HDP’li Gergerlioğlu’nun gündemleştirdiği çıplak aramayı tanık, hukukçu ve siyasetçilere sorduk
Yadigar Aygün/İstanbul
HDP Kocaeli Milletvekili ve Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyesi Ömer Faruk Gergerlioğlu, emniyette ve cezaevlerinde uygulanan “çıplak arama” işkencesini gündeme getirmesi ardından AKP’li vekiller tarafından hedef alındı. Gergerlioğlu hakkında Uşak Valisi Funda Karabıyık suç duyurusunda bulunurken, AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan çıplak aramaya ilişkin belge istedi. AKP’li Özlem Zengin ve Cahit Özkan’ın söylemleri ardından ise pek çok insan maruz kaldıkları uygulamayla ilgili yaşadıklarını anlatmaya başladı. Çıplak arama yıllardır uygulanan bir pratik. İddia boyutunu çoktan geride bırakmış ve yıllardır siyasi tutukluların reddettiği için işkence gördüğü rutin bir uygulamaya dönüşmüş durumda.
İnsan onuruna aykırı
Zorla çıplak arama, bir işkence biçimidir. Evrensel hukuk kurallarına ve insan haklarına aykırıdır. Devletler, siyasi tutukluları ve devrimcileri denetim altına almak için, bedenler üzerinde tahakküm kurarak, kişiyi onursuzlaştırmak, kişiliksizleştirmek için gözaltı süreçlerinde ve tutuklama aşamasında zorla çıplak arama işkencesi dayatmaktadır. 2019 yılında İstanbul’da bir eylem sırasında gözaltına alınıp zorla çıplak aramaya maruz kalan ismini vermek istemeyen üniversite öğrencisi zorla çıplak arama dayatıldığını ve çıplak aramayı ret ettiği için yaşadığı şiddeti gazetemize anlattı. Ayrıca gazetemize konuşan HDP Milletvekili Murat Çepni ve Avukat Ercan Kanar, zorla çıplak aramanın bir işkence yöntemi olduğuna dikkat çekerek insanlık onuruna aykırı olan bu uygulama için topluma mücadele çağrısı yaptı.
‘Çıplak aramaya maruz kaldım’
İsmini vermek istemeyen 21 yaşında bir üniversite öğrencisi, 2019 yılında İstanbul’da bir eylem sırasında gözaltına alındığında çıplak arama işkencesine maruz kaldığını söyledi. Çıplak aramanın insanlık onuruna aykırı olduğuna dikkat çeken üniversite öğrencisi, gözaltı sürecinde yaşadığı fiziki ve psikolojik şiddeti gazetemize anlattı. Üniversite öğrencisi, “Çıplak arama işkencesini sanıyorsam, birden çok maruz kalmışımdır. Bütün karakolun ortasında ‘Soyun!’ diyecek kadar alçaklardır. İki seçeneğiniz var ya üstünüzü başınızı annenizin babanızın yanında bile belli bir yaştan sonra utanarak çıkarırken orada o psikolojik baskıyla kişiliğinizi yok ederek kıyafetlerinizi çıkarırsınız. Ya cevap vermezsiniz size girişmeye direkt başlar ya da tokat atıp tekrar emir verir ve dakikalarca sürecek bir boğuşmaya girersiniz. Ya da direkt net bir cevap verirsiniz yine kaba dayak işkencesine maruz kalırsınız. Benim durumumda bir anda önüme bir transit gelmiş ve yanımdaki arkadaşlarımın gözünün önünde onlardan yaşça büyük olduğum için ‘Soyun lan!’ denildi. Çıplak aramayı reddettim. Çıplak aramayı reddettiğim için dakikalarca karakolun koridorunda dayak yedim. Bilincim kapandı, bir ara geri geldi. Kaç dakika dayak yediğimi arkadaşlarıma sordum. 20 dakika dediler fakat daha fazla da olabilir hiç hatırlayamıyorum” dedi.
‘İşkence gördüm’
İsmini vermek istemeyen öğrenci yaşadığı şiddete şu sözlerle dikkat çekti: “Bütün karakoldaki TEM şube, Güvenlik Şube ve Karakol Amiri olmak üzere özellikle Karakol Amiri tarafından bizzat dayak yedim. Altı kişilerdi herhalde, üstüme hepsi çullandı. Bir ara havaya uçtum. Ayağım yere değmeden belli bir süre dayak yediğimi de hatırlıyorum. Kapının kenarlarına kafamı vurdular. Beni, duvardan duvara fırlata fırlata dövdüler. Bir ara tekrardan havaya kalktım ve o sırada bir tanesi ayağımla denge tutayım derken bana çelme takarak ayak bileğimin üzerine düştüm. O ayak bileğim sonrasında ödem topladı ve aylarca geçmek bilmedi. Göğsümün üstüne bir ara postallarıyla bastılar, kafamı saçımdan çekerek işkenceye devam ediyorlardı. Bir ara bırakır gibi oldular, tekrardan kaldırdılar ayağımla topallıyordum diye hatırlıyorum. Bir anda sırtıma tekme attılar, yere yapıştım. Yoruldukları için daha artık karışmadılar. Arada sırada bilerek o ayağıma tekme atıp atıp durdular. Bir ara kalorifer peteğine kelepçelediler. Gözaltından tutuklanmaya ramak kala bir şekilde çıktım” diye konuştu.
‘Reddedeceğiz’
Çıplak aramanın bir işkence olduğunun altını çizen üniversite öğrencisi, çıplak aramaya, devlet şiddetine karşı sonuna kadar mücadele edeceklerini söyledi. Üniversite öğrencisi, “Muhalifsek muhalifiz, hatta bir ara marjinal diyorlardı. Marjinalsek marjinaliz hatta terörist diyorlar artık. Onların faşist politikalarına ve kara gömlekli özendikleri İtalyan amcaları Mussolini’nin aksine ya da gamalı haçlı Nazizm kurucusu toplumları katleden faşist terörün baş odağı Adolf Hitler’in aksine, onurumuz ve insanlığımız için mücadele eden hakkını arayan insanlar olmaya devam edeceğiz. Çıplak aramayı sonuna kadar ret edeceğiz” dedi.
HDP Milletvekili Murat Çepni: Türkiye işkencehaneye dönüştü
HDP Milletvekili Murat Çepni, çıplak aramayı doğrudan bir işkence ve insanlık suçu olarak görmek gerektiğinin altını çizdi. Çepni, çıplak aramanın hem cezaevlerinde hem emniyetlerde yoğun olarak dayatıldığına dikkat çekti. Çepni, “Türkiye’de bu çıplak arama işkencesi uzunca zamandır hem cezaevi girişlerinde, hem de emniyette gözaltı girişlerinde yapılıyor. Aslında son yıllarda özellikle cezaevleri zaten bir işkencehaneye dönmüş durumda ve emniyetlerde de hem çıplak aramanın, başka işkenceler, fazlasıyla zaten gündeme gelmişti. Dolayısıyla çıplak arama işkencesi, özellikle son yıllarda işkencenin böylesi sistematik hale geldiği koşullarda çarpıcı bir örnek, en son Uşak’ta ortaya çıkan durum meseleyi çok daha fazla gündemleştirmiş oldu. Bizzat bakana da bunu sorduk doğru dürüst cevap alamadık. Çıplak arama işkencesi bugün hem cezaevlerinde hem emniyetlerde açık olarak süren başlı başına bir işkence yöntemidir. Kamuoyunun bu konuda tepkiyi daha fazla büyütmesi gerekir” dedi.
Cinsel işkence politikası
Çepni, zorla çıplak aramanın kişiyi itibarsızlaştırmak, kişilik onurunu yok etmek için kullanılan bir devlet yönetme tekniği olduğunun altını çizdi. Çepni, “Cinsel işkence, iktidarların en çok ve en kolay başvurduğu yöntemlerden bir tanesidir. Ve bu işkencenin boyutları öyle tahmin edildiği gibi çok daha ileri boyutlardadır Türkiye coğrafyasında. Bu 90’lı yıllardan alalım, bugüne kadar hatta 80 darbesinden bugüne kadar bir işkence ve yönetim biçimidir. Cinsel işkence, işte devlet kurumlarında özellikle en yoğun ve en fazlasıyla başvurulan yöntemlerden bir tanesidir. Kadına yönelik olduğu gibi erkeğe yönelik de yaşanmaktadır” dedi.
‘Mücadeleyi yükselteceğiz’
Çepni, “Biz HDP olarak zaten varlık sebeplerimizden bir tanesi insanlık onuruna yönelik gerçekleştirilen saldırılara karşı durmak, yeni yaşam mücadelesine işaret etmektedir. Bizim temel sloganlarımızdan bir tanesi ‘İnsanlık Onuru İşkenceyi Yenecek!’tir. İşkenceye karşı yapılmak zorunda olan tek şey korkmadan, çekinmeden onun üzerine yürümektir. Dolayısıyla biz HDP olarak ve tüm demokrasi güçleri olarak işkenceye karşı mücadeleyi çok daha fazla yükselteceğiz. İşkenceye karşı elimizden ne geliyorsa yapacağız. Demokrasi güçlerini büyüterek karşılık vereceğiz” diye konuştu.
Avukat Ercan Kanar: Evrensel hukuka aykırıdır
Avukat Ercan Kanar, çıplak aramanın evrensel hukuk kurallarının ihlali olduğunu vurguladı. Kanar, çıplak aramaya maruz kalan yurttaşların suç duyurusunda bulunması ve sonuna kadar adalet mücadelesi vermesi gerektiğini söyledi. Kanar, “Çıplak arama insanın beden dokunulmazlığına barbarca bir saldırıdır. İnsan haklarının ihlalidir. Özel hayatın ihlalidir. Bir işkence yöntemidir. İnsanın onuruyla oynamaktır. Dolayısıyla bu diktatörlükler dönemindeki yönetme teknikleridir. Zaten onlar nazarında insan onuru önemli değildir. İnsanın bedeninin dokunulmazlığı önemli değildir. Şu anda AKP-MHP ortaklığı Nazi Almanyası’nın hukukunu adım adım Türkiye’de örüyorlar. Çok az fark kaldı artık fark bile tükenmek üzere. Nazilerin görüşlerinin çoğu şuan Türkiye’de uygulanıyor. Aslında evrensel bildirgeye olsun Magna Carta’ya kadar inelim, 16. yıldaki haklara kadar inelim çıplak arama uygulamasını kabul etmezler. AİHM bir dönem verdiği kararlarda cezaevini güvenliği açısından makat aramasını bile ihlal kabul etmemişti. Şimdi artık böyle yapmıyor. İnsan hakları çıplak aramayı hiçbir koşulda kabul etmez, insan onuruna saldırı olarak görüyor ama maalesef devletler uygulamalarında kendi güvenlikleri için hukuku ihlal ederek rafa kaldırıyor. Çıplak uygulamaya maruz kalan kişiler, gerek anayasada gerek insan hakları evrensel bildirgesi olmak üzere, BM Sözleşmesi’ne, Kişisel ve Siyasal Haklar Sözleşmesi’ne, İşkencenin Önlenmesi Sözleşmesi’ne Zalimane muamelelerin Önlenmesi Sözleşmesi’ne başvurarak suç duyurusunda başvurulabilir. Türkiye’de bunu ret ederler. Çıplak aramaya maruz kalanlar itiraz etmek için AİHM’e başvurabilirler. Hukuka ve insanlık onuruna aykırı olan çıplak aramaya karşı sonuna kadar mücadele etmek gerekiyor” dedi.
Çıplak arama ifşaları
AKP’li Özlem Zengin ve Cahit Özkan’ın söylemleri ardından ise gazeteciler, aydınlar, yurttaşlar zorla çıplak arama ile ilgili yaşadıklarını Twitter’da paylaştı.