Yurt dışına asker gönderme oylamasında CHP tezkereye hayır dedi. Türkiye 1983 yılından beri yurt dışına asker gönderme tezkerelerini oyluyor. Bu tarih öncesi de vardır. Ancak bu tarihten itibaren tezkerelerin kapsam ve coğrafi derinlikleri artarak devam etmektedir.
Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte Türkiye’nin devletlerarası ilişkilerde temel politikasının “yurtta sulh, cihanda sulh” olduğu söylenegeldi. Bu durum 1952 yılından itibaren değişime başladı. Türkiye NATO’ya üye olma karşılığında Kore’ye asker gönderdi. 2010 yılından itibaren de durum köklü değişime uğradı. Başta Irak ve Suriye olmak üzere çok sayıda ülkeye asker üstlendirildi. Gelinen aşamada yayılma, yerleşme ve üstlenmenin temel politikası olduğu anlaşılmaktadır. Yine daha önceleri asker göndermede uluslararası güvence aranırken son 10 yıldır buna da çok gerek duyulmamaktadır. Yeni Osmancılık fikriyatı gerekçesine dayandırma ile toplumsal meşruiyet oluşturulmaya çalışılmaktadır. Tez de, “Türkiye büyüdü, kabına sığmayan bir güce ulaştı, artık içine kapanacak değil” söylemi oluyor. Yeni koşullarda büyük devlet olma iddiasının pratik uygulaması gerçekleştirilmeye yönelmiştir, deniyor. Gerçek söylendiği gibi mi yoksa tersi midir?
Bugünlerde Cumhuriyetin 98. yıldönümü kutlamaları yapılıyor. Büyüyen Cumhuriyet mi yoksa içten içe çözümsüz kalan bir yapımıdır?
Türk ordusu neden Suriye’de, Irak’ta sorularının cevabı açık değil midir? Başka ülkelerde de konumlanış aynı nedenlerin sonuçları olmaktadır. Bunların tümünün ana sorununu oluşturan problemin Kürtler ve inkâr olduğu gerçeğidir. Bu sorun çözümsüz kaldıkça büyüyor, yaygınlık kazanıyor, dünyasal ve bölgesel karakterler alıyor. Devlet yayılarak Kürt sorununu aşabileceğini var sayıyor ve öyle davranıyor. Hal böyle olunca yaşananların büyümenin, gelişmenin sonuçları değil, küçülmenin, daralmanın ve çözümsüzlüklerin dışa doğru verdiği reflekslerle ayakta durmanın çabaları olmaktadır. İşte tezkere o refleksleri göstermek için çıkarıldı, böyle devam ettikçe de daha çok tezkere çıkarılacaktır. CHP buna hayır oyu verdi.
CHP’nin hayır oyu vermesi herhangi bir partinin hayır oyu vermesine benzemez. O Cumhuriyetin kurucu partisidir. Zihniyeti Türk ulus-devletinin kurucu zihniyetidir. Yüzyıla yaklaşan ulus-devletin inkâr ve yok sayma geleneğinin kurucusudur. Türk ve Sünni ekseninde ulus inşasının mimarıdır CHP. Salt devlet kurucu değil CHP, aynı zamanda başta partiler olmak üzere her toplumsal oluşumunun mayasında CHP zihniyeti bulunmaktadır. Velhasıl hemen bütün musibetlerin temelinde CHP’nin duruşu belirleyici olmuştur, olmaya da devam etmektedir.
CHP’nin tezkereye hayır demesi otoriter, inkârcı cumhuriyetten demokratik cumhuriyete yön değiştirmesidir demek için henüz erken. Ancak bu adım başta Kürtler olmak üzere yok sayılanlar için küçük bir adımdır ama CHP için büyük bir adımdır. Yetersiz ama teşvik etmek gerekir. CHP’de yaşanacak olumlu değişimlerin demokratik cumhuriyet yolculuğunda katkı sağlayıcılığı yüksek olabilir. CHP’de böyle gitmiyor düşüncesinin oluşumu demokratik zihniyet oluşumunun gelişiminde olumluluktur. Bu gelişmelerin oluşumunda Kürt direnişinin belirleyiciliği tartışılmazdır. Kürt inkarının aşılması tüm inkarların aşılmasının mihenk taşıdır ve demokrasinin esaslarını oluşturur.