Nesim Sönmez’den ve yaptığı onlarca intihalden bahsedeceğim. Sönmez’in yaptığı bariz intihallerden bir tanesini ayrıntılı bir şekilde açıklayacak ve yaptığı diğer intihallerin ise listesini vereceğim
Aybüke Elif Yılmaz
İnternette kısa bir gezinti yaparak intihal, akademik etik ve Türkiye’de ve dünyada akademik bilgi hırsızlığı hakkında onlarca makaleye ulaşabilirsiniz. Türkiye’de üniversitelerden sorumlu kurumumuz YÖK’ün intihal hakkında detaylı bilgiler içeren ve bağlayıcı bir metin olan Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesi bizlere hakkıyla rehberlik edebilir niteliktedir. Yönergeyi kısaca izah edecek olursak: Bu yönerge 4 ana bölümden oluşmaktadır; ilk bölümde Amaç, Kapsam, Dayanak maddeler halinde anlatılmış: “Bu Yönerge, bilimsel araştırma, çalışma, yayın ve etkinliklerde uyulması gereken etik kurallarını ve yükseköğretim kurumlarının kendi bünyelerinde oluşturacakları bilimsel araştırma ve yayın etiği kurullarının görev, yetki ve sorumlulukları ile çalışma usul ve esaslarını belirlemek amacıyla hazırlanmıştır.” Yönerge her türlü “araştırma etiği konularını”, “yayın etiği sorunlarını” ve “etik ihlallerini” kapsıyor. Ve yönerge “2547 sayılı Kanunun 24 üncü, 42 inci ve 65 inci maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.”
İkinci bölümde Bilimsel araştırma ve yayın etiğine aykırı eylemler kısaca; “İntihal, sahtecilik, çarpıtma, tekrar yayım, dilimleme, haksız yazarlık” gibi alt başlıklarda tanımlanmıştır. Ve detaylı bir şekilde yapılan ihlaller sıralanmıştır. Üçüncü, Yükseköğretim Kurumlarında Yer Alan Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Kurullarının Oluşumu, Görevleri, Çalışma Usul ve Esasları bölümünde “Kurulların oluşumu Kurulların görevleri”, “Etik kurullarının toplantı usul ve esasları” ve “Etik kurullarına başvuru ve kurulların çalışma esasları” detaylandırılarak maddeler halinde açıklanmıştır. Dördüncü bölüm ise “Çeşitli ve Son Hükümler” ve “İnceleme sonucunda yapılacak işlemler”, “Gizlilik”, “Yeniden inceleme”, “Etik ihlallerine ilişkin kayıtlar”, “Yürürlük”, Yürütme gibi alt başlıklardan oluşmaktadır. Görüldüğü üzere bu yönerge üniversiteler, akademisyenler ve akademisyen adayları için bağlayıcılığı olan, bir amacı, kapsamı, ve yasal dayanağı olan, bilimsel araştırma ve yayın etiğine aykırı eylemlerin tespit edilmesinde rolü olan, işlerin bir kurulca yürütülmesini esas alan ve ihlalleri cezalandırma yol ve yöntemlerini sıralayan, yaptırım gücüne sahip bir yönergedir.
Bilindiği üzere Türkiye’de çözüm süreci ile beraber üniversitelerde Kürtçe bölümler açıldı ve daha önce bu alanda mezun olmadığı için bölüm açılıp mezunlarını verip, kendi akademisyenlerini yetiştirene kadar üniversitelerde başka bölümlerde çalışan ve Kürtçe bilen, Kürtçe çalışmaları olan akademisyenler bu bölümlerde görevlendirildi ve mevcut eksiklik bir nebze de olsa giderildi. Bugüne kadarki süreçte bu bölümler karınca kararınca çalışmalarını yürüttü ve hala yürütüyor. Tabii bu arada çözüm süreci bozuldu, darbe oldu derken üniversitelerden binlerce akademisyen görevlerinden uzaklaştırıldı. Hasılı kelam Kürdoloji bölümü akademisyenleri de bundan yeterince nasibini aldılar, bu alanda çok iyi çalışmaları olan onlarcası barış imzası attıkları gerekçesi ile KHK ile işlerinden uzaklaştırıldılar. Yaklaşık on yıllık bir sürece tekabül eden Türkiye üniversitelerinde Kürdoloji çalışmaları sonucunda yüzlerce öğrenci lisans, yüksek lisans ve doktora derecesi almaya hak kazandı; onlarca akademisyen, doçent ve profesör unvanı aldı. Kürtçe akademik makale yayınlayan hakemli dergiler yayın hayatına başladı, yüzlerce senpozyum, konferans düzenlendi.
Yukarıda kısaca anlatmaya çalıştığım Türkiye’de Kürdoloji çalışmalarının en can alıcı noktası olan; başka bir bölümde hoca olup akademisyen yetersizliği nedeniyle bu bölümde görevlendirilmiş ve kısa bir sürede muazzam bir yükseliş sergileyen bir akademisyenden bahsedeceğim: Normalde kendi bölümü olan Arap Dili ve Edebiyatı bölümünde devam etse belki hala doçent olamamış, bulduğu bu fırsatı çok iyi değerlendirip onlarca makale, sempozyum, konferans, kitap çalışması yapıp doçentlik unvanını kapmış birinden, Nesim Sönmez’den ve yaptığı onlarca intihalden (“Başkalarının özgün fikirlerini, metotlarını, verilerini veya eserlerini bilimsel kurallara uygun biçimde atıf yapmadan kısmen veya tamamen kendi eseri gibi göstermek”) bahsedeceğim. Açıkça belirtmek gerekirse Sönmez’in intihallerini ortaya çıkarma çalışmasının böyle kısa bir yazının sınırlarını aşacak kadar devasa olduğunun farkındayım, Sönmez’in yaptığı intihalleri ancak doktora düzeyinde bir tez çalışması ayrıntılarıyla ortaya çıkarabilir. Ben bu yazıda Sönmez’in yaptığı bariz intihallerden bir tanesini ayrıntılı bir şekilde açıklamaya, yaptığı diğer intihallerin ise listesini vererek yazımı tamamlayacağım. Ümit ediyorum ki bu yazı sayesinde Sönmez’in çalıştığı üniversite yetkilileri bir komisyon kurup gerekli araştırmayı yapıp, gerçekleri bütün çıplaklığıyla aydınlatır, fikirleri, çalışmaları, emeği çalınmış onlarca kişinin hakkını teslim eder, Sönmez’e gerekli yasal işlemi yapıp, başta akademik camianın şeref ve haysiyetini sonra da üniversitenin güvenirliliğini teslim ederler. Aksi takdirde üniversite yönetimi bu suça ortak olarak addedilecek, bilimsel etik ve ahlak ilkeleri yara alacaktır. Şahsın bunca intihal yapmak suretiye doçentliğine karar veren komisyonca hiçbir sorunla karşılaşmadan, elini, kolunu sallayarak geçmesi de ayrıca araştırılması gereken bir konudur. Başka bir önemli nokta ise Sönmez’in çalışmalarını aşırdığı kişilerin bile isteye bu intihallere sessiz kalmasıdır. Açıkçası bu da işin başka acınası noktasıdır. Şöyle ki Sönmez çoğunlukla danışmanlığını yaptığı yüksek lisans öğrencilerinin tezlerinden makaleler devşirme yolunu seçmiş, mağdur öğrencilerin çoğu şuan doktoralarını yapmakta ve gelecekte yüksek lisans ve doktoralarını Kürdoloji alanında Kürtçe yapmış kişiler oldukları için haliyle birer akademisyen adayı oldukları için Sönmez’den çekinmektedirler; böyle göz göre göre, korkusuz bir şekilde öğrencilerinin çalışmalarını çalan, komisyonları dize getirip hemencecik piyangodan doçent olabilen, eli uzun bir akademisyen onların itiraz etmesi durumunda onların işlerine de çomak sokabilir diye bir kaygıları var zannımca. Ya da itiraz edenlere çeşitli vaatlerde bulundu. Fakat belirtmem gerekir ki o arkadaşlar bu intihallere göz yumarak Sönmez’in suçuna da ortak olmakta, gelecekte akademisyen olabilseler bile kariyerlerine gölge düşürmektedirler.
Bugün burada örnekleriyle ifşa edeceğimiz hırsızlık hiçbir şekilde kabul edilemez, hiçbir vicdanın sümenaltı edemeyeceği türden bir hırsızlıktır. Literatürdeki ismiyle intihal… Bazı insanlar gerçekten kurnazdırlar, aşırdıkları cümlelere-paragraflara bir kılıf giydirirler, onları profesyonel bir şekilde saklar, yaptıkları intihal kolayca anlaşılmaz. Sönmez’in yaptığı intihal türüne az rastlanır türdendir ki; paragraf paragraf çalınmış olsun, bir üniversitedeki çalıştayda bir sürü akademisyenin önünde sunulsun, sonra kitap bölümü olarak basılsın.
Evet Nesim Sönmez’in “Süryani Arap ve Kürt Klasikleri Uluslararası Klasikler Çalıştayı Bildirileri” kitabındaki “Baba Tahir û Dubeytiyên Wî” (Baba Tahir ve Dubeytileri) isimli makalesinden bahsediyorum. Bu makale önce Mardin Artuklu Üniversitesi’ndeki çalıştayda sunulmuş, sonra da diğer bildirilerle birlikte kitap olarak basılmış. Aslında şöyle belirtmemiz gerekirdi; bu makale önce Mehmet Nur Yavuzer’in “Baba Tahir di Wêjeya Kurdî de” (Kürt Edebiyatında Baba Tahir) adlı tezinden Nesim Sönmez tarafından acemi bir şekilde aşırılmış, sonra Nesim Sönmez adına sunulmuş ve kitaplaştırılmıştır. Yaptığım araştırmaya göre Mehmet Nur Yavuzer Bingöl Üniversitesi’nde yüksek lisansını tez aşamasına kadar tamamlamış, sonra da Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’ne geçiş yapmış, Van’da resmi olarak danışmanlığını üstlenecek biri olmadığı için Nesim Sönmez, Yavuzer’in formaliteden danışmanı olmuş. Kim bilebilirdi ki günü geldiğinde Yavuzer’in emeğine çökecek, yazdığı tezi aşıracak, sanki kendi yazmış gibi gösterecek, kendi adına sunup, kitaplaştıracaktı. Makale ile Yavuzer’in tezini karşılaştırdığımızda siz de göreceksiniz ki Sönmez, Yavuzer’in yapması gereken; kendi tezinden bir makale çıkarıp yayınlamayı kendine görev bilip; Yavuzer’in tezini alıp, o tezden noktası-virgülüne müdahale etmeden, kelimesi kelimesine kopyalayıp, kendi adına bir makaleye dönüştürüp yayınlamış.
Yavuzer’in bu intihalden haberi olmayabilir. Ya da haberi olmuştur fakat şöyle düşünmüştür; şimdi gidip formaliteden danışmanım olan Sönmez’e nasıl söyleyeyim; hocam neden emeğimi çaldınız, tezimi araklayıp gidip kendi adınıza sunup yayınladınız? Hiç utanmadınız mı? Hiç mi yüzünüz kızarmadı? Yarın hangi yüz ile insan içine çıkacaksın, benim, öğrencilerinin yüzüne nasıl bakacaksın? Akademisyen arkadaşlarının arasında başı dik yürüyebilecek misin? Çocuklarının yüzüne nasıl bakacaksın? Ya da Yavuzer de diğer bütün Nesimzedeler gibi itiraz etmesi durumunda Sönmez tarafından tehdit edileceği, ileride üniversitelere iş için başvurduğunda işine taş koyacağından çekindi, Allaha havale etti belki de. Belki de bir ilahiyatçıdan böyle sansasyonel bir hırsızlık beklemiyorlardı, düşünsenize bir ilahiyatçı, muhafazakar, dindar günde beş vakit namaz kılan, her gün Allah peygamberi dilinden düşürmeyen bir akademisyen kalksın öğrencisinin emeğini çalsın, kendine mal etsin, kendi adını, üniversitesinin, bölümünün adını lekelesin.. İnanılır gibi değil… İşin perde arkasını bilmiyoruz, fakat ne olursa olsun Yavuzer’in itiraz etmesi, hakkını araması gerekirdi. Şimdiye kadar herhangi bir itirazda bulunduğuna şahit olmadık. Yavuzer’in yaptığı tek şey; kendi emeği olan tezinden “Lêkolinek li ser Qewmîyeta Baba Tahir” (Baba Tahir’in Kavmiyeti Üzerine Bir Araştırma) adında bir makale çıkarıp yakın zamanda yayınlamak. Diğer bütün Sönmezzedeler gibi…
Burada orijinal olan metin (Yavuzer’in Tezi) ile intihal olan metin (Sönmez’in makalesi) karşılaştırılacak. Önce orijinal metinden bir paragraf sonra da hemen altına intihal metinden aynı paragrafı vererek alt alta sıralayacağız. Sonra iki metin arasındaki farkları, göstereceğiz böylece net bir şekilde intihal yapılırken yapılan ufak kurnazlıklar da aşikar olacak. Sönmez’in makalesi baştan sona intihal olduğu için 20’ye yakın paragrafı karşılaştırmakla yetineceğiz. Hem merak eden vicdan sahipleri için, hem de olayı soruşturacak insanlara kolaylık olsun diye iki metnin pdf’lerine ulaşabilecekleri linkleri de paylaşacağız, ilgilenenler buradan bakabilirler. Ayrıca Sönmez sadece Yavuzer’in metnini aşırmamış; Yavuzer’in fotoğraflarını da aşırmış, şöyle ki; Yavuzer bizzat Hemedan’a gidip Baba Tahir-i Hemedani’nin mezarını ziyaret etmiş, mezarın fotoğraflarını çekmiş, bu fotoğrafların birinde de kendisi vardır, fakat Sönmez intihalini gizlemek için Yavuzer’in göründüğü fotonun dışındaki fotoları çalıp, makalenin ardına ek olarak yerleştirmiş. Sönmez ayrıca Yavuzer’in Konya Mevlana Müzesi’nden satın aldığı el yazması eserin numunelik fotoğraflarını da aşırıp makaleye eklemiş. Nesim boş durmamış çaldığı metni kendi malı gibi sunmaya devam etmiş; yüzlerce kişiyi toplayıp Nûbihar Derneği’nde seminer verip aşırdığı makaleyi orada da millete kendi malı gibi yutturmuş maalesef.
Orijinal Metin İle Alıntı Metnin Karşılaştırılması
1.
“Baba Tahir li bajarê Hemedanê çavên xwe li cîhanê re vekiriye ku ew; bajarekî kevnar, navendeke mutesewif e û bajarê sofî û medreseyan e. Her wiha di heman bajarî de jiyaye û çûye ser dilovaniya Xwedê. Di vî bajarê navborî de mirovekî pêşeng û navdar bûye. Wî jiyaneke qelenderî û derwêşî domandiye. Di derbarê jiyana Baba Tahir de gelek kêm agahî gihiştine roja îro” [Yavuzer, r. 13].
“Baba Tahir li bajarê Hemedanê çavên xwe li cîhanê re vekiriye ku ew; bajarekî kevnar, navendeke mutesewif e û bajarê sofî û medreseyan e. Herwiha di heman bajarî de jiyaye û çûye ber rehma Xwedê. Di vê bajarê navborî de mirovekî pêşeng û navdar bûye. Wî jiyaneke qelenderî û derwêşî domandiye. Di derbarê jiyana Baba Tahir da mixabin gelek kêm agahî gihiştine roja îro” [Sönmez r. 356]
2.
“Kevntir pirtûka ku behsa Baba Tahir dike ya bi navê “Raḥetu‟s-Sudûr we Ayetu‟s-Surûr der Tarîx-ê Al–ê Selçûq” e. Ev pirtûk di sala 599/1202‟yan de ji aliyê Rawendî (Muhammed bîn „Elî bîn Sulêyman Rawendî, kd. pîştî mêjûya 603/1207‟an) ve hatiye nivîsandin. Di vê pirtûkê de tê gotin ku Baba Tahir hevdemê Siltan Tuẋrulê (990-1063) Selçûqî ye. Her wiha ev pirtûk ji aliyê Muhammed Îqbal ve hatiye sererastkirin û Muctebâ Mînovî û Bedî‟uzzeman-a Frûzanfer ji vê pirtûkê re pêşgotin nivîsandine” [Yavuzer, r. 13].
“Kevntir pirtûka ku behsa Baba Tahir dike ya bi navê “Rahetu’s- Sudûr we Ayetu’s-Surûr der Tarixê Alê Selçûq”e. Ev pirtûk di sala 599/1202’yan de ji aliyê Rawendî (Mihmedê Kurê Elî Silêmanê Rawendî) ve hatiye nivîsandin. Di vê pirtûkê de tê gotin ku Baba Tahir hevçaxê Siltan Tuxrulê (990-1063) Selçûqî ye. Herwiha ev pirtûk ji aliyê Mihemed Îqbal ve hatiye sererastkirin û di 1333yan de ji aliyê Mucteba Mînewî ve hatiye çapkirin” [Sönmez r. 356].
3.
“Wekî ku tê zanîn Siltan Tuẋrul di devdora salên 447/1055”an û 450/1058”an de jî çûye Hemedanê û di wan salan de Baba Tahir ne li dinê bûye. Ji vê mêjûya ku Siltan Tuẋrul hatiye Hemedanê derdikeve holê ku wan hevdu nedîtine” [Yavuzer, r. 14].
“Wekî ku tê zanîn Siltan Tuxrul di devdora salên 447/1055’an û 450/1058’an de jî çûye Hemedanê û di wan salan da Baba Tahir ne li dinê bûye. Ji vê tarîxa ku Siltan Tuxrul hatiye Hemedanê derdikeve holê ku wan hevdu nedîtine” [Sönmez r. 356].
4.
“Navê helbestvan “Tahir” e ku ew di helbesta xwe ya jêr de navê xwe aniye ziman. Ew di heman demê de mîna helbestvanên klasîk ên rojhilatê, vî navê xwe di helbesteke xwe de wekî nasnav bi kar aniye” [Yavuzer, r. 16].
“Navê Helbestvan “Tahir” e ku ew di helbesta xwe ya jêr de navê xwe aniye ziman. Ew di heman demê de mîna helbestvanên klasîk ên rojhilatê, ev navê xwe di helbesteke xwe de wekî nasnav bi kar aniye” [Sönmez r. 358].
5.
“Wateya peyva “tahir” paqijbûn û bêlekebûn e. Paqijbûn û bêlekebûn taybetiyên rihê Îlahî ne. Her wiha rih, ji Xwedê ye, paqij û bêmirin e. Nexwe, Baba ji aliyê rih ve Tahir e, teceliya Îlahî ye, rast e, qudret û evîn e. Ew di vê dubeytiya xwe ya jêr de navê xwe wiha tîne ziman” [Yavuzer, r. 16-17].
“Wateya peyva “Tahir” paqijbûn û bêlekebûn e. Paqijbûn û bêlekebûn taybetiyên rihê Îlahî ne. Herwiha rih, ji Xweda ye, paqij û bêmirin e. Nexwe, Baba ji aliyê rih ve Tahir e, teceliya Îlahî ye, rast e, qudret û evîn e. Ew di vî dubeytiya xwe ya jêr de navê xwe wiha tîne ziman” [Sönmez r. 358]
6.
“Yekem berhema ku navê wî wekî Tahir tomarkiriye, berhema bi navê “Nameyan” e û ev berhem ya Aynu‟l-Quẓẓat-ê Hemedanî ye. Berhema navborî di sala h. 520-525‟an de hatiye nivîsîn” [Yavuzer, r. 18].
“Yekem berhema ku navê wî wekî Tahir tomar kiriye berhema bi navê “Nameyan” e û ev berhem ya Aynulqudatê Hemedanî ye. Berhema “Nameyan” di sala h. 520-525’an de hatiye nivîsîn” [Sönmez r. 359]
7.
“Helbestvan bi çend bernavan tê naskirin. Ev bernav; Baba, Uryan, Lorî û Hemedanî ne. Helbestvan di helbestên xwe de bernavên Baba, Uryan û Hemedanî bi kar anîne. Di heman demê de ev bernavên biwate, di derbarê raman û jiyana wî de agahî didin me [Yavuzer, r. 18].
“Baba Tahir bi çend mexlesan tê naskirin. Ev mexles; Baba, Uryan, Lorî û Hemedanî ne. Helbestvan di helbestên xwe de mexlesên Baba, Uryan û Hemedanî bikaranîne. Di heman demê de ev mexlesên biwate, di derbarê raman û jiyana wî de agahî didin me” [Sönmez r. 359].
8.
“Peyva “baba” di demên kevn de ji bo kesên navdar ên ji malbatên mezin, kesên ku ji aliyê gel ve hatine hezkirin û pêşrevên komên baweriyan re hatiye bikaranîn. Di heman demê de peyva “bav” a ku Kurd dewsa “baba” yê bi kar tînin, di demên kevn de ji bo şêx û kesên rêber re jî hatiye bikaranîn. Xêncî van peyva “baba” wateyên mîna “bavê mezin”, “mirovê pîr û kamil” jî dihudirîne” [Yavuzer, r. 18].
“Peyva “Baba” di demên berî ji bo kesên navdar ên ji malbatên mezin, kesên ku ji aliyê gel ve hatine hezkirin û pêşrevên komên baweriyan re hatiye bikaranîn. Di heman demê de peyva “Bav” a ku Kurd di dewsa “Baba” yê de bikartînin, di demên berê de ji bo şêx û kesên rêber re jî hatiye bikaranîn. Xêncî van peyva baba, wateyên mîna bavê mezin, mirovê pîr û kamil jî dihudirîne” [Sönmez r. 359].
9.
“Peyva “Baba” ji bo rêzgirtina mezinên Yarsan, Bektaşî, Qelenderî, Melametî, Hayderî, Nûqtewî û Hurûfî re hatiye bikaranîn” [Yavuzer, r. 18].
“Peyva “Baba” ji bo rêzgirtina mezinên Yarsan, Bektaşî, Qelenderî, Melametî, Hayderî, Nûqtewî û Hurûfî re hatiye bikaranîn” [Sönmez r. 359].
10.
“Bernava “baba” ji bo Tahir cara yekem di pirtûka Rawendî ya bi navê “Raḥetu‟s-Ṣudûr we Ayetu‟s-Surûr Der Tarîxê A‟lî Selcûq” de cih girtiye. Di pirtûkê de helbestvan bi navê “Baba Tahir” cih digire û rêza ku hikûmdarê Selçûqî ji Baba Tahir re girtiye û daxwazên Baba Tahir ên ji hikûmdarê Selçûqî, wekî gotûbêj cih digirin. Pirtûk cara yekem di sala 1386‟an de hatiye çapkirin. Destnivîsa vê pirtûkê di pirtûkxaneya Parîsê de ye.” [Yavuzer, r. 19].
“Bernava “Baba” ji bo Tahir cara ewil di pirtûka Rawendî ya derbarê dîroka Selçûqiyan ya bi navê “Rahetu’s Sudûr û Ayetu’s Surûr” de cih girtiye. Di pirtûkê de Helbestvan bi navê “Baba Tahir” cih digire û rêza ku hikûmdarê Selçûqî ji Baba Tahir re girtiye û daxwaziyên Baba Tahir ên ji hikûmdarê Selçûqî, wekî gotûbêj cih digirin. Ev pirtûka navborî di sala hicrî 599an de bi zimanê Erebî hatiye nivîsandin û destnivîsa vê pirtûkê di pirtûkxaneya Parîsê de ye.” [Sönmez r. 35-360].
11.
“Peyva “uryan” peyveke Erebî ye, di Kurdî de wateya peyvê “rût” e. Ji ber ramana wî ya felsefeya sofîzm û jiyana wî ya derwêşî bixwe, yan jî kesên din jê re “uryan” gotine. Ev bernav, arifî û sofîtiya wî diyar dike. Ji ber ku wî nirx nedaye dinê û guh nedaye tiştên dinê, bernava “uryan” li wî kirine. Vê bernavê ji bo xwe wiha bi kar aniye” [Yavuzer, r. 19].
“Peyva “uryan” peyveke Erebî ye, di Kurdî de wateya peyvê ”rût”an jî bêkiras e. Ev bernav, arifî û sofîtiya wî diyar dike. Ji ber kunirx nedaye dinê û guh nedaye tiştên dinê, bernava “uryan” li wî kirine. Vê bernavê ji bo xwe wiha bi kar aniye” [Sönmez r. 360].
12.
““Peyva “Uryan” di dîroka terîqetan de ji bo derwêşên ekola Qelenderiyan hatiye bikaranîn. Jixwe Baba Tahir jî ji aliyê pisporan ve ji pêşiyên vê ekolê tê hesibandin” [Yavuzer, r. 20].
““Peyva “Uryan”di dîroka terîqetan de ji bo derwêşên ekola Qelenderiyan hatiye bikaranîn. Jixwe Baba Tahir jî ji aliyê pisporan ve ji pêşiyên vê ekolê tê hesibandin” [Sönmez r. 360].
13.
“Rût û tazîbûna helbestvan terkirin e. Xwe ji bar û bendên dinê û tiştên dine rizgarkirin e. Yanê terkirina mal, milk û nirxên badilhewa ên dinê ne. Wî, cil û bergên kevn xwekiriye û girîngî nedaye dîmenê. Her wiha ew uryan e ku xwe ji qirêjiyên dinê şûştiye û paqij kiriye. Evîndariyeke rût û tazî jiyaye ku jê re gotine Baba Tahirê Uryan. Wî xwe bi bendê eşqa Xwedê ve girêdaye. Eşqa wî ya uryan û xwerû di dilên mirovan de hezkirina Xwedê peyda kiriye” [Yavuzer, r. 20].
“Rût û tazîbûn û bêkirasiya helbestvan terk kirin e. Xwe ji bar û bendên dinê û tiştên dine rizgarkirine. Yanê terkirina mal, milk û nirxên badilhewa ên dinê ne. Wî, cil û bergên kevn li xwe kiriye û girîngî nedaye dîmenê. Herwiha ew uryan e ku xwe ji qirêjiyên dinê şûştiye û paqijkiriye. Evîndariyeke rût û tazî jiyaye ku jê re gotine Baba Tahirê Uryan. Wî xwe bi bendê eşqa Xweda ve girêdaye. Eşqa wî ya uryan û xwerûdi dilên mirovan de hezkirina Xweda peydakiriye” [Sönmez r. 360].
14.
“Bernaveke wî ya din jî “lorî” ye. Ew, wekî “Baba Tahirê Lorî” jî tê naskirin. Ji ber ku bixwe Lor e ji wî re Lorî hatiye gotin.” [Yavuzer, r. 20].
“Bernaveke wî ya din jî “Lorî” ye. Ew, wekî “Baba Tahirê Lorî” jî tê naskirin. Ji ber ku bi xwe Lor e ji wî re Lorî hatiye gotin” [Sönmez r. 360].
15.
“Baba Tahir ji ber ku li bajarê Hemedanê hatiye dinê û li wir çûye li ser dilovaniya Xwedê, ji wî re “Baba Tahirê Hemedanî” jî dibêjin. Ev bajar bajarekî kevnar e û paytextê dewleta Medan bûye. Ew di dubeytiyeke xwe de vê bernava xwe wiha dîne ziman” [Yavuzer, r. 21].
“Baba Tahir ji ber ku li bajarê Hemedanê hatiye dinê û li wir çûye ber rehma Xwedê, ji wî re “Baba Tahirê Hemedanî” jî dibêjin. Ev bajar bajarekî kevnar e û paytextê dewleta Medan bûye. Ew di dubeytiyeke xwe de vê bernava xwe wiha dîne ziman” [Sönmez r. 360-361].
16.
“Xezel tê wateya peyvên xweşik û bi eşq, ên ku ji jinan re tên gotin. Bi giştî ji 5-12 beytan pêk tên, lê xezelên ji diwazdeh beytan zêdetir jî hene. Serwaya xezelê bi giştî wiha ye: a-a, x-a, x-a, x-a, x-a, x-a. Di wêjeya klasîk de helbestvan giringiyeke mezin dane xezelê. Bi xebatên cihêreng çar xezelên Baba Tahir hatine tomarkirin. Em ê li vir xezeleke wî wekî mînak bidin” [Yavuzer, r. 104].
“Xezel tê wateya peyvên xweşik û bi eşq, ên ku ji jinan re tên gotin. Bi giştî ji 5-12 beytan pêk tên, lê xezelên ji diwazdeh beytî zêdetir jî hene. Serwaya xezelê bi giştî wiha ye: a-a, x-a, x-a, x-a, x-a, x-a. Di edebiyatya klasîk de helbestvan giringiyeke mezin dane xezelê. Bi xebatên cihêreng çar xezelên Baba Tahir hatine tomarkirin. Em ê li vir ji xezeleke wî wekî mînak beyta destpêkê û ya dawî bidin [Sönmez r. 361].
17.
Bend, ji her beşên helbestên ji serî heya dawiyê bi heman kêşeyê ve hatine ristin û ji gelek rêzan pêk hatine re tê gotin. Bendên Baba Tahir di destnivîsa Qûmî, ya li muzeya Mewlana de hene. Me ji destnivîsa Qumî wêneya bendan wekî resana wan di dawiya teza xwe de pêşkeş kirin. Bendên Baba Tahir wihan ne [Yavuzer, r. 106].
Bend, ji her beşên helbestên ji serî heya dawiyê bi heman kêşeyê ve hatine ristin û ji gelek rêzan pêk hatine re tê gotin. Bendên Baba Tahir di destnivîsa Qûmî, ya li muzeya Mewlana de hene. Bo nimûne ji bendên Baba Tahir [Sönmez r. 361].
18.
“Ev berhema Baba Tahir berhemeke tesewifî ye. Di vê berhemê de bi gotinên wî ên puxtedar, aliyê wî yê tesewifî derdikeve pêş, her wiha ramanên sofîtî û arifbûna wî xuya dike. Berhem ji aliyê mutasawifan ve peywendiyeke xurt dîtiye” [Yavuzer, r. 109].
“Ev berhema Baba Tahir berhemeke tesewifî ye. Di vê berhemê de bi gotinên wî ên puxtedar, aliyê wî yê tesewifî derdikeve pêş, herwiha ramanên sofîtî û arifbûna wî xuya dike. Berhem ji aliyê mutasawifan ve peywendiyeke xurt dîtiye” [Sönmez r. 362].
19.
“el-Kelîmatu‟l Qiṣar 23 bab e ku ji remz û nasandinan pêk tê. Derbarê 21 rîsaleyên ku ji aliyê Baba Tahir ve hatiye nivîsîn gotegot hene, lê derbareyê van gotegotan belge di dest de tune ne. Ev 23 bab derbarê ilm, wecd, merîfet, îlham û feraset, aqil û nefs, dinya û ûqba, zikir û îxlasê de ne. Ew, van mijara bi 368 gotinên xweş û bi hikmet aniye ziman” [Yavuzer, r. 109-110].
“El-Kelîmetu’l-Qisar 23 bab e ku ji remz û nasandinan pêk tê. Derbarê 21 rîsale gotegot heye ku ji aliyê Baba Tahir ve hatiye nivîsîn lê derbareyê van gotinan belge di dest de tune ne. Ev 23 bab derbareyê ilm, wecd, merîfet, îlham, aqil, nefs, zikir û îxlasê de ne. Ew, van mijara
bi 421 gotinên xweş û bi hikmet aniye ziman” [Sönmez r. 362].
20.
Dubeytî; helbesta ji çar rêzan pêk tê û bi qalibên arûzê tên nivîsin re tê gotin. Rêza serwaya dubeytiyê aaxa ye. Hinekî wan bi qalibê mîna aaaa û xaxa jî tên nivîsandin. Yên tevî rêzên wan biserwa ne re (aaaa) terane tê gotin. Dubeytî aliyê hecim ve piçûk bin jî ji aliyê nivîsînê ve gelek dijwar in. Di dubeytiyan de peyv hindik in lê gotin û wate pir in. Her wiha ev gotinan bi awayekî xweşik, balkêş û mayînde tên gotin. Di jiyanê de her tişt ji bo dubeytiyê dibin mijar. Dubeytî xwerû, kurt û bi wate ne. Bandor li ser mirovan saz dikin, wan kelecan dikin û difikirînin. Her du rêzên pêşiyê ji bo ramana ku were gotin re dibin bingeh û di rêza sêyem û çaram de ramana ku hatiye armanckirin cih digire. Di wêjeya rojhilatê de gelek pisporên dubeytiyan hene. Yên herî bi nav û deng di wêjeya Kurdî de Baba Tahir (kd. 1010) ya Farisî de Omer Xeyyam (kd. 1135) û ya Tirkî de jî Asmîzâde Haletî (kd. 1630) ne. Ji ber ku bi dubeytiyan bi hêsanî hestên nazik û xweşik dikarin were gotin, dubeytî heta roja me ya îro hebûna xwe domandiye [Yavuzer, r. 87].
Dubeytî; helbesta ji çar rêzan pêk tê û bi qalibên arûzê tên nivîsin re tê gotin. Rêza serwaya dubeytiyê aaxa ye. Hinekî wan bi qalibê mîna aaaa û xaxa jî tên nivîsandin. Yên tevî rêzên wan biserwa ne re (aaaa) terane tê gotin. Dubeytî ji aliyê hecim ve piçûk bin jî ji aliyê nivîsînê ve gelek dijwar in. Di dubeytiyan de peyv hindik in lê gotin û wate pir in. Herwiha ev gotinan bi awayekî xweşik, balkêş û mayînde tên gotin. Di jiyanê de her tişt ji bo dubeytiyê dibin mijar. Dubeytî xwerû, kurt û bi wate ne. Bandor li ser mirovan saz dikin, wan kelecan dikin û difikirînin. Her du rêzên pêşiyê ji bo ramana ku were gotin re dibin bingeh û di rêza sêyem û çaram de ramana ku hatiye armanckirin cih digire. Di edebiyata rojhilatê de gelek pisporên dubeytiyan hene. Yên herî bi nav û deng di edebiyata Kurdî de Baba Tahir (kd.1010) ya Farisî de Omer Xeyam (kd.1135) û ya Tirkî de jî Asmîzâde Haletî (kd.1630) ne. Ji ber ku bi dubeytiyan bi hêsanî hestên nazik û xweşik dikarin were gotin, dubeytî heta roja me ya îro hebûna xwe domandiye [Sönmez r. 362-363].
21.
Baba Tahir ji yekem pisporê dubeytiyan e. Ji heyama xwe û heta roja me ya îro bi dubetiyên xwe ên delal, dilsoz û têrwate deng vedaye. Wî, di dubeytiyan de him eşqa esmanî aniye ziman, him jî derbarê qelenderî, feqîrî û hejariya xwe agahî daye. Dibaytiyên wî bi piranî eşqa Xwedayî, ramana wehdetê wicudê dihundirînin. Ew ji aliyê gel ve wekî mirovekî pîroz tê naskirin û hezkirin. Dubeytiyên wî ji aliyê gelek kesî ve hatine jiberkirin, hinekî wan hatine bestekirin û hin dubeytiyên wî jî wekî stranan bi tembûrê tên gotin ku çêja teraneyên wî ji stranan zehftir in. Dubeytiyên wî wekî gotinên pîroz tên pejirandin [Yavuzer, r. 88].
Baba Tahir ji yekem pisporê dubeytiyan e. Ji heyama xwe û heta roja me ya îro bi dubetiyên xwe ên delal, dilsoz û têrwate deng vedaye. Wî, di dubeytiyan de him eşqa esmanî aniye ziman, him jî derbarê qelenderî, feqîrî û hejariya xwe agahî daye. Dubaytiyên wî bi piranî eşqa Xwedayî, ramana wehdetu’l-wicudê dihindurînin. Ew ji aliyê gel ve wekî mirovekî pîroz tê naskirin û hezkirin. Dubeytiyên wî ji aliyê gelek kesî ve hatine jiberkirin, hinekî wan hatine bestekirin û hin dubeytiyên wî jî wekî stranan bi tembûrê tên gotin kuçêja teraneyên wî ji stranan zehftir in. Dubeytiyên wî wekî gotinên pîroz tên pejirandin [Sönmez r. 363].
22.
Terane helbestên ku hatine bestekirin û bi sazê tên gotin in. Gelên Yarsan dubeytiyên Baba Tahir bi tembûrê wekî staranan dibêjin [Yavuzer, r. 88].
Terane helbestên ku hatine bestekirin û bi sazê tên gotin in. Gelên Yarsan dubeytiyên Baba Tahir bi tembûrê wekî staranan dibêjin [Sönmez r. 363].
23.
“Dubeytiyên Baba Tahir ji aliyê ruxsarî ve bi kêşa erûza Erebî ji behra Hezeca şeşa hezifkirî li ser kêşa “Mefaîlun mefaîlun feûlun” hatine nivîsandin. Lê di çapa Armaẋan de kêm dubeytî bi kêşên wekî “Faîlatun mefaîlun feûlûn” hatine nivîsandin” [Yavuzer, r. 88].
“Dubeytiyên Baba Tahir ji aliyê ruxsarî ve bi kêşa erûza Erebî ji behra Hezeca şeşa hezifkirî li ser kêşa “Mefaîlun mefaîlun feûlun” hatine nivîsandin. Lê di çapa Armaxanê de kêmdubeytî bi kêşên wekî “Faîlatun mefaîlun feûlûn” hatine nivîsandin” [Sönmez r. 363].
24.
“Serwaya dubeytiyan, wekî serwaya ruba‟iyê ye. Misrayên yekem, duyem û çarem hemserwa ne, ya sêyem ji wan cihê ye (aaxa)” [Yavuzer, r. 88].
“Serwaya dubeytiyan, wekî serwaya ruba’iyê ye. Misrayên yekem, duyem û çarem hemserwa ne, ya sêyem ji wan cihê ye (aaxa)” [Sönmez r. 363].
Sönmez’in Yaptığı Diğer İntihallerin Listesi
- Sönmez, N., (2018). Tehlîla Nehcu’l-Enama Mela Xelîlê Sêrtî. Bingöl Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsü Dergisi , vol.4, 67-85.
[Gözeten İ., (2015). Mele Xelîlê Sêrtî û berhema wî ya Nehcu’l-Enam (Metn û lêkolîn) / Mele Xelîlê Sêrtî ve Nehcu’l-Enâm adlı eseri̇ (Meti̇n ve i̇nceleme), Muş Alparslan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kürt Dili ve Kültürü Anabilim Dalı (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi)].
- Sönmez, N., (2018). Mela Ehmed Hîlmî El-Qoxî û Şerha Wî ya li ser Nehcu’l-Enama Bi Kurdî . Uluslararası Diyarbakır: Tarih Toplum Kongresi (pp.395-411). Diyarbakır, Turkey.
[Kahraman, C,. (2017). Eḥmed Hîlmî Elqoẋî ve Rehberê Sanî Şerhaeqîda Eḥmedê Xanî isimli eseri, Muş Alparslan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kürt Dili ve Kültürü Anabilim Dalı, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi)].
- Sönmez, N., (2018). Evdirehîm Rehmî Hekarî û Berhema Wî Ya Dersa Dîn . 1. Uluslararası Zap Havzası Uleması Sempozyumu (pp.673-683). Hakkari, Turkey.
[Tek, A . (2018). Ebdurrehîm Rehmî Hekkarî û Tehlîlek Li Ser Berhema Wî Ya Bi Navê Dersa Dîn / Abdurrahîm Rahmî Hekkarî ve Dersa Dîn İsimli Eseri Üzerine Bir İnceleme. Anemon Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi , 6 (6) , 839-858 . DOI: 10.18506/anemon.400209].
- Sönmez, N., (2016). Bediüzzaman’ın Medresetü’z-Zehra Modeli ve İnsan Tekamülü. Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur’da İnsan Tekamülü (pp.177-190). Bitlis, Turkey.
[Yıldırımçakar, A., (2016). Bedîuzeman Seîdê Kurdî û projeya wî ya Medresetuzehra / Bediuzzeman Saidi Kurdi ve onun Medresetuzehra projesi, Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Yaşayan Diller Enstitüsü, Kürt Dili ve Kültürü Anabilim Dalı , (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi)].
- Sönmez, N., (2019). Di Helbestên Kanî de Muzîk . Van: Lorya.
[Ahmed, B. T., (2019). Di helbestên Kanî de muzîk / Kani’nin şiirlerinde müzik-2019,
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Yaşayan Diller Enstitüsü, Kürt Dili ve Kültürü Anabilim Dalı, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi)].
- Sönmez, N., (2020). Şêx Muşerrefê Xinûkî Û Kesayeta Wî Ya Edebî. Kurdiyat , 59-82.
[İlhan, A., (2019). Şeyh Müşerref el-Hunûkî ve Arapça manzum mektupları / Sheikh Musharraf al-Hunuki and his Arabic poetical letters, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı, Arap Dili ve Belagatı Bilim Dalı, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi)].
[Özalp, S., (2019). Şeyh Müşerref’in hayatı ve tasavvufi görüşleri, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi , Sosyal Bilimler Enstitüsü, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi)].
- Sönmez, N., (2020). Berawirdkirina Karaktera “Newfel Û Sehneyên Newfelî” Di Leyla û Mecnûna Nîzamî Û Sewadî Da. Mukaddime , vol.11, 74-96.
[Akkuş, Y., (2012). Nizâmî ve Fuzûlî’nin Leylî vü Mecnûn’unda “Nevfel” ve “Nevfel”li sahnelerin Mukâyesesi. Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi. 1-1. 10.15247/dev.84.]
- Kendi Kendine Întihal; Sönmez ayrıca kendi çalışmalarını da sadece makalelerin isimlerini değişirme suretiyle birden fazla defa yayınlatarak daha fazla puan toplamış, böylece doçentliğe kestirmeden gidebilmek için kendi malını da çalma suretiyle bir dizi intihale daha imzasını atmıştır.
Sonuç olarak; Nesim Sönmez Türkiyede Kürdoloji bölümlerinin açılmasıyla birlikte, daha önce resmi yasaklardan dolayı olan akademisyen açığını kapatmak için yapılan başka bölümden akademisyenlerin bu bölümde görevlendirilmesi sonucu Kürdoloji bölümüne geçmis, anlının akıyla çalışıp hem bu bölüme hem akademik camiaya katkı sağlayacı yerde, gerek danışmanlığını yaptığı öğrencilerin, gerek ise diğer öğrenci ve akademisyenlerin tezlerini, makalelerini intihal yoluyla kimi zaman açık bir şekilde, kimi zaman da örtük bir şekilde kendi hanesine yazdırdığı, böylece kolay bir şekilde doçent olduğu tesbit edilmiştir. Yök’ün adı geçen yönergesinde de açıkça belirtildiği üzere bu Bilimsel araştırma ve yayın etiğine aykırı eylemler’de bulunduğu için gerek akademik camiayı gerekse de insan vicdanını, şeref ve haysiyetini yaralayan bu eyleminin araştırılıp ortaya çıkarılması, gerekli cezai işlemin ivdeilikle verilmesi YÖK ve görev aldığı üniversite yönetiminin boynunun borcudur. Sönmez’in usulsuz bir şekilde yükselmesine göz yuman doçentlik kurulunun da payına düşen cezai işlemi alması gerekmektedir. Gerek görülmesi durumunda mağdurların çalışmalarının, onların hesaplarına yazılması elzemdir. Mağdurların da bu süreçte sessiz kalmaması, suça ortak olmamaları beklenmektedir. Aksi takdirde bu tür eylemlerin önü alınamayacak, emek sömürüsü devam edecek, akademi büyük zarar görecektir. Bu çocuklarımıza güvenli bir gelecek teslim edebilmemiz için bu herkesin görev bilmesi gereken bir erdemlilik halidir. Ümit ediliyor ki bu intihal olayı Sönmez’in de aklını başına getirmesine, bir daha böyle işlere yeltenmemesine, şapkasını önüne koyup kendisini muhasebeye çekmesine vesile olur. Aynı şekilde akademik camia için de emsal olur, her kes kendince bir ders çıkarır.
Kaynak Linkler:
Nesim Sönmez, 2017, Baba Tahir û Dubeytiyên Wî, “Süryani Arap ve Kürt
Klasikleri Uluslararası Klasikler Çalıştayı Bildirileri”, Mardin: Mardin Sesi Gazetecilik
Matbaacılık Yayıncılık, sayfa: 355-387.
https://www.academia.edu/37454312/BABA_TAH%C4%B0R_%C3%9B_DUBEYTIY%C3%8AN_W%C3%8E
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Akademik Veri Yönetim Sistemi:
https://avesis.yyu.edu.tr/nesimsonmez/yayinlar
Mehmet Nur Yavuzer, 2016, Baba Tahir Di Wêjeya Kurdî de, Yüksek Lisans Tezi, Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Yaşayan Diller Enstitüsü.
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezSorguSonucYeni.jsp
Mehmet Nur Yavuzer, 2020, Lêkolînel li ser Qewmiyeta Baba Tahir, The Journal of Mesopotamian Studies , sayfa: 191-220.
http://jms.artuklu.edu.tr/tr/pub/issue/56513/681328
Yükseköğretim Kurumları Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesi
https://www.yok.gov.tr/Sayfalar/Kurumsal/mevzuat/bilimsel-arastirma-ve-etik-yonetmeligi.aspx