Dr. Hayri Hazargöl
Türkiye devlet olarak çığırından çıkmıştır. Önceden de ağır baskılar, zulümler ve işkenceler olmuştur. Türkiye yakın tarihinde 12 Eylül faşizmi anlatılır. Ancak en ağır baskı görenler bile o zaman bir devletin varlığından söz ederler. Devlet kendi yasalarına ve geleneklerine uyarmış. Geleneği ya da yasaları çiğnemek genel bir durum değilmiş. Şimdi yasalar ve yüzlerce yılda oluşmuş gelenekler rahat biçimde çiğnenmektedir. 12 Eylül faşizminde yasa ve gelenekleri çiğneme bugünkünün yüzde biri bile değilmiş. Özcesi Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli, Kenan Evren’e rahmet okutan bir devlet düzeni yaratmışlar. Herhalde 2023 dedikleri de kurdukları bu faşizm ötesi devlet düzeninin yasal hale getirilmesi olacaktır. Tayyip Erdoğan’ın yeni anayasadan kastı bu olmalı.
Erdoğan-Devlet Bahçeli devletinin temel özelliği intikamcılık olmuş. Ömer Faruk Gergerlioğlu buna en somut örnektir. Sen nasıl bizim işkence yaptıklarımıza, işten attıklarımıza, düşman gördüklerimize sahip çıkarsın denilerek Ömer Faruk Gergerlioğlu’ndan intikam alıyorlar. Biz Türkiye’de tam bir diktatörlük kurduk, sen nasıl dik başlılık yaparsın, diyorlar. Gergerlioğlu’nun milletvekilliğini düşürerek, yaka paça pijamalı gözaltına alarak, tartaklayıp cezaevine atarak burnunu sürtmeye çalışıyorlar. Bu hale düşmeleri Tayyip Erdoğan-Devlet Bahçeli ittifakının kalite düzeyini gösteriyor. Zaten Türkiye tarihinde böyle pespaye ve seviyesi düşmüş bir iktidar dönemi görülmemiştir. Belki Çiller-Ağar-Güreş dönemi ile karşılaştırılabilir. Zaten Çiller ve Ağar bu iktidarın kankaları olmuş.
Tek duygusu intikam olan bu seviyesiz iktidarın Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun itibarını düşürme, karizmasını çizme, küçük düşürme çabaları her gün Gergerlioğlu’nu daha da büyütür. Gergerlioğlu’nun burnunu sürteyim derlerken; bunların karakterleri yerde sürükleniyor. Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli ikilisinin tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş gibi bir kalite sorunu var. Her ikisinin de bir günde çekilmiş kalitesiz filmlerden zevk alan bir kültürel düzeyleri var. Okuma yazması olmayan köylüler bunlardan yüz kat daha bir kültürel olgunluğa sahiptir. Çünkü köylüler toplumun eğitimini almışlardır. Ahlaklıdırlar, vicdanlıdırlar, adaletlidirler. Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’de ise bu değerler hak getire. Aslında bunların Türkiye’yi yönetmeleri en başta da Türkiye halkına büyük bir saygısızlıktır. Belli bir demokrasi kültürüne kavuşmuş Türkiye toplumu böyle bir iktidarı hak etmiyor.
Devlet Bahçeli birkaç cümlelik düşünce açıklayan gazetecileri hedeflediğine göre; bu iktidara karşı mücadele edene tabi ki her şeyi yapmak ister. Gergerlioğlu’na yapılan saldırının nedenini Tayyip Erdoğan ve Bahçeli zihniyetine bakarak anlıyoruz. Aslında Ömer Faruk Gergerlioğlu onların gerçeğini dışa vuran ve ipliklerini pazara çıkaran ayna olmuştur. Bir kişinin direnişi bu ruh ikizlerini bu hale soktuğuna göre toplum biraz daha direndiğinde bunların hali ibretlik hale gelir. Serseri mayın haline gelmiş bu iktidarın geleceğini kestirmek zor değil. Herhalde tarihte rezil rüsva olanlara örnek gösterilecek bir duruma düşecekler. Zaten bu kadar pervasız ve gözü dönmüş olmaları biraz da geleceklerinin nasıl olacağını görmüş olmalarındandır. Demokratlar ve insan hakları savunucuları bizim mücadelemiz bunları da kurtarmaktır, diyorlar. Ancak Devlet Bahçeli ve Tayyip Erdoğan biz kurtulmak istemiyoruz diyorlar. Söylemleri, tutumları ve uygulamaları bunu gösteriyor.
Ömer Faruk Gergerlioğlu daha şimdiden kimseye nasip olmayacak bir onur kazanmıştır. Mevcut iktidar uygulamalarıyla düştükçe Gergerlioğlu toplum katında yükseliyor. Bu da herkese nasip olmaz. Herhalde şu anda kıskanılır kişiliklerin başında Gergerlioğlu da geliyor. Bazen bir olay bile bir iktidarı ve bir dönemi tanımlarmış. Gergerlioğlu onurlu duruşu ile böyle bir konum kazandı. Kendisini kutlamaktan başka ne diyebiliriz ki!
Newroz’da halklar ne kadar cesaretli olduklarını gösterdi. AKP-MHP iktidarına alanlarda meydan okundu. Türkiye’nin korkutulacak bir ülke ve toplum gerçeği olmadığı gösterildi. Kürtler zaten 50 yıldır korkuyu aşmışlar. Baskı ve zulümle yan yana yaşamak ve direnmek bu halkın temel karakteri haline gelmiş. Baskıcı devlet ve iktidarın baskıları bu halk için çeliğe verilmiş su gibi olmuş. Çünkü Kürt halkının baskıdan, zulümden başka kaybedecek şeyi kalmamış. Bir halkın varlığının yok sayılması son noktadır. Türk devleti ve mevcut iktidar Kürtlere bunu dayatmış bulunuyor. Kürtler de var olmak için direniyor. Var olmak her canlının, her toplumun en temel refleksidir. Kürtler bunu gösteriyor; Türkiye’de Kürtler dışındaki halk da ağır baskı gördüğünden onların da refleksleri artık Kürtleşiyor. İşte Gergerlioğlu Türkiye halkının bu ruh halinin dışa vurumu olmaktadır.
Tutuklama sırasında zor ve işkence uygulayan polisin, Gergerlioğlu’nun işkencelerini Meclis’e taşıdığı polis olduğu söyleniyor. Bu iddianın doğruluk payı yüksektir. İntikam üzerine kurulmuş ve temel pratiği bu olan bir iktidarın bunu yapması da normal karşılanmalıdır. Aslında bu gerçeklik Türkiye’nin gerçek fotoğrafı oluyor.
Şunu söyleyebiliriz; ne kadar baskı yaparlarsa yapsınlar; Türkiye halkları direnerek tünelin ucundaki ışığı yaratmışlardır. Bu iktidara karşı direnişte ısrar edilmelidir. Bu iktidarın sonu görülmüştür. Bu iktidar zorla, baskıyla uzatmalara oynamaktadır. Gergerlioğlu ayna olmasını bilmiş, bu iktidarın tüm gerçekliğini gözler önüne sermiştir.