Türkiye’nin bir kere daha geçirdiği “sıradan olmayan” bugünlerde bir çağrı var. Demokrasi çağrısı. Bu çağrı bugünlerde çok daha önemli. Çünkü demokrasi; internette pervasızca ifşa edilen suçları izleyerek, kavga bitince demokratikleşme olacak diye umarak değil; ifşa edilenlerin, faillerin tüm bunların sebep olduklarının hesabını soracak yargı süreçleriyle, yapılacak yüzleşmelerle mümkün…
İşte bu çağrı da demokrasi için bir çağrı… İlki 13 Nisan’da Ahmet Türk, Canan Arın, Celal Fırat, Genco Erkal, İhsan Eliaçık, Melda Onur, Murathan Mungan, Nejla Kurul, Öztürk Türkdoğan, Rıza Türmen, Şebnem Korur Fincancı, Tarık Ziya Ekinci ve Zülfü Livaneli’nin de aralarında olduğu sanatçı, hukukçu ve siyasetçiler tarafından yapıldı. Bu çağrıya ses verenler oldu. Kadınlar, ekoloji alanında çalışanlar, engelli hakları için çaba gösterenler, sanatçılar, gençler ve daha pek çok grup… Ve tabii ki çocuk hakları savunucuları da bu çağrıya ses verdi. Hatta bu sesi yükseltmek için Demokrasi Konferansı içinden, çocuk hakları çalışma grubu olarak bir çağrı daha yaptı. Bu çağrıda şöyle deniyor: “Demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün bu ülkenin Haziran ayında yapılacak olan Demokrasi Konferansı çağrısını, toplumun her kesiminin sorunlarının ve taleplerinin dillendirileceği demokratik bir zemin olması açısından önemsiyor ve çözüme dair tartışmaları başlatacak toplumsal bir olanak olarak görüyoruz. Demokrasinin yalnızca yetişkinlerle değil, çocuklarla birlikte inşa edilecek bir yaşam pratiği olduğunu da hatırlatıyoruz.
‘Herkes için demokrasi, adalet, özgürlük ve ekmek’ şiarıyla yapılan bu çağrıya, çocuk hakları hareketinden ses veriyor ve bu sesi çoğaltmak istiyoruz.
Çocuklarla birlikte mücadele
Giderek derinleşen eşitsizlik ve adaletsizlik; yoksulluk, ayrımcılık ve şiddet olarak çocuklara yansımaya devam ediyor. Çocuk işçiliği, çocuk cinayetleri, çocuk istismarı ve ihmali gibi pek çok hak ihlali giderek artıyor, ağırlaşıyor.
Çocuk işçiler, mülteci çocuklar, özel gereksinimi olan çocuklar, LGBTİQ+ çocuklar, çocuk mahpuslar, anneleriyle birlikte hapishanede tutulan çocuklar… Haklarından yoksun bırakılan tüm çocuklar için çocuklarla birlikte eşit, adil bir yaşam mücadelemizi sürdürürken, Demokrasi Konferansı’nı taleplerimizi görünür kılma ve sesimizi çoğaltma ihtiyacımızın bir karşılığı olarak görüyoruz.
Çocuk hakları hareketinde yer alan/almak isteyen kişileri, inisiyatifleri, dernekleri, platformları, girişimleri ve çocukları için adalet arayışında olanları, çocuklara dair sorunları, ihtiyaçları, potansiyel ve olanakları konuşmak için sürecin parçası olmaya çağırıyoruz.
Demokrasi çocuklarla mümkün
Çocukları hak sahibi bireyler olarak görmeyen, çocukları yok sayan ve yetişkinler tarafından kurgulanan dünyada demokrasinin; çocuklara rağmen ya da çocuklar için değil çocuklarla birlikte mümkün olabileceğini biliyoruz.
Her çocuğun katılım hakkı olduğu bilinciyle, görüşlerini özgürce ifade edebilmelerine olanak sağlayacak bir süreci çocuklarla birlikte örgütleyecek yol ve yöntemleri de bulmak istiyoruz.”
Evet, çocuklar olmadan demokrasi olmaz… Gerçek bir demokrasiden söz ediyorsak katılımdan, hukukun üstünlüğünden, eşitlik ve özgürlükten, barıştan söz ediyorsak tüm bunların kurucu özneleri arasında çocuklar da olmalı. Çünkü çocuklar tıpkı yetişkinler gibi yaşamın eşit ortakları. Onların da yaşamı değiştirme, dönüştürme kuvvetleri ve istekleri var. Çocuklar gündemi takip ediyor ve talepler oluşturuyor.
İlham verici örnekler var
Buna ilişkin Türkiye’de de dünyada da ilham verici örnekler var. Türkiye’den ilk aklıma gelen 2007 genel seçimlerinde Ankara’da çocukların yürüttüğü bir çalışma. Çocuklar, seçimler öncesinde taleplerini duyuran Eksi On Sekiz isimli bir gazete yapmıştı. Çocukların başlattığı bu çalışmaya Gündem Çocuk Derneği destek olmuştu.
Serdar Değirmencioğlu ise 2004 yılında bir kampanya başlatmıştı. Yaklaşık 3 bin çocuk ve gencin görüşlerini dönemin başbakanına taşıyan “Benim de Sesim Var-Sesimi Duyun” kampanyasında çocuklar çeşitli yollarla görüşlerini aktarma olanağı bulmuştu.
Çocukların gündeme ilişkin görüşlerini yansıtan, duyuran, muhataplarına ulaştırmaya çalışan daha pek çok çalışma var. Son dönemde yapılan çalışmalardan biri de barışa dairdi… Diyarbakır’da Rengarenk Umutlar Derneği, Çocuk Her Yerde Derneği, ZAN Vakfı ve Göç ve İnsani Yardım Vakfı tarafından ortak yürütülen çalışmada çocuklar barışa dair görüşlerini iletmişti.
Dedim ya, dünyada da örnekler var. 2017 Kenya seçimleri öncesinde, ülke çapında on binlerce çocuk hükümetin ele alması gereken öncelikler konusunda görüşlerini ifade etmek için bir araya geldi. Farklı sosyal geçmişlerden gelen çocuklar oluşturdukları bir tüzük aracılığıyla barış, eğitim, gıda güvenliği ve kamusal karar alma süreçlerine katılım taleplerini ifade ettiler. Bu talepleri politikacılara sundular.
Aynı yıl Norveç’te de genel seçimler döneminde çocukların katıldığı seçim kurgulandı. Bu süreçte toplamda 8 parti olan siyasi partilerin her biri çocuklar için görüşlerini anlatan birer dakikalık video çekti. Siyasi programlarının çocuk dostu bir versiyonunu yaptılar ve seçimle ilgili bir müzik videosunda dans ettiler. 9 ile 15 yaşları arasındaki 5 bin çocuğa ulaşmayı hedefleyen seçimlere 60 binden fazla çocuk katıldı. Bu da çocukların siyasetle, gündemle ne kadar ilgili olduğunu gösteriyor.
Her ne kadar pek çok ilham verici ve çocukların potansiyelini kanıtlayan çalışmalar olsa da çocukların içinde bulundukları toplumun durumunu iyileştirmek için gereken sosyal ve politik değişimleri etkileme olanaklarından ne yazık ki yoksunlar. Umarım ki Demokrasi Konferansı Çocuk Hakları Çalışmaları bu anlamda bir olanak yaratabilir.
Demokrasi Konferansı Çocuk Hakları Çalışma grubuna katılmak için: dkcocukhaklari@gmail.com
Demokrasinin olmazsa olmazlarından birisi de elbette basın özgürlüğü. Özgürce, barıştan yana daha nice yayınlar yapması dileğiyle gazetemiz Yeni
Yaşam’ın üçüncü yaşı hepimize kutlu olsun.