Muş’ta inşası süren Alparslan- 2 Barajı’yla Muş Ovası’nın canlanacağı belirtiliyor. Ancak bu barajla birlikte Muşluların hayatlarının daha da zorlaşması bekleniyor. 21 köyü sular altında bırakacak olan baraj nedeniyle yurttaşlar topraklarından sürülüyor
Muş Ovası’nın Alparslan-2 Barajı’yla canlanacağı ve Muş’un içme ve sulama suyu sorununu büyük ölçüde çözüleceğini belirtten açıklamalar yapıldı. Varto’da inşası devam eden ve arapsaçına dönen Alparslan-2 Barajı’nı en son Çek Cumhuriyeti’nde enerji tekeli olan Energo-Pro şirketi aldı. Daha önce batan bir firma bu inşaatı üstlenmiş ve ardından Enerji-Sa devralmıştı. En son Energo-Pro şirketinin inşaatı devralmasıyla birlikte üzerine birçok değerlendirmeler yapılmaya başlandı. Energo-Pro şirketi 2010 yılında Türkiye’de Turkon Holding ve MNG Holding’e ait 95.2 megawatt (MW) kurulu güce sahip 5 adet Hidro Elektrik Santrali (HES) satın aldı. Energo-Pro şirketi Çek Cumhuriyeti dışında Bulgaristan, Gürcistan, Ermenistan ve Türkiye’de faaliyet gösteriyor. Şirketin Çek Cumhuriyeti’nde 12 adet HES, Bulgaristan’da 14 adet HES, Gürcistan’da ise 15 adet HES ile ve 1 adet doğalgaz çevrim santraline sahip.
Muşlulara yararı olacak mı?
Kendisine dünya barajlar kralı sıfatını yakıştıran Eski Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Alpaslan-2 Barajı ile ilgili yaptığı bir açıklamada, bu proje ile 100 bin hektarlık Muş Ovası’nın da sulanmasının söz konusu olacağını belirterek, “Muş’la ilgili büyük hedeflerimiz var. Muş Ovası, Hollanda ovalarını geçecek. Sulama projelerinden sonra Muşlular paralarını nereye koyacaklarını bilemeyecekler. Bu sözü veriyoruz. Muhteşem bir yer burası. Karasuyu ıslah edebilmek için çok çaba gösterdik. İnşallah diğer dereleri de ıslah ediyoruz. Kent içindeki dereler çöplüktü, şimdi oralar çok güzel oldu. Muş’un bahtı açık” ifadelerinin Muşlulara bir yararı olmayacağı biliniyor.
‘Her şey yok olacak’
Muş Ovası’nın sulanması sağlanarak Muşluların cebinin dolacağını belirten Eroğlu gerçekten doğru mu söylüyor? Öncelikle bu baraj nedeniyle sular altında kalacak olan 21 köyde yaşayan yurttaşlar 2010 yılında düşüncelerini açıklamışlardı. Varto’ya bağlı Tepe köyünden 80 yaşındaki Hacı Mir Hamza Keskin, “Ben 80 yaşındayım, bugün varım ama yarın yokum. Her şey dünya malı değildir. Bu yaşamımız, bu doğamız yok edilecek. Kimine belki para verecekler, menfaatimize gelebilir ama bu köy ölecek. Ailemiz, geleneklerimiz var, bunların hepsi yok olacak, ailelerimiz dağılacak” ifadesini kullanmıştı.
Bir diğer köylü yurttaş, “Biz köyümüzde tarım ve hayvancılıkla uğraşıyoruz. Benim bir sürü yetimim var. Bu yaşımda çalışıyor ve aileme bakıyorum. Köyüm baraj altında kalınca ne yapacağım, nereye gideceğim, nasıl bu yetimlere bakacağım? Şimdi 5-6 inekle ve tarım yaparak geçimlerini sağlıyorum. Bunlarda olmayacak, gidip nerede nasıl iş bulup da geçimlerini sağlayacağım” diye konuştu. Bir başka yurttaş ise, “Göç durumunda ne yapacağız. Belki arazilerimizin parasını verecekler, onu da alıp gidip betona gömeceğiz. Biz köyümüzde mutluyuz, bu doğayı, suyu, toprağı bir daha göremeyiz” şeklinde konuştu.
Muş Valisi Aziz Yıldırım, geçtiğimiz Şubat ayında Varto ilçesine bağlı Çaylar, Güzelkent, Aşağı Alagöz ve Bağiçi köylerine geldi. Köyde Alparslan-2 Barajı’nın yapılmasıyla su altında kalacak olan 2 köyün taşınma işlemlerinin önümüzdeki baharda yapılacağını söyledi. Yıldırım yaptığı konuşmada, “Bugün sizlerin ihtiyaçlarınızı ve taleplerinizi dinlemek üzere geldik. Bunlardan makul olanları ve yapabileceklerimizi konuşalım hem de ilçemizde, köylerimizde devletimizin kamu imkânlarıyla yaptığı işleri görmek istedik. Önümüzdeki bahardan itibaren su altında kalacak iki köyümüzü taşıma için işlemlere başlayacağız. Bizler için önemli olan vatandaşımızın terör ile kendi arasına mesafe koymak suretiyle devletimizin yanında yer almasıdır. Devletimiz bölgede çok sayıda teşvik programları uyguluyor ve birçok yatırım gerçekleştiriyor ki bundan sonra da yatırımlar aralıksız bir şekilde devam edecek. Vatandaşlarımızın da ihtiyaçları imkanlar ölçüsünde sonuna kadar karşılanacak”dedi. Vali, verileceği belirtilen teşviklerin kimler için olduğundan ise söz etmedi.
Baraj kimin için?
Varto’da kölerinin su altında kalmasına tepki gösteren yurttaşlar bir eylem gerçekleştirmişti. Eylemde konuşan bir yuttaşın sözleri dikkat çekici: “ Bizim suçumuz Kürt olmak mı? Bizim suçumuz Kürt coğrafyasında yaşamak mıdır? Toprağımız bizim için namustur.” Baraj nedeniyle kamulaştırma yapılan arazilere biçilen ücretlerin komik ölçülerde olduğunu belirten yurttaşlara Vali Yıldırım’ın yeni evlere taşınacaksınız sözleri bu evlerin ücretsiz olduğu anlamına gelmiyor. İnsanlar borçlandırılarak açlığa mahkum ediliyor. Yıldırım’ın bölgede söz ettiği teşviklerin başında köylüyü yurdundan edecek olan Alpaslan-2 Barajı geliyor. Bu teşviklerin hiçbiri köylüyü ilgilendrimezken şirketlere her türlü olanak sunularak halk bölgeden sürülüyor. Barajın sulayacağı belirtilen Muş Ovası’nın büyük çoğunluğunda tarım şirketleri yerleşecek. Muşlu çiftçiler ise köleleşecek. Energo-Pro şirketi barajdan enerji üretirken aynı zamanda suyu hem çiftçiye hem de kente satacak. Bu proje tamamlandığında Muşlu yurttaşlar asla mutlu olamayacak, Eroğlu’nun dediği gibi Muşluların cebi hiçbir biçimde para görmeyecek. Suyu toprağı elinden alınan Muşluların kendilerine daha iyi bir yaşam kurması ise imkansız hale gelecek.
EKOLOJİ SERVİSİ