Bugün 21 Mart, Newroz. Newroz kutlamaları için milyonlar meydanlarda, sokaklarda ve kırlarda olacak. İyiliği, güzelliği, umudu ve özgürlük düşüncesini tazeleyecek. Yeni bir başlangıç yapacak, yaşamını yenilemek için.
Geçmişin eksikleri ve yetersizliklerinden kurtulmak için özeleştiri yapacak. Yani Newroz salt kutlanan bir bayram değildir. Yeniden doğuş yapabilmek için neleri nasıl yapmak gerekir gibi sorulara cevap bulmaktır da. Halk olarak, birey olarak geçmiş bir yılın muhasebesini yapmak olmaz ise olmazdır. Yoksa iyi ve sağlıklı bir yaşam; özgür gelecek kurmak olanağı olmaz. Newroz, günümüzde en coşkulu kutlanan, Kürt’ün yeniden toplumsal varlık olarak kuruluş manifestosu, onun direnişçi özelliğini ve özgür yaşam umudu açığa çıkarmadır. Newroz direniştir.
Yine bilinen tarihin en eski doğuş efsanesi olması onun kudretini gösteriyor. 2633 yıldır var oluşu ve ilk günkü gibi karşılanması, kutlanması; Kürt varlığı, onun çizgisinin toplum inşa kabiliyetinden kaynaklanmaktadır. Newroz’un binlerce yıldır kurucu vasfı belirgindir. Yaşamasının temel gerekçesi bu kurucu vasfıdır.
Tüm baskı ve etkisizleştirme saldırıları karşısında direnme tarzında kendini her seferinde koşullara göre yeniden üretmesi kalıcılığını sağlamıştır. ‘Kürt halkı bir Newroz halkıdır’ belirlemesi bu yüzden anlamlıdır. Newroz yaşıyorsa Kürt yaşıyor. Ya da tersi; Kürt varsa Newroz da vardır ve yaşıyor. İki olgu iç içe geçmiş ve varlıkları bağlanmıştır. Kürt’ün diyalektiği budur ve temel varlık hakikatidir. Bu ikili koparılırsa Kürt de Newroz da yok olur.
Kürt’ün yokluğu üzerine varlığını inşa edenler bu ikiliği birbirinden koparmayı esas alıyorlar. Bunun için envai türlü oyunlar oynadılar, oynamayı da sürdürüyorlar. Ama nafile uğraş bunlar. Kürt Newroz’suz olmayacağının derin tarihsel bilincine sahiptir; koparmadılar, koparamayacaklardır. Günlerdir Newroz’u karşılama kutlamaları yapılıyor; bugün de dünyanın dört bir yanında milyonlar rengarenk giysileriyle alanlara akacaktır.
Her Newroz’da olduğu gibi bu Newroz’un da kimi özgünlükleri vardır. Bu Newroz, özgürlük yürüyüşünün son etabının dönüldüğü kavşağa denk geldi. Gare ile viraj dönülmeye başlandı. Her sonda olduğu gibi bu viraj da çetin geçecektir. Aynı gün içinde HDP’ye kapatma davasının açılması, Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesi bunun örneğidir. Bu gelişmeler “çökertme planının” devamıdır. Önceden de HDP’ye, dolayısıyla Kürtler ve demokrasi güçlerine yapılan saldırılar; belediyelere kayyum atamaları, binlerce tutuklama, daha da yapılacağı kesin gibi.
Baş döndürücü bu gelişmeleri nasıl okumak lazım? Mevcut sistemde “çöküş” başladığından ayakta kalabilmek için tek bildiği şeyi yapıyor. “En iyi savunma saldırıdır” anlayışı ile hareket ediyor. Çünkü tarihi hafızasında bundan başka bilgi yoktur. Bin yıllık Osmanlı tarihine bakıldığında böyle olduğu görülüyor.
Cumhuriyet Osmanlı’dan köklü kopuş değil, yeni şartlara uyarlamadır. Yani elbise değişimdir. Deyim uygunsa modaya uymadır. Yeni moda ulus-devlet elbisesi giyilerek çağdaş, modern olma iddiasıdır. “Devrimlere” bakıldığında başta Kürtler olmak üzere bütün etnisiteler inkar edilmiş, diğerleri şekilseldir. Kılık, kıyafet gibi alanlara ilişkindir. Devrim adına bu yapılanlar, halk kitlelerini iknaya dayanan, tabanındaki bir uyanış ve bilinçlenme sonucu olmamıştır. Tepeden, zorla dayatılan; mühendislik uygulaması olmuştur. O yüzden yoğun acıların, katliamların yaşanmasına yol açmıştır. Zaten cumhuriyetin aradan yüzyıl geçmesine rağmen nasıl şekilleneceği hala netleşmemiş, ağır sancıların yaşanması devam ediyor. Yine demokrasi meselelerinde yaşanan dramatik durumlar bununla ilgilidir. AKP-MHP birlikteliği, faşizan yapının varlığı, cumhuriyet oluşumunun toplumsal hakikatlerle taban tabana zıt şekilde oluşumunun sonucudur. Dolayısıyla sorun kişilerle ilgili değil, bu geçmişin kendisini tekrarı ve tezahürüdür.
Aslında bu yapı yüzyıldır Newroz ile mücadele içindedir. Bugün de o mücadele sürüyor. Hangisi başarılı olabilir? Toplumsal hakikate dayananın başarılı olacağı açıktır. Newroz toplumsal hakikatin dile geliş halidir. O açıdan sonuçta başaracak olandır. Çünkü onun ruhu toplumsal varlığın inkarını reddeder. Newroz kutlamasına bu ruh hakim olacaktır.
HDP seçmenini kapatma anaforunda yanımıza çekeriz diye düşünenler; hayatın gerçekleri ile bağları kopuk olan ve hayal kuranlardır. Newroz ruhu ile alanlara çıkanlar nasıl yapacaklardır? Newroz ateşinde ruhlarını arındıracak ve yürüyüşünü sürdüreceklerdir.
Su mecrasını bulur ve akar. Kürt akış mecrasını çoktan buldu ve akıyor. HDP’nin kapatılması mecrayı ortadan kaldıramıyor. Geçmişte de partiler kapatıldı ama Kürtler yönlerini şaşırmadı ve akışını daha güçlü sürdürdüler. Bu Newroz’da da yenilenerek özgürlük yürüyüşlerini daha da büyüterek menzile ulaşacaklardır.
Newroz pîroz be!