Abdullah Aysu
Yaş almış insanlar eski günlerin yaşanmışlıklarını anlatırlar her daim. Niye anlatırlar biliyor musunuz; yaşanılan/yaşatılan tatsız tuzsuz hayata hayıflanır, o nedenle geçmişe öykünme ihtiyacı duyar, anlatarak rahatlarlar da ondan. Bir tür terapi gibi. Kimimiz can kulağıyla dinleriz onları, bazılarımız ise anlatan ve anlatılanlarla maytap geçeriz, alaya alırız. Oysa güzelliklerin sırları mazidedir, anlatılanlar güzelliklerin çeyiz sandığı gibidir. O çeyiz sandığında neler yoktur ki!
Marmaris
Bugün pek çok ilin dağlarında, ovalarında, vadilerinde ciğerlerimiz yanıyor. Canlılar, canlı biçimde ateşin alafında kavrulup can veriyor. Bu yangınların yaşandığı yerlerden biri Marmaris. Evet, Marmaris de yanıyor! Zaten Marmaris bildim bileli yanıyor. Ancak orada yangını önleyecek bir organizasyon yapılandırılmadığı gibi olası yangınları söndürecek bir uçak filosu da yok. Düşünülmemiş. Bırakalım Marmaris’i Türkiye genelinde yangınları önleyecek bir politika ve mücadele edecek bir filo yok zaten.
Marmaris ne zaman yanmıyordu?
Şimdi Marmaris’te boşaltılan Armutalan varya, 80 yılında Marmaris’in köyü idi. Marmaris ile İçmeler 4-5 kilometrelik stabilize bir yol ile birbirine bağlıydı. Yolun üst tarafı orman, alt tarafında Orman Bakanlığı’nın kampından başka konut hiç yoktu. İçmeler ile Turunç arasında otomobil yolu yoktu, traktörlerle varılıyordu sadece. Marmaris’ten Selimiye’ye ise karadan yol yoktu, Çubucak’tan motorlarla Selimiye’ ye geçiliyordu. O zamanlar Selimiyelilerin çoğu Rumca biliyordu. Çünkü Rumların yanında çalışıyor, sünger avcılığıyla geçimlerini sağlıyorlardı. Denizin iki yakasında oturanlar bütün düşman kılma çabalarına/politikalarına rağmen kardeştiler. O zamanlar böyle cüsseli yangınlar yoktu, olmuyordu. Çünkü insanlar bu kadar paragöz değillerdi. Gördüğünüz üzere bende epey yaş almışım ki, geçmişi anlatıyorum sizlere. Herkes gibi yüreğim yanıyor, kendimi rahatlatmak için anlattım belki de bütün bunları. Hoşgörün. Ancak Bir yurttaşımızın dediği gibi bu yangınlar bize başka bir şey gösterdi/öğretti; “Türkiye meğer birlikmiş, fakat bir hükümetimiz yokmuş!