PKK Lideri Öcalan üzerindeki tecride karşı cezaevlerinde 27 Kasım’da başlatılan süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemi 38’inci gününde devam ediyor
İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Cezaevi’nde 21 yıldır tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin sonlandırılması ve artan hak ihlallerini protesto etmek amacıyla cezaevlerinde 27 Kasım’da süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemi başlatıldı. 8’inci grubun devraldığı eylem, 38’inci gününde devam ediyor.
Mahmur Kampı’nda da sürüyor
Federe Kürdistan Bölgesi’ne bağlı Mahmur Kampı’nda da İmralı tecridine karşı kadınlar öncülüğünde 18 Aralık’ta açlık grevi eylemi başlatıldı. Mahmur Şehit Aileleri Derneği’nde sürdürülen eylem, 17’nci gününde.
Çözüm süreci
Öcalan’a yönelik ağırlaştırılan tecride karşı ilk olarak 1980 askeri darbesinin yıldönümü olan 12 Eylül 2012’de tüm cezaevlerinde açlık grevi eylemi başlatıldı. 68 gün süren eylemleri, PKK Lideri Öcalan’ın çağrısıyla sonlandırıldı. Eylemler sonucunda, 3 Ocak 2013’te Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) milletvekilleri Ahmet Türk ve Ayla Akat Ata, İmralı Adası’na giderek Öcalan’la görüştü. Bu ilk görüşmeden sonra Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve devlet heyeti, 5 Nisan 2015 tarihine kadar “çözüm süreci” adı altında İmralı’ya giderek Öcalan’la görüşmeler yaptı.
Siyasetçiler açlık grevinde
Diyalog sürecinin sonlandırıldığı 5 Nisan 2015 sonrası Öcalan üzerinde ağırlaştırılan tecrit, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından kamuoyunda kaygıların artması üzerine 50 Kürt siyasetçi, “Öcalan ile görüşme” talebiyle 5 Eylül 2016’da Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Diyarbakır İl Örgütü binasında açlık grevi eylemi başlattı. Eylem sonucunda kardeşi Mehmet Öcalan, 11 Eylül 2016’da İmralı Adası’na giderek ağabeyiyle görüşme gerçekleştirdi. Görüşme sonucunda 50 Kürt siyasetçi 8’inci gününde eylemlerini sonlandırdı.
Leyla Güven’in öncülüğü
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit ağırlaştırılarak sürdürüldüğü 8 Kasım 2018’de, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Hakkari Milletvekili Leyla Güven, tutuklu bulunduğu Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’nde süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemi başlattı. Güven’in ardından cezaevlerinde 16 Aralık’ta ve 1 Mart itibariyle tüm cezaevlerine yayılan eyleme, Federe Kürdistan Bölgesi’nin Hewlêr kentinde HDP üyesi Nasır Yağız ve Mahmur Kampı’nda Fadile Tok, Strasburg’da 14 kişi, Galler’de İmam Şiş ve Germiyan’a bağlı Kelar ilçesinde Herêm Mahmud da katıldı.
Milletvekilleri de katıldı
HDP milletvekilleri Dersim Dağ, Tayip Temel ve Murat Sarısaç da partilerinin Diyarbakır İl Örgütü binasında 3 Mart 2019’da açlık grevi eylemine dahil oldu.
Tutuklular ‘ölüm orucu’na başladı
Taleplerin karşılanmaması üzerinde farklı cezaevlerinde bulunan 15 tutuklu, aynı taleple 30 Nisan 2019’da ölüm orucu eylemi başlattı. Yine farklı cezaevlerinde bulunan 15 tutuklu daha 10 Mayıs’ta ölüm orucu eylemine katıldı.
Yaşamına son verenler
Açlık grevi eylemleri yayılarak devam ederken, Almanya’nın Krefeld kentinde 20 Şubat’ta mahkeme önünde bedenini ateşe veren Uğur Şakar, tedavi gördüğü hastanede 22 Mart’ta yaşamını yitirdi. Cezaevlerinde ise tecridi protesto etmek amacıyla Zülküf Gezen (33) 17 Mart’ta Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde, Ayten Beçet (24) 23 Mart’ta Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’nde, Zehra Sağlam (23) 24 Mart’ta Oltu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde, Medya Çınar (24) 25 Mart’ta Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’nde, Yonca Akici 9 Mart’ta Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde, Siraç Yüksek 2 Nisan’da Osmaniye 2 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde, Mahsum Pamay ise 5 Nisan’da Elazığ 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde yaşamına son verdi.
Leyla Güven öncülüğünde başlatılan ve 200 gün süren eylemler sonucunda Öcalan’ın avukatları, 8 yıl aradan sonra 2-22 Mayıs, 12-18 Haziran ve 7 Ağustos 2019 tarihlerinde müvekkilleriyle görüşme sağladı. Öcalan’ın çağrısı üzerine 26 Mayıs’ta açlık grevi ve ölüm orucu sona erdi.
Pandemiyle haklar askıya alındı
38’inci gününde devam eden eylemi değerlendiren Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) Savunuculuk Koordinatörü Berivan Korkut, pandemi döneminde cezaevlerinde başlatılan açlık grevi eyleminin daha önceki eylemlerden iki kat risk taşıdığını belirtti. Korkut, sorunların çözülmesi için yetkililere diyalog çağrısında bulundu.
Pandemi tecrite dönüştürüldü
Pandemiyle birlikte cezaevlerinde tutukluların birçok hakkının askıya alındığını söyleyen Korkut, derneklerine bu konuda birçok başvurunun olduğunu kaydetti. Tutukluların pandemi sürecinin başladığı ilk aylardan bu yana koğuşlardan çıkarılmadığını ve bu durumun tutuklular üzerinde psikolojik ve fiziki yönden birçok olumsuz etkisi olduğunu dile getiren Korkut, “Salgına karşı önlem alınması anlaşılabilir bir şeydir. Ama önlemler alınırken mahpusların hakları da gözetilmeli. Mahpuslar üzerindeki tecrit her şeyi gözler önüne seriyor. Bir yıldır koğuşundan çıkarılmayan mahpusların olduğunu biliyoruz. Mahpusların günlük aktivitelerin engellenmesi dahi onları çok olumsuz etkiliyor” diye belirtti.
HABER MERKEZİ