrı butonlarına 3 dakika içinde bakmaları gerekir iken yarım saat, bazen bir saat boyunca bakmadıkları oluyor. Hatta bazen çağrı butonunun fişi çekiliyor. F tiplerinde bu çok yaşanır.
Kadın tutsaklarız. Dört yıldır bu hapishanedeyiz. Kadın hapishanelerinde bulunan zaruri bir ihtiyaç olan cımbız hapishane kantininde satılmıyor. Elektrik faturaları çok yüksek geliyor. Haftalık yemek listesi verilmiyor. Hücre musluklarında bazılarının soğuk su kısmı paslı akıyor.”
* * *
Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde bulunan Yusuf Kenan Dinçer’in bana 3 Haziran 2021 günü gönderdiği mektubunda “Bilgileri olmasına rağmen” ile başlayıp, “1. Ağır Ceza Mahkemesi’dir” ile biten ve “çünkü eşkiyalığın” ile başlayıp, “boyun eğmeyeceğiz” ile biten cümlelerde geçen “eşkiyalık” ifadesi ile Ceza İnfaz Kurumu İdaresine, Adalet Bakanlığı’na, Van İnfaz Hakimliği’ne ve Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi heyetine karşı hakaret edildiği iddia edilmiş. Ardından mektup için iki cümlenin üzeri çizilerek-karalanarak gönderilmesi kararı alınmış.
* * *
Yeni açılan Malatya-Akçadağ T Tipi Cezaevi’ne geçen ay sevk edilen Cihan Çoban, 2 Temmuz 2021 tarihli kartında şöyle diyor: “Yer olarak hiçbir zaman aileme yakın olamadım. Ailem Mersin’de ikamet ediyor. Yıllardır, ben onların çevresinde dolanıp duruyorum. İçeride 11 yılı devirdim. O kadar daha var. Yaşlanıyoruz. Ama insanca yaşlanmak adına halen umutla direniyoruz. Bilgece bir yaşam için.”
* * *
İzmir-Kırıklar 2 nolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan Latif Mollaahmetoğlu, bana gönderdiği 5 Temmuz 2021 tarihli faks mesajında özetle şöyle diyor: “Yaşadığımız ihlallerin bilinmiyor ve görünmüyor olmasından güç alan idare haklarımıza yönelik keyfi ve hukuksuz müdahalelerle yaşamımızı tam bir eziyete dönüştürmektedir. Örneğin bir kitap ve dergilerimize ulaşma sorunumuz var ki, aslında 21. yüzyılda bunun bir sorun olarak ifade etmesi bile sorunu yaratanlar açısından utandırıcı. Kitap ve dergi hakkımızdan hiçbir koşulda vazgeçmeyeceğiz! Bu haklarımızı direnerek, ölerek kazandık. 2000-2007 yıllarında da Ölüm Orucu’nda 122 yoldaşımız bu uğurda canlarını verdiler. Bu nedenle, sizden duyarlılık bekliyor ve sesimizin duyulmasını sağlamanızı istiyoruz.”
* * *
Menemen T Tipi Cezaevi’nde bulunan okurlarımızdan Talip Yakışır, içerideki günlerini, daha doğrusu yıllarını gerçekten verimli geçiriyor. Okuduğu kitaplarını duyunca çok şaşırdım ve sevindim. Yazmaya da başlayacakmış. Bakalım nasıl eserler ortaya çıkacak?
Çizim: Mahmut Ulusan – Kandıra 2 nolu F Tipi Cezaevi
MEKTUBU GELENLER:
———————————
Yeliz Türkmen – Kandıra 1 nolu F Tipi Cezaevi
Cihan Çoban – Akçadağ T Tipi Cezaevi
Latif Mollaahmetoğlu – Kırıklar 2 nolu F Tipi Cezaevi
Talip Yakışır – Menemen T Tipi Cezaevi
Y. Kenan Dinçer – Van Yüksek Güvenlikli CİK