Ne ödül alabildi ne bir ‘kahraman’ sayıldı. İşlediği korkunç suçun karşılığı, yine aşağılanma, hor görülme ve terk edilme oldu. Sonu da bütün hainlerin sonu gibi oldu. Sahipsiz bir cenaze. Hepsi o kadar!
Arif Mostarlı
3 Ağustos 2019’da Manzanares’te vurdular onu, Kolombiya’nın Caldas bölgesine bağlı bir kasabada, yeni satın aldığı balık çiftliğine giderken, siyah maskeli iki kişi, 8 el ateş etti vücuduna. Ateş etmeden önce “İvan’ın selamını” söylediler mi bilmiyoruz. Tanık yok çünkü. Öldürülme sebebi sonradan karıştığı dolandırıcılık işleri miydi, yoksa gerçekten İvan’ın intikamı için mi vuruldu o da bilinmiyor aslında. Ama kirli bir hikâyenin böylece sona erdiği kesin.
FARC’ın karanlık günleri
Pedro Pablo Montoya ya da takma adıyla Rojas… 3 Mart 2008 günü Kolombiya VIII. Ordusu’nun karargâhına girdiğinde, elindeki çantada kesilmiş bir el vardı. Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri’ni (FARC) yöneten 7 kişilik yüksek askeri konseyin en genç üyesi İvan Rios’un eli… Karargâha kanıtıyla birlikte gelmişti ‘Rojas’, kendini sağlama almak için!
FARC’ın en zor günleriydi. Daha iki gün önce, Raul Reyes’i vurmuşlardı… Merkez komite sekretaryası üyesi ve sözcüsü Comandante Raul Reyes (Luis Edgar Devia Silva), Ekvator sınırındaki bir kampta ordu ve ABD işbirliği ile yapılan bir hava saldırısında 16 gerilla ile birlikte katledilmiş, Reyes’in füzelerle parçalanmış cesedi teşhir edilerek adeta bayram yapılmıştı. Ekvator Devlet Başkanı Rafael Correa, saldırının muhtemelen “yabancı teknik yardım kullanılarak, hayli gelişmiş teknolojik aletler ile” gerillalar uykudayken yapıldığını açıklamıştı. Reyes’in Caqueta’daki Nestlé fabrikasındaki büyük grevle başlayan sendikacılık hayatı, 1970’te gerillayla sürmüştü. Yaklaşık 28 yıldır dağlardaydı ve gerillanın en sevdiği komutanlardan biriydi.
İvan Rios ise, 7 kişilik sekretaryanın en genç üyesiydi. Gerçek adı Manuel Jesús Muñoz Ortiz olan İvan Rios, FARC’ın barış görüşmelerini de yürütüyordu. Ayrıca merkez blokunun komutanıydı. Genellikle köylü ve işçilerden gelme komutanların olduğu FARC’da üniversite gençliğinden gelme ender komutanlardan biriydi. Medellin kentindeki ölüm mangalarından kaçarak isyana katılmıştı ve FARC’nın efsanevi kurucusu Manuel Marulanda’nın (Tirofijo) büyük saygısını kazanarak hızla yükselmişti. Bu arada ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Rios’un başına koyduğu ödül de 5 milyon dolardı.
Cinayet sabahı
‘Rojas’ 3 Mart sabahı İvan Rios ve hayat arkadaşı Andrea’yı hamaklarında uyurken vurdu. Daha sonra İvan’ın elini tam bileğinden palayla kesti, pasaport ve labtobunu da alarak çantasına yerleştirdi, iki suç ortağıyla birlikte kampı terk ederek VIII. Ordu karargâhına geldi. Daha sonra onun gösterdiği yerden her iki cenaze de askerler tarafından alınarak karargâha getirildi. Birkaç gün sonra yapılan şatafatlı basın toplantısında ‘Rojas’ ordunun kuşatması altındaki bölgede çok sıkıştıklarını, bütün ikmal yollarının kesildiğini, hayatlarını kurtarmak için bunu yaptığını açıkladı, Ayrıca, İvan’ın kendisinden şüphelendiğini ve ölüm tehlikesi altında olduğunu da sözlerine ekleyerek yaptığı işi meşrulaştırmaya çalıştı. Ama bir süre sonra Cambio dergisinde açıklanan bilgiler daha gerçekçiydi. Dergiye göre Rojas, yaklaşık 1 yıldır orduyla ilişki halindeydi ve daha büyük bir hedefe saldırının gerçekleşmemesi üzerine İvan’ın katledilmesine karar verilmişti. Bu versiyona göre, ordu, bizzat cinayetin emrini vermiş durumdaydı.
Para yerine hapis!
Sonraki yıllar ödül tartışmalarıyla geçti. O zamanki Askeri Kuvvetler Komutanı Fredy Padilla de Leon, hükümetin ödülü vereceğini açıkladı. Ancak Kolombiya kamuoyu bu konuda ikiye bölündü. Birçok kişi de ‘Rojas’ın tasarlayarak cinayet işlediğini savunuyor, ödülü vermenin suçu teşvik olacağını söylüyordu. İşin ilginci, Başkan Alvaro Urribe de kararsızdı. Ödülün ödenmesi için yasal dayanağın gözden geçirilmesini bekleyeceğini söyledi. “Hukukun üstünlüğü katliamları teşvik edemez” diyerek topu Savunma Bakanlığı’na attı. Sonunda, o zamanlar Savunma Bakanı olan Juan Manuel Santos, Rojas’ın 2.7 milyon dolara varan ödül parasını alacağını söyledi ve ödülün cinayete değil muhbirliğe verildiğini belirterek bir orta yol buldu.
Ama o da olmadı aslında. Bu meblağa el konuldu. Çünkü Rojas, henüz FARC’tayken içinde bulunduğu iki kaçırma olayından ötürü tazminata mahkûm olmuştu. Üstüne bir de 2015’te Ivan Rios’u öldürme suçundan 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı ve ayrıca gerilla döneminden 40 yıllık bir ceza daha çıktı. Kaderin cilvesi: Sonunda bir zamanlar ihanet ettiği örgütünün yarattığı barış anlaşması uyarınca çıkarılan Adalet ve Barış Yasası’ndan faydalanarak sadece 8 yıl hapis yattı!
Değersiz hayat, trajik son
Bütün bu süreç boyunca ‘Rojas’ kirli ödülünden hiç vazgeçmedi! Hatta cezaevinde bir ara bunun için açlık grevi bile yaptı. “Pişman değilim ama verilen söz yerine getirilmeli” dedi. Cezaevinden yaptığı başvurularda sürekli koşullarından ve can güvenliğinin olmadığından şikâyet ediyor, FARC tarafından ölümle tehdit edildiğini ama yetkililerin Bogota hapishanesinde onun güvenliğini artırmak için “hiçbir şey yapmadıklarını” belirtiyordu.
Çıktıktan sonra da koruma talepleri bitmedi ama çok da ciddiye alınmadı. Birçok insan, onun gerilladayken de pek hayırlı biri olmadığının, sivillere karşı gereksiz şiddet kullandığının tanığıydı. Yani sonuçta sığındığı yerde de bir husumetle karşı karşıyaydı. 2019’da yeniden koruma için başvuru yaptı ve bu arada ödülünü de hiç utanmadan tekrar tekrar istedi. Savcılığa yazdığı son mektuplarından birinde verilen korumaların ciddiyetsizliğinden söz ediyor ve “Yarın, 19 Temmuz 2019, herhangi bir koruma olmadan seyahat ediyorum, çünkü korumalar kendilerine para ödenmediğini belirterek çekildiler ve zırhlı aracı da aldılar” diyordu.
Böylece artık sona gelmişti Rojas. Hizmet ettiği güç onu ortada bırakmış, büyük bir boşluk tarafından kuşatılmıştı.
Ölüm, işte o boşluktan geldi. İşin doğrusu, polis ve yargı da onu vuranların kim olduğunu çok merak etmedi. Geriye sahipsiz bir cenaze ve yoldaşını katleden bir adamın ibret hikâyesi kaldı.