AKP, yarattığı zenginliklerle etrafında oldukça geniş ağlar kurdu. Eğer yıllar içinde yapılan kamuoyu yoklamaları ile bu ağlar arasında bir ilişki bulmaya kalksak, sonuç AKP’nin siyasi desteğiyle bu zenginleşmelerin arasında doğrusal bir ilişkinin var olduğu olurdu. Yani demek istiyorum ki AKP etrafında giderek genişleyen bir zenginleşme alanı yarattı. Bu zenginleşme alanı ile siyasi desteğinin genişlemesi arasında pozitif ve doğrusal bir ilişki oluşturdu. Aldığı siyasi destek kadar ekonomik zenginlik yarattıkça, yarattığı ekonomik zenginliği aşan siyasi destek buldu.
Zenginlik ağları dememin nedeni ise AKP’nin bir siyasi parti olarak cemaatçi bir anlayışa sahip olması gibi tabanının da cemaatçi bir sosyolojiye dayanıyor olmasından dolayı. Yani burada yatay bir sınıf alanı değil, aksine yan yana oluşmuş ama dikey örgütlenmiş bir cemaatler alanından söz ediyorum. Böyle bir yapılanma sermaye birikiminin yatay bir biçimde yaygınlaşmasını değil, aksine cemaatlerin birbirleriyle ve iktidarla ilişkileri çerçevesinde parça parça oluşmuş ağlar şeklinde yaygınlaşması olarak görülmeli.
AKP’nin bütün başarısızlıklarına rağmen hala toplumda bir karşılığı olması da bence bu nedenle. Çünkü, tarihten gelen cemaatçi yapıların ayrı ayrı zenginleşmeleriyle oluşmuş ağ biçiminde bu yapılaşmalar kolektif davranabilen ve oldukça dirençli siyasi bir alan oluşturdu.
Tabii ki bu zenginlik ağları doğal olarak tüm toplumu kapsamadığından dışarıda kalanlar da az değil kuşkusuz. Bunların daha az örgütlü, daha yoksul ve kimliğinden ötürü mağdur kesimler olduğunu söylemek mümkün. Muhalefetin daha çok bu kesimlerden oluştuğunu göz önüne alırsak, muhalefet partilerinin de işlerinin ne denli zor olduğu anlaşılır. Bir tarafta zenginleşmiş ve kolektif davranabilme özellikleri olan cemaatlerden oluşmuş bir yapı ile diğer tarafta yoksul, dağınık, kimliğinden ötürü mağdur bireylerden oluşmuş bir yapı. İktidar ve muhalefetin karşılıklı durumları aşağı yukarı bu.
Eğer yukarıdaki analizde birazcık hakikat payı var ise, muhalefetin yapması gerekenin de ne olduğu kendiliğinden anlaşılır. Taraftarlarına zenginlik dağıtma gibi bir durumu olmadığına göre, muhalefetin yapması gereken, yoksul, dağınık ve kimliğinden ötürü mağdur olan insan malzemesinin kolektif davranabilmesini sağlamaktır. Bu da doğal olarak bütün bu kesimleri bir araya getirebilecek bir siyasi söylem oluşturmayı gerektirir. Onların yoksullaşmalarına, örgütsüzlüklerine ve kimliksel mağduriyetlerine dokunan siyasi bir söylem…
Ancak böylelikle AKP’nin dayandığı zenginleşmiş cemaatçi yapıların siyasetteki etkinlikleri aşılabilir.