7 Mart’ta Afyon’da 16 yaşındaki Ş.C.K. daha önceden çalıştığı balıkçı dükkanın sahipleri Akif A. ve Ali S. ile telefonda konuşarak 200 liralık alacağını istedi. Eski patronları “Bugün de çalış akşama paranı öderiz” deyince Ş.C.K. kabul etti ve tüm gün eski işyerinde çalıştı. Akşam saatlerinde Ş.C.’nin parasını ödemeyen patronlar bir süre sonra onu işyerine kapatarak beş saat boyunca şiddet uygulamaya başladı. Beş saat sonra zorla kaçabilen Ş.C. yoldan geçenlerden yardım isteyerek bir sitenin güvenlik görevlisine sığındı ve Afyon Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Durumu oldukça kötüydü. Olayın ardından suç duyurusunda bulunuldu. Akif A. tutuklandı, A.S. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Ne yazık ki Ş.C.K.’nin yaşadıklarının benzerini çalışmak zorunda bırakılan pek çocuk yaşıyor. BM Genel Sekreterliği’nin 2006 yılında hazırladığı Çocuğa Karşı Şiddet Küresel Raporu’na göre çalışma ortamında çocuğa karşı şiddet konusunda veri oldukça az ve sınırlı olsa da çok yaygın ve ağır sonuçları olan bir sorun. Raporda çalışma ortamında çocuklara uygulanan şiddet türleri üç kategoride ele alınıyor: Fiziksel, psikolojik ve duygusal şiddet ile cinsel şiddet.
Uluslararası Çalışma Örgütü’ne (ILO) göre ise birçok çalıştırılan çocuk için şiddet gündelik yaşamın olağan bir parçası. ILO çocukların yaşam haklarına yönelik risk oluşturan bu durumun acilen durdurulması gerektiğini söylüyor.
Türkiye’deki duruma baktığımızda küresel durumla benzer olarak fazla veri yok ve çocukların çalıştırıldıkları yerde maruz kaldıkları şiddet görünür değil. Bir şekilde bir çocuk işyerinde şiddete uğrar da bu şiddet görünür olursa ise bu şiddeti meşrulaştıracak bahaneler hazır: “Ama çocuk bunu hak etti!”
Ş.C.K. için de böyle oldu. Olayın ardından patronlar Akif A. ile A.S. ifadelerini verirken olay günü uykuya daldıklarında dükkanın önünde duran Akif A.’nın aracında, torpido gözünde poşette bulunan 4 bin TL’nin çalındığını, Ş.C.K.’nin üzerini aradıklarını paranın kendisinde çıktığını söylediler. Zaten çocuğu da bu yüzden darbetmişler!..
Ş.C.’nin annesinin sorduğu “Ş.C. parayı aldıysa, aldığı yere neden geri döndü?” sorusunun yanıtını bilmiyoruz ama savcı eski patronlarla birlikte Ş.C.K.’nin de cezalandırılmasını talep etti. İki talebin birleştiği davanın ilk duruşması 16 Nisan 2021’de Afyon Adliyesi’nde görülecek.
Ş.C.K. olayın hemen ardından, yaşadıklarını onca zorluğa karşın anlatmış ve suç duyurusunda bulunmuştu. “Bugün bana bunu yapan başkasında da yapar, tüm Türkiye duysun ve bir daha yapamasın diye bugün konuşuyorum” demişti. “Adaletin yerini bulmasını istiyorum” diye de eklemişti.
Barış imzacı hocamız Nilgün Toker’in dediği gibi adaleti sadece “mazlumun ve mağdurun gramerinde bulunan bir kavram”, “güçsüz olanın güçlü olandan talebi” olarak değil de “bir aradalığın kurucu ilkesi” olarak ele aldığımızda Ş.C.K’nin talebi bizim de talebimiz.
O halde bir kere daha tekrar edelim: 16 yaşındaki Ş.C.K. için de çalıştırılan ve şiddete maruz bırakılan diğer çocuklar için de adalet talep ediyoruz!