Hafta sonu 2021 Newroz kutlamalarıyla geçti. Kutlamalarda dört parça Kürdistan ve diasporada milyonlarca Kürt ve dostu yer aldı. Hem katılım hem de coşku, umut ve moral zirvedeydi.
Son 5-6 yıldır Kürtlerin baskı, sindirme ve tasfiye etmek için çok yönlü saldırılara muhatap kaldıkları sır değildir. “Çökertme planı” çok boyutlu olarak hız kesmeden sürdürülüyor. Bunda hedef açıktı; Kürtlerin özgürlük direnişini kırmak, “böyle olmuyor” dedirterek umutsuz kılıp vazgeçirmektir.
Newroz bu koşullar içinde kutlandı. Bu yanıyla Newroz’la bir anlamda test edildi. Kürtlerin katılımına göre duruşları ölçülmek istendi. Newroz’a katılımın güçsüz geçmesi halinde “başardık, Kürtler özgürlükten vazgeçti” denilerek “bayram yapacaklardı”; basın-yayınlarıyla bunun propagandası yapılacaktı. Ancak Newroz katılımı bu propagandaya fırsat tanımadı.
Aslında HDP’nin kapatılma davasının Newroz’dan birkaç gün önce açılması, baskı dozajının artırması sonucu “başardık” söylemini güçlendirmek amaçlıydı. Bununla denilmek istenen; özgür yaşamayı arzulayan Kürtlere “yer yoktur, boşuna çabalamayın”. Ancak Newroz coşkusu ve katılımın yüksekliği ile Kürtler, özgür yaşam istençlerindeki ısrarını açıkça ortaya koydu; “çöktüler, bittiler” propagandasına Newroz’da son nokta kondu.
Yine HDP’nin kapatılması halinde çaresiz olmadıklarını, bir yol kapatılırsa, yeni yolarının olduğunu ortaya koydular. O yolu daha HDP olmadan çok önce açığa çıkardılar, asıl yürüyüşlerinin o yoldan devam ettiklerini haykırdılar. Çünkü HDP gibi yolların esas olmadığı, direnişi güçlendiren yan yollardan biri olduğunun bilincindedir Kürtler. Newroz alanlarında atılan sloganlar, özellikle rengarenk giysileriyle Kürt kadının vakur duruşu akışın niteliğinin kalıcılığını bir kez ortaya çıkardı.
Newroz’un açığa çıkardığı diğer önemli bir sonuç da: Başta Kürdistan’ın tüm parçaları olmak üzere diaspora (Avrupa’dan Amerika’ya, Rusya’dan Avustralya’ya) kadar alanlar dolduruldu. Milyonlar aynı sloganlarda birleşti. Benzer duygu, moral ve umudu yaşadılar. Demokratik uluslaşma süreçlerini tamamladıklarını, özgür ve kendi kendilerini yönetme gücü kazandıklarını ve bunu başarmak için direneceklerini egemenlere bir kez daha gösterdiler.
“Sizin çıkarlarınız var, sömürmek için her tür kirli ilişkiyi kuruyorsunuz ve biz bunun farkındayız. Ancak biz de özgür yaşamak için kaderimizi tayin etme; nasıl yaşayacağımıza karar verme ve gerçekleştirme doğal hakkımızdır. Ondan vazgeçebileceğimiz hayalinden vazgeçin; geçmez iseniz yaşam paradigmamızı tek yanlı pratikleştirmek durumunda kalacağız”, dediler.
Ulusal birlik meselesi de Kürtlerin gündeminde olan en temel meseledir. Kürt karşıtlarının güvendiği; parçalanmışlığın Kürt’ü Kürt’e kırdırtmanın zemini bu parçacılık oluşturmaktadır. Ülkelerinin dört parçaya bölünmesi ve yine her parçada toplumsal yapının inanca göre, aşirete göre, yöreye göre parçalayarak karşıtlaşma, çatıştırma sonucu sömürgeciliğin kurumsallaştırılması gerçekleştirildi.
Bir de kendi eserleri olan Kürtlerin parçalı hallerini görmemezlikten gelerek, “Kürtler birleşmiyor” söylemini teorileştirdiler. Newroz açığa çıkardı ki, hem Kürdistan’da, hem de her parçada Kürtlerin tabanda ulusal birliklerini yaratmışlardır. Bu sömürgecilerin “parçalıdır, birleşemezler” söylemini boşa çıkardığı gibi Kürtler adına siyaset yapanlara da birleşin mesajı güçlü verildi. Her Kürt bu tarz birliğin oluşmasından kıvanç duydu, moral buldu. Buradan bakarak halkın verdiği mesaj doğru anlaşılmalı ve bu doğrultuda pratik adımlar hemen atılmalı, ulusal birlik her aşamada gerçekleştirilmelidir.
Tarih, başta siyasetçiler olmak üzere Kürt aydınları, kültür-sanat camiasının temel uğraş alanının birlik olduğunu gösteriyor. Newroz’daki en temel mesaj, tek parça Kürdistan’ın yek başına özgürleşmesi mümkün değil, dört parçanın kaderi birdir. Buna koşut olarak bölge halklarının gelecekleri de birbirine bağlanmıştır.
Kürt’ün ulusal birliğinin gerçekleşmesi; Ortadoğu halklarının da baskıdan kurtulmalarını, demokratik ve özgür yaşam yolunu döşeyecektir. Hiçbir halkın demokratik ve özgür yaşama, bunun için mücadele etme ve tek başına başarma koşulları yoktur. Kürtlerin de tek başına bunu başarma şartları yoktur. Çünkü ister küresel olsun isterse bölgesel egemen güçler, bu gerçeğin farkında olduklarından “böl, parçala ve yönet” stratejisinde uzmanlaşmışlardır. O yüzden başta halklar arasında olmak üzere her halkı da kendi içinde parçalara bölmeyi esas almaktadırlar. Bu yüz yıl önce yapıldı ve Ortadoğu küçük parçalara bölünerek, ulus-devlet elbisesi zorla giydirildi. Bunun getirdiği vahşet, zulüm ve kan oldu. Buradan çıkış; demokratik ulus esaslarıyla özgür geleceği örmektir. Temel halka da demokratik Kürt ulusal birliğidir. 21 Newroz çağrısı; Kürtler her düzeyde birleşin!