Eyn Îsa’ya yönelik son günlerde artan TSK-SMO saldırılarını gazetemize değerlendiren gazeteci Nazım Daştan ‘Rusya, Türkiye’yi kışkırtıyor’ dedi
Kuzey ve Doğu Suriye’ye bağlı Eyn Îsa kenti, bir süreden beri Türkiye ve bağlı grupların yoğun ateşi altında. Önceki gün çatışmaların yoğunlaştığına dair haberler, ajanslara düştü. Hawar Haber Ajansı’nın (ANHA) haberine göre, gece saatlerinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) bombardımanına Suriye Milli Ordusu’na (SMO) bağlı gruplar kara saldırısıyla eşlik etti. Çatışmalar özellikle Eyn İsa’ya bağlı Mişêrfê ve Seyda köyleri ile M4 Karayolu civarında yoğunlaştı.
Bölgede bulunan gazeteci Nazım Daştan ile Eyn İsa’ya yönelik saldırıların son günlerde yoğunlaşmasının nedenlerini ve muhtemel gelişmeleri gazetemize değerlendirdi. Eyn İsa bölgesindeki çatışmaların yeni olmadığını, Türkiye’ye bağlı grupların uzun bir sürede beri bu kente yönelik saldırılarda bulunduğunu belirten Daştan, “Girê Spî ve Serêkaniyê’nin ele geçirilmesinden sonra Türkiye, Kuzey ve Doğu Suriye’de yeni toprak ele geçirmek için harekete geçti. Etki alanını genişletmek ve yeni bir savaş başlatmak istiyor. Bu nedenle üç cephede operasyonlar başlattı. Son gelişmeleri bu çerçevede okumak gerekir. Bugün (önceki gün) Malik, Mişêrfê, Seyda ve M4 Karayolu çevresinde yoğun bir saldırı başlattılar. Bu saldırı Demokratik Suriye Güçleri tarafından püskürtüldü. Ancak bölgeye yönelik top atışları devam etti. Türkiye’ye bağlı grupların bugüne dek karadan yaptığı tüm saldırı girişimlerini boşa çıkaran DSG bu gruplara ağır kayıplar verdirdi. Bu nedenle bir süre topçu atışı ile her gün sivil yerleşim yerleri ateş altına alınıyor” bilgisini verdi.
Stratejik kent
Eyn Îsa’nın önemine dikkat çeken Daştan, bununla ilgili şu bilgileri verdi: “Eyn Îsa, Türkiye sınırına yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta olup, Kobanê’nin güneyinde yer alıyor. 2015’te DAİŞ’ten kurtarılan kent, Cizîre ve Fırat bölgelerinin bağlantı noktalarından biri olmasının yanı sıra Rakka ile Kobanê arasında köprü görevi görüyor. Bu nedenle de stratejik bir öneme sahip. Ayrıca bölgenin diğer kentlerine ulaşım için önemli olan M4 karayolu da Eyn Îsa’dan geçiyor. Türkiye ve bağlı gruplar Eyn Îsa’yı ele geçirip Cizîre ve Fırat bölgelerinin bağlantısını kesmek ve M4 karayolunu denetime almak istiyorlar.”
Daştan, Eyn İsa’nin SMO’ya bağlı gruplarca ele geçirilmesinin Rakka’ya bir cephe açılması ve Kobanê’nin kuşatılmasına bir adım daha yaklaşmak anlamına geldiğini sözlerine ekliyor.
Türkiye’nin hazırlıkları
Hem TSK hem de bağlı grupların bu bölgeyi ele geçirmek için hazırlık içinde olduğunu belirten Daştan, “Özellikle Eyn Îsa’dan Cirin bölgesi cephesine kadar uzanan Qetran, Şêx Şiwêhan, Berwiya, Kefifê, Mehra, Faris, Ebu Dihûr, Tiba,Cehşê Cimêcim, Ridênî, Temamih ve Sigêro köylerinde askeri hazırlıklar göze çarpıyor. Bölgede yeni askeri üsler kuruldu ve bombardımanların çoğu bu yeni üslerde yapılıyor. Dikkat çeken bir başka nokta ise Türkiye’nin İdlib’de bulundurduğu askeri gözlem noktalarından çekilmesinden hemen sonra bombardımanları artırması. Türkiye’nin son olarak 5 askeri gözlem noktasından çekildiği biliniyor” diye belirtti.
Rusya’nın tutumu
Rusya’nın hem Eyn Îsa’da ve genel olarak Kuzey ve Doğu Suriye’de hem Rejim güçlerini hem de Türkiye’nin saldırı tehdidini kullanarak mümkün olduğu kadar çok toprak kontrol etmeye çalıştığını belirten Daştan, “Eyn Îsa kentine yönelik saldırılara karşı DSG ile Rus ve Şam askeri yetkilileri arasında anlaşma sağlandı. Ateşkese uyulup uyulmadığını takip etmek üzere Eyn Îsa merkezi ve çevresinde 3 ortak gözlem noktası oluşturuldu. Bu gözlem noktalarıyla mevcut ateşkes anlaşmasıyla Türkiye ve desteklediği grupların anlaşma ihlalleri takip edilecekti. Ancak bütün ateşkes ihlallerine rağmen Rusya bir adım atmadı” dedi.
Rusya ile DSG yetkilileri arasında saldırıların durdurulması konusunda kimi görüşmeler de yapıldığını belirten Daştan, “Bu görüşmelerde Rus güçlerinin Türkiye’nin saldırılarının durması için Eyn Îsa’nın tamamen Suriye rejimine devredilmesini talep ettiği, hata sadece Eyn İsa değil bütün Fırat bölgesini; Rakka, Minbiç, Kobanê gibi kentlerin de rejime teslim edilmesi halinde saldırıların tamamen duracağını söylediler. ‘Siz de burada misafirsiniz, kendimizi korumak için savaşırız’ yanıtı üzerine Rusya ortak gözlem noktaları kurmayı kabul etti. Şam rejimi ile birlikte DSG yetkilileri ile anlaşma masasına oturmak zorunda kaldı” bilgisini aktardı.
Daştan, oluşturulan üç gözlem noktasında anlaşmaya rağmen Rus güçlerinin bulunmadığını belirterek, Rusya’nın kendi çıkarlarına uygun bir oluşum ortaya çıkana kadar bu tutumuna devam edeceğini söyledi.
Daştan, ayrıca saldırılar nedeniyle çok sayıda sivilin evlerini terk ederek kamplarda yaşamak zorunda kaldığını belirtti.
ABD ve Rusya’nın bölgeye etkisi
Seçim sonrası ABD’de meydana gelen yönetim değişikliğinin bölgeye etkilerinin merak konusu olduğunu belirten Nazım Daştan, konu ile ilgili şunları belirtiyor: “Demokratlarla Cumhuriyetçilerin Suriye politikaları aynı değil. Elbette yönetim değişikliğinden sonra farklı siyasetleri olacaktır. Belki ABD, Rusya karşısında daha etkili olabilmek için kendi politikasını güçlendirecektir. Askeri ve siyasi anlamda farklı bazı adımlar da atabilir. Ama Türkiye’yi tamamen karşısına alacak adımlar atmaz.” Rusya’nın ve Şam yönetiminin ise Türkiye’yi kışkırtan bir politika yürüttüklerini belirten Daştan, “Türkiye’nin bölgede bu kadar etkili olmasını sağlayan Rusya’dır. Rusya, Türkiye’yi sopa olarak kullanarak Kuzey ve Doğu Suriye yönetiminden bazı tavizler koparmaya çalışıyor. Şunun altını çizmek lazım. Türkiye ve bağlı grupların Eyn İsa’da bu kadar çok yönelmeye cesaret veren de Suriye Rejimi ve Rusya’nın politikalarıdır. Türkiye de bu durumdan yararlanmaya çalışıyor” dedi.
HABER MERKEZİ