Artan enflasyon ve zamlarla birlikte pazar tezgâhlarında fiyatlar gittikçe astronomik bir hal alırken, esnaf da yurttaş da dertli
Salgınla birlikte ekonomik kriz derinleştikçe yurttaşın da yükü arttı. Ülkedeki ekonomik krizin en net hissedildiği yerler ise semt pazarları. İstanbul’un Beyoğlu ilçesine bağlı Dolapdere’de kurulan semt pazarında tezgâh kuran pazarcılar satış yapamamaktan, alışveriş için gelenler ise eve fileleri boş dönmekten dertli.
15 yıldır pazarcılık yapan Ahmet Kılıç, insanların alım gücünün düşmesi nedeniyle satış yapabilmek için kalitesiz ürünleri tercih ettiklerini ancak buna rağmen satış yapamadıklarını ifade etti. Kılıç, “Baksana, çöp gibi mandalina satıyoruz. Yerden toplanmış ürünler. Kaliteli ürün satamıyoruz. İyi mal da getiriyoruz ama satamıyoruz. Bu iyi malı 5 liraya, kötüsünü de 3.5 liraya satıyoruz ama ikisi de satılmıyor” dedi.
‘Yardım anca yandaşa’
Pazar esnaflarından Rıza Öztürk de “Ekonomik kriz var. İş yok. İnsanlarda para yok. Kazancımız olmuyor. Ancak karnımızı doyuruyoruz” diyerek, şöyle devam etti: “Yaklaşık 5 aydır doğru dürüst kazanç elde edemedik. 15 bin lira da borca girdim. Eskiden işgaliye bedeli yıllık 700 lira liraydı. Koronadan sonra bir milyara çıkardılar. 4 ay kadar pazara çıkamadık, onun da parasını aldılar bizden. Ancak çorba parası kazanabiliyoruz. Devlet yardım sözü veriyor ama onu da yapmıyor. Yoksullara vermek yerine kendi yandaşların veriyorlar. Ben iki üç defa başvurdum ama vermediler.”
‘Çamaşırın olmasa da…’
Pazarda iç çamaşırı satan Şahin Yaşar ise fiyatlar uçsa da insanların giyimden çok gıdaya yöneldiğini söyleyerek, yaşadığı geçim zorluğunu şu sözlerle dile getirdi: “Aylık giderimiz 5 bin liradan aşağı değil. En kötü kira bin 500 liradan aşağı değil. Doğalgaz 300- 400 lira, su 100-150 lira, elektrik, 100- 150 lira. Bir kilo soğan 2 lira olmuş. İçindeki don delik de olsa sıkıntı olmuyor ama gıda öyle değil, almak zorundasın. Biz de kazanç sağlayamadığımız gibi sürekli borçlanıyoruz.”
‘Olan halka oluyor’
Pazara alışveriş için gelen yurttaşlardan Medeni Kaçar ise “Ekonomik kriz esnafı, halkı, herkesi çok kötü vurmuş. Korona da daha da kötüleştirdi. Herkes geçimini zor yapıyor. Valla hiç geçinemiyoruz ama çocuklarım için çabalıyorum. 5 çocuğum var. Asgari ücretler çalışan biri çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayamaz. Olan da halka oluyor” diye konuştu.
‘Zor günler’
Emekli İrfan Yargıcı da aldığı emekli maaşından bin 500’ünün ev kirası ve elektrik, su, doğalgaz ve telefon faturalarına gittiğinden yakındı. Pazardan aldığı pırasa, biber turşusu ve peynirin 78 lira tuttuğunu belirten Yargıcı, fiyatlar pahalılığından şikayet etti. Eşinin hasta olmasından dolayı evde sadece kendisinin çalıştığını, fakat salgından dolayı 4 işsiz olduğunu anlatan Fidan Karanlık da, “Çok kötü günler geçiriyoruz. İnsanlar pazara hava almaya geliyor, bir şey almaya değil. Fiyatlar çok pahalı” diye konuştu.
ANKARA