Dr. Hayri Hazargöl
Bundan 6 yıl önce Ankara Gar Meydanı’nda Türkiye tarihinin en büyük katliamlarından biri yaşandı. Yüzden fazla insan şehit düştü. Bir o kadarı da yaralandı. 10 Ekim 2015 Gar Meydanı şehitlerini minnetle ve saygıyla anıyorum. Onların özlemleri olan barış, demokrasi ve özgürlüklerin Türkiye’de mutlaka gerçekleşeceğine inanıyorum. 10 Ekim Ankara Gar Meydanı’nda Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Hıristiyan, Alevi ve Sünni’nin; HDP, CHP, EMEP, ESP, Sol Parti ve çok farklı siyasi düşünceden olanların kanları birbirine karıştı. 10 Ekim Gar Meydanı hem tüm Türkiye halklarını hem de onların siyasi özlemlerini temsil ediyordu. Türkiye’de hala da güçlü olan özlem 10 Ekim Gar katliamında şehit düşenlerin özlemleridir.
Eğer dikkat edilirse 2014-2015-2016 yıllarında DAİŞ’in Türkiye’de yaptığı saldırıların tümü muhaliflere yöneliktir. Bir cinayette fail aranırken bundan en fazla kimler yararlandı diye düşünülerek bu yönlü izler ve şüpheliler takip edilir. Bu nedenle saldırılar muhaliflere yönelik olduğu için bu saldırılara iktidara bağlı kurumlar içinde göz yumanlar olmuştur, değerlendirilmesi yapılmıştır. Hatta bu saldırı öncesi bazı güvenlik kurumlarına bu yönlü istihbaratların geldiği ve bunların değerlendirilmeye alınmadığı söylenmektedir.
Gar katliamından sonra bu katliamı yapanların ciddi sorgulanmadığı, yaptıranların peşinin takip edilmediği ve üstünün örtülmek istendiği bu katliamda şehit düşenlerin yakınları ve avukatları tarafından dile getirilmektedir. DAİŞ barış ve demokrasi isteyen bu meydandakileri niye hedefledi? DAİŞ neden muhalifleri sistematik biçimde hedefledi? Bu sorulara yanıt verilmesi gerekir. Bir meczup yapmıştır diye geçiştirilemez.
10 Ekim Gar katliamına yol açan siyasi nedenleri iyi sorgulamak gerekir. Türkiye’ye barış, demokrasi, özgürlük ve istikrar getirecek o meydanda toplananların zihniyeti, duyguları ve attığı sloganlar olduğu gibi; Türkiye’yi karanlık bir geleceğe mahkum edecek olanlar ise bu saldırıyı yapanlar ve yaptıranlardır, bu katliama sevinenlerdir. Gar Meydanı’na katılanlar Türkiye’nin kurtuluş manifestosunu ortaya koyanlardır. Bu katliamı yapanlar ve yaptıranlar ise Türkiye’nin düşmanlarıdırlar.
Yalnız şunu vurgulamalıyım ki, 10 Ekim şehitleri ve onların ortaya koyduğu manifesto ve bu katliam davası yeterince sahiplenilmiyor. Nasıl ki, Alevi toplumu haklı olarak ve takdir edilecek biçimde 3 Temmuz Madımak şehitlerine, onların özlemlerine sahip çıkıyorsa, bu davayı takip ediyorsa 10 Ekim katliam şehitlerine de sadece aileleri ve avukatları değil, tüm Türkiye halkları ve demokratik güçler sahip çıkmalıdır. 10 Ekim tüm Türkiye halklarının davasıdır. 10 Ekim şehitlerinin özlemi tüm Türkiye halklarının özlemidir. Türkiye’nin gerçek siyasi doğrultusu da geleceği de o meydanda görülmelidir.
Eğer bugün Türkiye’de savaşa dayanarak iktidarını ayakta tutmaya çalışan AKP-MHP ittifakı yıkılma noktasına gelmişse bunda 10 Ekim Meydanı ve şehitlerinin ortaya koyduğu tutumun payı da çok önemlidir. Bu açıdan onların özlemleri sürekli gündemde tutulmalıdır. Onlar Demokratik Türkiye’nin şehitleridir, halkların kardeşliğinin şehitleridir. Demokrasi ittifakının şehitleridir. Kürdü, Türkü, Çerkezi, Arabı, Hıristiyanı, Sünnisi, Alevisi ve Ezidisiyle demokratik ulusun şehitleridir. Temel siyasi hedef olarak da Demokratik Türkiye, Özgür Kürdistan şehitleridir.
10 Ekim Gar Meydanı ve şehitleri AKP-MHP faşizminin Türkiye’yi nereye götüreceğini görmüş ve bu gidişatı durdurmak istemişlerdir. Onlar AKP-MHP faşist ittifakını durduramamışlarsa da Türkiye halklarına bir dava ve özlem bırakmışlardır. Bu da demokrasi, özgürlük ve barış davasıdır. Halkların kardeşliği özlemidir. Bundan daha büyük bir dava ve özlem olabilir mi? Bundan daha büyük Türkiye yurtseverliği ve savunucusu olabilir mi? Türkiye’nin tüm barış, demokrasi ve özgürlük heykelleri onlara ait olacaktır. Onlar özgür ve demokratik yeni Türkiye’nin inşacısıdırlar. Onlar çok güçlü bir temel atmıştı; bu temel üzerinde özgür ve demokratik Türkiye’yi yaratma görevi de tüm Türkiye halklarına ve demokrasi güçlerine düşmektedir.
10 Ekim gibi özgürlük ve demokrasi savunucuları varsa; yaşamını Türkiye’nin demokrasi ve istikrarına veren böyle şehitlerimiz varsa Türkiye’de umut çok büyüktür. Onların izinde mücadele yürütenler tarafından zayıflatılan AKP-MHP iktidarı, onların özlemleri için mücadele edenler tarafından yıkılacak; Türkiye demokratikleştirilip özgürlükler ülkesi haline getirilecektir.